10640
yeniden bir düzen oturtması zor değil.
aslına bakarsanız 2011 yazında da iyi oynamıyorduk. 11 hafta iyi de oynamadık, forvet hattını tutturana kadar. ne zaman forvette baros-elmander çıkıp, selçuk'un yanına en az 2 orta saha daha verdik; takım şaha kalktı. burak yılmaz başlığında defalarca dile getirdiğim gibi;
12. hafta sivasspor karşısında takım toparlandı ve ondan sonra topladığı puanların 34 haftaya extrapolasyonu 86 puan, 80 gol anlamına geliyordu.
ilk 11 haftanınki ise 59 puan, 46 goldü.
elimizde bol malzeme var, ama bu malzemeden takım yaratmak için marjinal hamleler yapmak gerek. bazılarına duygusal itirazlar olabilir, birazdan değineceğim.
selçuk inan bir zamanlar harikalar yaratıyordu, artık yaratamamasının nedeni stoperlerin arasına gömülü oynamak zorunda kalışı.
ilk sezon takımda kanat yoktu, emre ve engin orta saha gibi oynuyordu.
hatta elmander ve necati, emre'den daha orta saha gibi oynuyordu.
herkes ön libero, herkes orta saha, herkes kanat, herkes forvetti. o yüzden herkes gol attı, en çok melo ile selçuk attı.
işte burak gelirken bu güzelliğin bozulacağından itiraz ettik.
evet burak daha çok gol attı herkesten, ama artık kimse eskisi gibi oyuna tam katkıyı veremedi. selçuk da bugün bitmiş vaziyette.
selçuk'un en verimli olacağı sistemi burak'la yedik.
örnek verelim, bakın elmander eboue ve engin'den sonra ceza sahasına giriyor, emre ile aynı anda:
http://s14.directupload.net/.../120226/x8sjdo2b.swf
özellikle mevzu bu. atağa çıkıp karşı aut çizgisinde kalan melo elmander'e yerini kapatmasını söylüyor. elmander herkesten fazla orta saha derken bunu kastediyoruz işte.
http://inciswf.com/elmandermelo.swf
kadıköy'de elmander'in golü! yarı alanın ortasına çıkan necati sırtı dönük top alıyor selçuk'tan, arkasında çapraz koşan elmander'i görüyor.
http://s1.directupload.net/.../120317/2hqen3mu.swf
hatta şimdi hiç uğraşmak istemiyorum, o sezon atılan gollerin alayına bakalım, burak'ın defans arkasına koşup selçuk'un ona ulaşmaya çabalaması gibi ultra angutça bir varyasyona rastlayamazsınız.
artık durum ne? burak dimdirek kaleye koşsun, biz de defansın arkasına çalışalım. ne top yap, ne atak olgunlaşsın.
peki bu saatten sonra takım toparlanamaz mı? çok kolay toparlanır.
orta sahamızın kendine gelmesi için şart olan, selçuk ve melo'nun yanında bir orta saha daha olmalı. yani 4-2-3-1 oynayacaksan selçuk'a yer yok. bir kanatta yasin, bir kanatta olcan varken nasıl maccabi netenya'ya bağladık süper kupa'da ortaya çıktı.
en büyük lüksümüz, sneijder ve bruma/olcan gibi iki kanatın aynı anda oyunda olması olabilir. bunun yanında burak yılmaz oynadığı an selçuk bitti, üretkenliği gitti demektir.
yani forvete genç bir elmander ya da necati koyacaksın mecburen. yanında berk ismail oynayabilir, fiziği değil ama tekniği burak'tan daha müsait. bir an önce fiziğini ilerletmesi gerekiyor.
defansta bir bekimiz ileri derecede defansif olmalı. ilk yıl hakan balta'ydı, bu sene yine olabilir.
ya da olcan zaman zaman sol bek oynayıp veysel'e defansif kalması talimatı verilebilir.
muslera'dan feragat etmeyi öğrenmemiz gerekiyor, çünkü ileride yabancı hakkını kullanmazsak topa da sahip olamaz ve daha çok atak yeriz.
marjinal birkaç hamle şu olabilir;
milton keynes'ten 4 yedi manchester. mesela diyorum, yarın çıkıp sneijder+muslera için teklif yapsalar, welbeck + 10 milyon avro tarzı (ücret değişebilir), takımın iyiliği için hemen kabul etmek gerekir.
evet takımın teker teker en iyi iki ismi. ama takımın diğer parçaları bu iki önemli futbolcu sahada olduğu zaman bir bütünü tamamlayamayacak kadar yetersizler.
ayrıca welbeck şu an bizim ilacımız. sneijder de olmadığı zaman berk ile beraber, elmander-baros uyumunu selçuk'a sağlayabilirler.
kaldı ki bruma+sneijder'in yan yana oynaması demek, selçuk'a çok daha fazla yük binmesi ve beyzademizin daha da kötü oynaması demek oluyor.
gönül ister ki sneijder'in hızına yetişebilecek 2-3 oyuncumuz daha olsa, melo bile o kapasitede değilken sneijder'i kadroda tutmamızın bize çok bir getirisi olmuyor.
drogba ile anlaşıyorlardı ama artık o da yok.
ve her kapı, burak yılmaz'dan kurtulmaya çıkıyor malesef. bu sezon yattı o iş, muhtemelen birkaç aya kemoterapi yolu gözükür bana. kapalı'da bu sezon burak'a olan tahammül daha bir azalır. ben yine statta yuhalamam ama başkaları yuhalarsa hiç üzülmem de artık.
aslına bakarsanız 2011 yazında da iyi oynamıyorduk. 11 hafta iyi de oynamadık, forvet hattını tutturana kadar. ne zaman forvette baros-elmander çıkıp, selçuk'un yanına en az 2 orta saha daha verdik; takım şaha kalktı. burak yılmaz başlığında defalarca dile getirdiğim gibi;
12. hafta sivasspor karşısında takım toparlandı ve ondan sonra topladığı puanların 34 haftaya extrapolasyonu 86 puan, 80 gol anlamına geliyordu.
ilk 11 haftanınki ise 59 puan, 46 goldü.
elimizde bol malzeme var, ama bu malzemeden takım yaratmak için marjinal hamleler yapmak gerek. bazılarına duygusal itirazlar olabilir, birazdan değineceğim.
selçuk inan bir zamanlar harikalar yaratıyordu, artık yaratamamasının nedeni stoperlerin arasına gömülü oynamak zorunda kalışı.
ilk sezon takımda kanat yoktu, emre ve engin orta saha gibi oynuyordu.
hatta elmander ve necati, emre'den daha orta saha gibi oynuyordu.
herkes ön libero, herkes orta saha, herkes kanat, herkes forvetti. o yüzden herkes gol attı, en çok melo ile selçuk attı.
işte burak gelirken bu güzelliğin bozulacağından itiraz ettik.
evet burak daha çok gol attı herkesten, ama artık kimse eskisi gibi oyuna tam katkıyı veremedi. selçuk da bugün bitmiş vaziyette.
selçuk'un en verimli olacağı sistemi burak'la yedik.
örnek verelim, bakın elmander eboue ve engin'den sonra ceza sahasına giriyor, emre ile aynı anda:
http://s14.directupload.net/.../120226/x8sjdo2b.swf
özellikle mevzu bu. atağa çıkıp karşı aut çizgisinde kalan melo elmander'e yerini kapatmasını söylüyor. elmander herkesten fazla orta saha derken bunu kastediyoruz işte.
http://inciswf.com/elmandermelo.swf
kadıköy'de elmander'in golü! yarı alanın ortasına çıkan necati sırtı dönük top alıyor selçuk'tan, arkasında çapraz koşan elmander'i görüyor.
http://s1.directupload.net/.../120317/2hqen3mu.swf
hatta şimdi hiç uğraşmak istemiyorum, o sezon atılan gollerin alayına bakalım, burak'ın defans arkasına koşup selçuk'un ona ulaşmaya çabalaması gibi ultra angutça bir varyasyona rastlayamazsınız.
artık durum ne? burak dimdirek kaleye koşsun, biz de defansın arkasına çalışalım. ne top yap, ne atak olgunlaşsın.
peki bu saatten sonra takım toparlanamaz mı? çok kolay toparlanır.
orta sahamızın kendine gelmesi için şart olan, selçuk ve melo'nun yanında bir orta saha daha olmalı. yani 4-2-3-1 oynayacaksan selçuk'a yer yok. bir kanatta yasin, bir kanatta olcan varken nasıl maccabi netenya'ya bağladık süper kupa'da ortaya çıktı.
en büyük lüksümüz, sneijder ve bruma/olcan gibi iki kanatın aynı anda oyunda olması olabilir. bunun yanında burak yılmaz oynadığı an selçuk bitti, üretkenliği gitti demektir.
yani forvete genç bir elmander ya da necati koyacaksın mecburen. yanında berk ismail oynayabilir, fiziği değil ama tekniği burak'tan daha müsait. bir an önce fiziğini ilerletmesi gerekiyor.
defansta bir bekimiz ileri derecede defansif olmalı. ilk yıl hakan balta'ydı, bu sene yine olabilir.
ya da olcan zaman zaman sol bek oynayıp veysel'e defansif kalması talimatı verilebilir.
muslera'dan feragat etmeyi öğrenmemiz gerekiyor, çünkü ileride yabancı hakkını kullanmazsak topa da sahip olamaz ve daha çok atak yeriz.
marjinal birkaç hamle şu olabilir;
milton keynes'ten 4 yedi manchester. mesela diyorum, yarın çıkıp sneijder+muslera için teklif yapsalar, welbeck + 10 milyon avro tarzı (ücret değişebilir), takımın iyiliği için hemen kabul etmek gerekir.
evet takımın teker teker en iyi iki ismi. ama takımın diğer parçaları bu iki önemli futbolcu sahada olduğu zaman bir bütünü tamamlayamayacak kadar yetersizler.
ayrıca welbeck şu an bizim ilacımız. sneijder de olmadığı zaman berk ile beraber, elmander-baros uyumunu selçuk'a sağlayabilirler.
kaldı ki bruma+sneijder'in yan yana oynaması demek, selçuk'a çok daha fazla yük binmesi ve beyzademizin daha da kötü oynaması demek oluyor.
gönül ister ki sneijder'in hızına yetişebilecek 2-3 oyuncumuz daha olsa, melo bile o kapasitede değilken sneijder'i kadroda tutmamızın bize çok bir getirisi olmuyor.
drogba ile anlaşıyorlardı ama artık o da yok.
ve her kapı, burak yılmaz'dan kurtulmaya çıkıyor malesef. bu sezon yattı o iş, muhtemelen birkaç aya kemoterapi yolu gözükür bana. kapalı'da bu sezon burak'a olan tahammül daha bir azalır. ben yine statta yuhalamam ama başkaları yuhalarsa hiç üzülmem de artık.