• 10631
    teknik direktörünün oyun planına ihanet edercesine top oynayan futbolcu grubudur. cesare prandelli kamp dönemin de verdiği demeçler de sürekli dikine pas ve topa sahip olma unsurlarından bahsetti. durağan olmayan hareketli bir futbol anlayışı içerisinde olacağız söylemlerinde bulundu. ama 25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçında bununla ilgili oynayan tek oyuncu ( oda ikinci yarının 75. dakikasından sonra olcan adındı ). bu vakite kadar oyuncular arası inanılmaz derece de uyumsuzluk , birbirleri ile iletişim kuramama sorunu görüldü. takımın kalbi işleyen düzeni olarak nitelendirebileceğimiz selçuk inan wesley sneijder ve felipe melo saha da ciddi anlam da ruh gibi dolaştılar. nitekim 60. dakika da wesley sneijder oyundan alındı. takım da ön öne çıkan isim uzatmalar da dahil şüphesiz fernando muslera idi. ki tek buradan bile maçın kim tarafından oynandığını anlayabiliriz. bir diğer takım için de göze batan, güven veren isim ise semih kayaidi. gerçekten yıllar geçtikçe oyununu ne kadar olgunlaştırdığını görebiliyoruz. *

    takım içersin de benim de sahip olduğum düşünceler doğrultusun da bir stoper alınması gerekliliğini düşünüyordum fakat stoperden ziyade acil olarak takım da skora katkısı bol oyunu iyi okuması gereken, oyunu rakip yarı sahaya yıkmak için ayağında topu tutması gereken bir hücum oyuncusuna ihtiyaç göze çarpmakta. burak yılmazın takıma geçmiş seneler içinde yaptığı katkıları inkar edemem tabi ki ama malesef kendisi ile takım saha dizilişi olsun oyun planı olsun sürekli değişim göstermekte. biz oyuncuya göre felsefe değil felsefeye göre oyunucu bulmalıyız düşüncesindeyim. nitekim evet şuan yerli olarak en iyi golcü kendisi olabilir ama avrupa da üst düzey bir turnuva da rol alacak bir ekibin direkt forveti olarak kendisini göstermek ne derece akıla yatkın bir iştir bilemiyorum. kendisi oynanan 25 ağustos 2014 galatasaray fenerbahçe maçı nda ne kadar çok baskı yapmaya çalışsa da mücadele etmek istese de bana göre yetersiz kalmıştır. bir parantez de alex tellese açmak gerekir. bunu bir çok kişi dile getirdi fakat ciddi anlam da kendisini yedekleyebilecek bir oyuncuya ihtiyaç duymaktayız. kendisi bunun vermiş olduğu rahatlıktan mıdır ? bilinmez, ileriye gitmesini beklerken her geçen gün daha da geriye doğru gitmekte. kendisinin ciddi anlam da büyük bir potansiyele sahip olduğunun farkındayız fakat bu potansiyelini kullanabilmesi için takım içi rekabette onun seviyesini yukarı çıkartmasını sağlayacak bir bek ihtiyacı olduğu da bir gerçektir.

    takım olarak bir şeyler başarmak istiyorsak en başta bir ruh ortaya koymalıyız. mücadele etmeliyiz. kendilerinin canla başla mücadele edip yenildiği , berabere kaldığı maçlar oldu elbette. buna örnek istiyorsanız; size play-off senesinde ki kadıköy de ki maçta milan baroş un son saniyede direkten dönen topunun olduğu maçı hatırlatırım. biz kupalar kazabiliriz, kaybedebiliriz. bunlar ezeli rakibimiz olan takımlara karşı da olabilecek şeyler. nitekim bu bir spor her daim kazanılacak diye bir öge mevcut değil. bizim taraftar olarak istediğimiz saha da ki futbolcuların terin son damlasına kadar mücadele ettiğini görmek. işte o zaman kimse bu adamların sene sonu uzatılan, zam yapılan sözleşmelerine karışmaz. bu halleriyle oynamaya devam edeceklerse kusura bakmasın da kimse aldıkları para kursakların da kalır. o paraların karşılanabilmesi için nice taraftar harçlığından, maaşından kısıp bir şeyler alıp kulübe katkı sağlamak için çabalıyor.

    umarım bir an önce silkelenip üzerlerinde ki ölü toprağını atarlar ve nerede oynadıklarının farkına varırlar. bir müsibet bin nasihatten iyidir sözü bizim için geçerli olur gerekilen işlemler kısa süre de yapılır inşallah.

    unutulmadan ; bizim tek sevdamız galatasaray
App Store'dan indirin Google Play'den alın