252
muslera-veysel-semih-chedjou; athos, porthos , aramis ve d'artagnan...
geri kalanın ne yaptığını anladıysam tekmil sülalemi kainat kovalasın...
muslera, daha ne yapsın... eline meşe odunu versinler, takımın geri kalanını bi odaya toplasınlar, ışığı kapatsınlar, allah ne verdiyse önüne gelene girişse yeridir...
semih-chedjou; adamlar sağlı sollu-göbekten yardırırlarken hemen hemen sıfır hatayla oynadılar, riskli işlere girişiyorlar ama özgüven deyip üstünde durmak istemem bile takımın geneli perişan haldeyken...
veysel; (yeterli) üst düzeyde değildi ama işini yaptı mı yaptı, fazlasını beklemedim çünkü önünde oynayan arkadaşları zerre top oynamadılar...
melo; adama sanki sakin ol, atılma, kendi halinde takıl aman diyim diye tembihlemişler, özel güçleri elinden alınmış süper kahraman gibi tamamladı maçı, en üzüldüğüm, kötü oynayanlar içinde kızamadığım tek adam oldu...
selçuk; şimdi sinirden kendimi s.kicem diye bi ifade var ya, maçı bu ruh haliyle izletti bana, bi sorumluluk al be birader allah rızası için, senin oynadığın ne maçları gördük, bu kadar mı kaçılır toptan-sorumluluktan, sen kaptansın, şu takımın beynisin, sen elini taşın altına sokmayınca takımın hali bu, şu maçı tekrar izleyeceklerdir mutlaka takım olarak, umarım arkadaşları pas verecek adam ararken toptan kaçtığı-saklandığı pozisyonları görür de biraz olsun utanır...
sneijder; bi allahın kulu yardıma gitmeyince , al topu şapkadan tavşan çıkar deyince bi adama , her maç olmaz o diye cevap verdi, sağlı sollu oynayan arkadaşlarla bu düzeyde ilk kez oynamasının uyumsuzluğu ortadaydı, baktı takımın geneli kötü, fizik olarak da zorlamadı kendini...
yasin-bruma-olcan; üçü de bireysel olarak birşeyler yapma gayretine girdi, olmadı, beceremediler, karşılarında oynayan adamlar karakter olarak olmasa da futbol becerisi olarak üst seviyede top oynayan adamlar, kanattan yardıramayınca içeri-göbeğe- dönüp pas verecek selçuk'u da göremeyince, çoğu kez topu kaptırdılar, hata yaptılar, kötüydüler ama haksız yere maçın kötüleri gibi gözüktüler...
telles; geldiğinden beri `her maç en az bir defa olmak üzere bariz pozisyon hatası yapıp adam kaçıran bi oyuncunun heykeli` için çalışma olsa telles'in kalıbını dökerler direkt olarak, takımın geneli kötüdür, önündeki adam yardıma gelmez de zor durumda kalırsın anlarım ama her maç arkasına adam kaçırıp pozisyon hatası da yapılmaz be birader, ayıp...
yekta; ortasahayı ele geçiririz dedim girince ama kalabalık yapmaktan başka hiçbirşey yapmadı...
burak, bu maç özelinde yalnızkaldı, takımın geneli kötüydü, top gelmedi savunması kendisini aklasa da son 3-4 hazırlık maçında dışarıdan görünen garip bi vurdumduymazlık var halinde, maçı düşünüyorum da, gol pozisyonuna bile girmedi hatırladığım kadarıyla...
penaltılar için birşey demek istemiyorum, klasiktir, ne büyük futbolcular finallerde neler kaçırdı hesabı...
neticede yeni sezonda sneijder ve sağında solunda kim oynarsa o ikilinin uyumu sağlanamadıkça yeni yine yeniden tek forvet sancımız başlamış oldu resmi olarak... bana kalırsa genel anlamda doğru bir sistem üzerine inşa etmiyoruz yapılanmayı, sabah akşam oyuncularla olan, yapabileceklerini en iyi bilen prandelli'dir, saygı duyuyorum ama yineliyorum; geçen seneki hastalığın teşhisi doğru yapılmamış, tedaviye de karşılık vermeyecek bu durum, umarım en kısa sürede sorunun kaynağının farkına varılır...
güzide spor basınına gelelim, maçı sürekli germeye çalışan, hakemlere atarlanan fenerli futbolcuları, volkan'ın yaptığı hareketi (burada küfür var) nasıl geçiştirecekler merak etmiyorum, büyük bir itimalle tribünlerden atılanlar-gerginlik sahaya da yansıdı ve deyip geçiştirecekler, şike olunca sahaya yansımıyor, ama atmosfer olunca tribünde, sahaya yansıyor onlara göre, işte bu yüzden can-ı gönülden inanarak söylediğim tezahürat devreye giriyor burda;
basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca
içim rahat etmiyor fener'e koymayınca....
bu gece rahat uyku yok, uyuyabilene iyi geceler...
geri kalanın ne yaptığını anladıysam tekmil sülalemi kainat kovalasın...
muslera, daha ne yapsın... eline meşe odunu versinler, takımın geri kalanını bi odaya toplasınlar, ışığı kapatsınlar, allah ne verdiyse önüne gelene girişse yeridir...
semih-chedjou; adamlar sağlı sollu-göbekten yardırırlarken hemen hemen sıfır hatayla oynadılar, riskli işlere girişiyorlar ama özgüven deyip üstünde durmak istemem bile takımın geneli perişan haldeyken...
veysel; (yeterli) üst düzeyde değildi ama işini yaptı mı yaptı, fazlasını beklemedim çünkü önünde oynayan arkadaşları zerre top oynamadılar...
melo; adama sanki sakin ol, atılma, kendi halinde takıl aman diyim diye tembihlemişler, özel güçleri elinden alınmış süper kahraman gibi tamamladı maçı, en üzüldüğüm, kötü oynayanlar içinde kızamadığım tek adam oldu...
selçuk; şimdi sinirden kendimi s.kicem diye bi ifade var ya, maçı bu ruh haliyle izletti bana, bi sorumluluk al be birader allah rızası için, senin oynadığın ne maçları gördük, bu kadar mı kaçılır toptan-sorumluluktan, sen kaptansın, şu takımın beynisin, sen elini taşın altına sokmayınca takımın hali bu, şu maçı tekrar izleyeceklerdir mutlaka takım olarak, umarım arkadaşları pas verecek adam ararken toptan kaçtığı-saklandığı pozisyonları görür de biraz olsun utanır...
sneijder; bi allahın kulu yardıma gitmeyince , al topu şapkadan tavşan çıkar deyince bi adama , her maç olmaz o diye cevap verdi, sağlı sollu oynayan arkadaşlarla bu düzeyde ilk kez oynamasının uyumsuzluğu ortadaydı, baktı takımın geneli kötü, fizik olarak da zorlamadı kendini...
yasin-bruma-olcan; üçü de bireysel olarak birşeyler yapma gayretine girdi, olmadı, beceremediler, karşılarında oynayan adamlar karakter olarak olmasa da futbol becerisi olarak üst seviyede top oynayan adamlar, kanattan yardıramayınca içeri-göbeğe- dönüp pas verecek selçuk'u da göremeyince, çoğu kez topu kaptırdılar, hata yaptılar, kötüydüler ama haksız yere maçın kötüleri gibi gözüktüler...
telles; geldiğinden beri `her maç en az bir defa olmak üzere bariz pozisyon hatası yapıp adam kaçıran bi oyuncunun heykeli` için çalışma olsa telles'in kalıbını dökerler direkt olarak, takımın geneli kötüdür, önündeki adam yardıma gelmez de zor durumda kalırsın anlarım ama her maç arkasına adam kaçırıp pozisyon hatası da yapılmaz be birader, ayıp...
yekta; ortasahayı ele geçiririz dedim girince ama kalabalık yapmaktan başka hiçbirşey yapmadı...
burak, bu maç özelinde yalnızkaldı, takımın geneli kötüydü, top gelmedi savunması kendisini aklasa da son 3-4 hazırlık maçında dışarıdan görünen garip bi vurdumduymazlık var halinde, maçı düşünüyorum da, gol pozisyonuna bile girmedi hatırladığım kadarıyla...
penaltılar için birşey demek istemiyorum, klasiktir, ne büyük futbolcular finallerde neler kaçırdı hesabı...
neticede yeni sezonda sneijder ve sağında solunda kim oynarsa o ikilinin uyumu sağlanamadıkça yeni yine yeniden tek forvet sancımız başlamış oldu resmi olarak... bana kalırsa genel anlamda doğru bir sistem üzerine inşa etmiyoruz yapılanmayı, sabah akşam oyuncularla olan, yapabileceklerini en iyi bilen prandelli'dir, saygı duyuyorum ama yineliyorum; geçen seneki hastalığın teşhisi doğru yapılmamış, tedaviye de karşılık vermeyecek bu durum, umarım en kısa sürede sorunun kaynağının farkına varılır...
güzide spor basınına gelelim, maçı sürekli germeye çalışan, hakemlere atarlanan fenerli futbolcuları, volkan'ın yaptığı hareketi (burada küfür var) nasıl geçiştirecekler merak etmiyorum, büyük bir itimalle tribünlerden atılanlar-gerginlik sahaya da yansıdı ve deyip geçiştirecekler, şike olunca sahaya yansımıyor, ama atmosfer olunca tribünde, sahaya yansıyor onlara göre, işte bu yüzden can-ı gönülden inanarak söylediğim tezahürat devreye giriyor burda;
basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca
içim rahat etmiyor fener'e koymayınca....
bu gece rahat uyku yok, uyuyabilene iyi geceler...