2014 Türkiye Süper Kupası Final Maçı
20:29 Manisa 19 Mayıs Stadı
2 - 3
Penaltılar Sonucu
  • 251
    galatasaray'ın ciddi bir şekilde incelenmesi gerektiğini düşündüğüm maçtır. kupayı kaybettik ama dersimizi aldık bari diyebilelim.

    bazı oyuncularımız ve oyun planımızla ilgili kendi görüşlerimi yazmak istedim.

    öncelikle ilk 11'imize bakıyorum; muslera, veysel, telles, semih, chedjou, melo, selçuk, yasin, olcan, sneijder, burak. kadroya bir şey diyemiyor insan. dizilimi düşününce de 4-2-3-1 makul ve mantıklı görünüyor göze.

    sonuçlara gelelim;

    forvetimiz burak bizim. bir forvet olarak burak'ı tartışmayı doğru bulmuyorum. çünkü her futbolcu gibi burak'ın da bir futbol karakteri var. ve bu futbol karakteri biz burak'ı alırken de vardı ve aynıydı. burak defansın arkasına çok iyi sızıp aldığı toplarla skor oluşturan bir forvet. yani arkasında ara paslarla, öldürücü toplarla burak'ı kaleciyle karşı karşıya bırakıp onu kral yapacak oyunculara ihtiyacı var burak'ın. türk futbolu için bu oyunculara örnek vermemiz gerekirse; sneijder, eski selçuk inan ve birkaç yıldır bu işi iyi yapan olcan adın'ı gösterebiliriz. yani burak'ın arkasındaki üçlüden ikisini kastediyorum, bir diğeri de orta sahamızın göbeğini teşkil ediyor. ama her maç istenilenler yapılamıyor ve bu maç olduğu gibi pozisyon üretemiyoruz bazen.

    sneijder'e gelelim. fevkalade üstün meziyetlerle bezeli bir oyuncu. takımı için inanılmaz çalışan çabalayan bir oyuncu. fakat yumuşak bir futbol yapısı var. sertliğe maruz kalınca yılıyor haklı olarak. lakin dedim ya canını dişine takıp elinden gelenin en iyisini veriyor takıma. geçen sezon kendisini sol kanatta oynatmaya çalıştığını düşünüp mancini'ye az yüklenmemiştik belki ama; mancini kendisini solda göstermekle beraber, her zaman baskı ve kalabalıktan uzak tutmaya çalışarak gerçek performansını göstermesi için bir takım önlemler almıştı ve sonucunda güzel bir performans ve skora etki eden bir sneijder izlemiştik. sneijder in mevkisi olması hasebiyle forvet arkasında ve ortada oynatılması ısrarından daha çok topla daha özgür olabileceği, baskıdan en uzak durabileceği bir bölgede oynaması gerektiğini düşünüyorum. saha içinde de adı konulmuş böyle bir bölge olmadığı için oyuncumuzu ileri hatta, serbest rolde, atak organizatörümüz olarak kullanmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

    yasin takımımıza yeni katılmış olması hasebiyle bugün yapamadıklarını bir kıstas olarak kabul etmemek gerektiğini düşünüyorum. en az yarım sezon kendini takımımızda gördükten sonra bizlere de genel bir kanaat hasıl olur. bugün etkisiz olması belki tecrübe eksikliği belki heyecan belki de maç kondisyonunun eksik olması dolayısıyladır. bildiğimiz gibi planlanmış hazırlık maçlarımızı bile iptal edip az sayıda ve yeterli etkinlikte olmayan ekiplerle hazırlık maçları oynadık.

    olcan görünen takımda en çok umut verenlerden biri konumunda. ara ara sazı eline alıp takıma hareketlilik getirmesi bile bugünkü kötü performansımızın arasında sırıtmasına yetti.

    semih ve chedjou bugün çakılı defans kavramının nasıl bir şey olduğunu en güzel şekliyle bize gösterdiler. günümüz futbol anlayışında pek yeri olmadığı düşünülse de gol yemedik 120 dk. hem de böylesine bir futbolla.

    alex telles konusu var bir de bizim takımımızda. kendisi hakkında sözlükteki diğer arkadaşların yazdıklarına katılmamak elde değil. "kendisinin yerine kimi oynatırsak oynatalım takımın bir yönü şimdikinden üstün olacak" evet. brezilyada hayranlık uyandıran bir sol beki alıp ülkemize getiriyoruz. kadromuzda ilk 11 de sürekli oynama şansını veriyoruz. sol kanada hükmedecek, hem top kesip defansif anlamda iş yapacak, hem ataklarımızda sol kanada canlılık getirecek hem de güzel ortalarıyla rakibe tehlike oluşturacak diye büyük bir hevesle alıyoruz. lakin ne defansif ne de ofansif olarak kendisinden faydalanamıyoruz. başarılı olabilmesi için; kendisini geliştirmek istemesi, yeterli profesyonelliğe sahip olması ve doğru olarak yönetilip yönlendirilmesi şart.

    genç yabancı veya bir başka deyişle yatırım transferlerimizle(telles, bruma, ontivero, doria?, balanta?..vs) ilgili bir noktaya daha değinmeliyiz diye düşünüyorum. "bu adamları alıp 3-5 sene oynatıp geliştirip satarız." mantalitesi güzel tabi ki ama biz sadece bu cümleden ibaret olan mantaliteye football manager mantalitesi diyoruz ve bu mantalite gerçek hayatın gerçeklikleriyle uyuşmuyor. bir genç oyuncuyu alıyorsan o oyuncunun gelişmesini istiyorsan ilk olarak oyuncuyu yetenek olarak değil zihinsel olarak geliştirecek olduğunu bilmelisin ve buna yönelik atılım yapmalısın. büyük klüplerin alt yapı antrenöürlerine bakacak olursak kendi alanlarında uzman olduklarını görürüz. yani bu antrenörler genç ya da minik oyuncuların geliştirilmesi hususunda uzman, tecrübeli insanlardır. bizim en üst düzey klüplerimizde ise eski bir futbolcu hemen altyapıda hoca olur ve gelecek onlara emanet edilir. bu antrenörler kötüdür demiyorum lakin işi de ehline bırakmak gerekir. bunun gibi dünyanın büyük klüplerinin zihinsel gelişim amaçlı çalışan kişisel gelişim uzmanları, futbolcuların futbol dünyasının yükünü kaldırmakta çektikleri zorluklara göğüs germelerinde onlara yardımcı olacak alanlarında uzman onlarca psikolog ve psikiyatristleri mevcutken bizim klüplerimizin bu konularda bir çalışması olduğuna dair bir gelişmeden haberdar değilim. demek istediğim şudur ki; genç ve yıldız adayı diye birilerini transfer etmeden önce transfer edeceğin o genç oyuncuları fiziksel ve mental olarak yıldız olma yolunda eksiksiz olarak destekleyecek bir ekibe sahip olmak zorunluluğun var. bizim klübümüzde bu ortam veya bu ekip var mı bilmiyorum. yani daha doğrusu bildiğim kadarıyla yok. bu nedenle bruma ve telles gibi oyunculara kolay kolay kızamıyorum. çünkü eksikliklerindeki tek payın kendilerinde olduğuna inanmıyorum.

    son olarak muslera; beni hiç yanıltmadı. daha önce bir entry kaleme almıştım kendisi hakkında; "yabancı sınırı 1 e dahi indirilse muslera'yı bu takımda görmek isterim." demiştim. bu gün yine bizim kalecimiz olduğu için şükrettim. uzun zamandır sinan'ı izleyemedik ama arkasında sağlam bir kaleci olduğunu düşündürtmüş olabilir muslera'ya. sakatlanmayasıca panterimiz...

    umarım ki takımımızı daha derli toplu, daha hırslı ve ısırgan olarak göreceğimiz günler yakındır.

    biraz uzun oldu yazım. başta zaman ayırıp okuyan, daha sonra da "ya bu kadar uzun mu yazılır!" deyip hemen geçen herkese teşekkürü borç bilirim. sürç-i lisan ettiysek affola.
  • 252
    muslera-veysel-semih-chedjou; athos, porthos , aramis ve d'artagnan...

    geri kalanın ne yaptığını anladıysam tekmil sülalemi kainat kovalasın...

    muslera, daha ne yapsın... eline meşe odunu versinler, takımın geri kalanını bi odaya toplasınlar, ışığı kapatsınlar, allah ne verdiyse önüne gelene girişse yeridir...
    semih-chedjou; adamlar sağlı sollu-göbekten yardırırlarken hemen hemen sıfır hatayla oynadılar, riskli işlere girişiyorlar ama özgüven deyip üstünde durmak istemem bile takımın geneli perişan haldeyken...
    veysel; (yeterli) üst düzeyde değildi ama işini yaptı mı yaptı, fazlasını beklemedim çünkü önünde oynayan arkadaşları zerre top oynamadılar...

    melo; adama sanki sakin ol, atılma, kendi halinde takıl aman diyim diye tembihlemişler, özel güçleri elinden alınmış süper kahraman gibi tamamladı maçı, en üzüldüğüm, kötü oynayanlar içinde kızamadığım tek adam oldu...

    selçuk; şimdi sinirden kendimi s.kicem diye bi ifade var ya, maçı bu ruh haliyle izletti bana, bi sorumluluk al be birader allah rızası için, senin oynadığın ne maçları gördük, bu kadar mı kaçılır toptan-sorumluluktan, sen kaptansın, şu takımın beynisin, sen elini taşın altına sokmayınca takımın hali bu, şu maçı tekrar izleyeceklerdir mutlaka takım olarak, umarım arkadaşları pas verecek adam ararken toptan kaçtığı-saklandığı pozisyonları görür de biraz olsun utanır...

    sneijder; bi allahın kulu yardıma gitmeyince , al topu şapkadan tavşan çıkar deyince bi adama , her maç olmaz o diye cevap verdi, sağlı sollu oynayan arkadaşlarla bu düzeyde ilk kez oynamasının uyumsuzluğu ortadaydı, baktı takımın geneli kötü, fizik olarak da zorlamadı kendini...

    yasin-bruma-olcan; üçü de bireysel olarak birşeyler yapma gayretine girdi, olmadı, beceremediler, karşılarında oynayan adamlar karakter olarak olmasa da futbol becerisi olarak üst seviyede top oynayan adamlar, kanattan yardıramayınca içeri-göbeğe- dönüp pas verecek selçuk'u da göremeyince, çoğu kez topu kaptırdılar, hata yaptılar, kötüydüler ama haksız yere maçın kötüleri gibi gözüktüler...

    telles; geldiğinden beri `her maç en az bir defa olmak üzere bariz pozisyon hatası yapıp adam kaçıran bi oyuncunun heykeli` için çalışma olsa telles'in kalıbını dökerler direkt olarak, takımın geneli kötüdür, önündeki adam yardıma gelmez de zor durumda kalırsın anlarım ama her maç arkasına adam kaçırıp pozisyon hatası da yapılmaz be birader, ayıp...

    yekta; ortasahayı ele geçiririz dedim girince ama kalabalık yapmaktan başka hiçbirşey yapmadı...

    burak, bu maç özelinde yalnızkaldı, takımın geneli kötüydü, top gelmedi savunması kendisini aklasa da son 3-4 hazırlık maçında dışarıdan görünen garip bi vurdumduymazlık var halinde, maçı düşünüyorum da, gol pozisyonuna bile girmedi hatırladığım kadarıyla...

    penaltılar için birşey demek istemiyorum, klasiktir, ne büyük futbolcular finallerde neler kaçırdı hesabı...

    neticede yeni sezonda sneijder ve sağında solunda kim oynarsa o ikilinin uyumu sağlanamadıkça yeni yine yeniden tek forvet sancımız başlamış oldu resmi olarak... bana kalırsa genel anlamda doğru bir sistem üzerine inşa etmiyoruz yapılanmayı, sabah akşam oyuncularla olan, yapabileceklerini en iyi bilen prandelli'dir, saygı duyuyorum ama yineliyorum; geçen seneki hastalığın teşhisi doğru yapılmamış, tedaviye de karşılık vermeyecek bu durum, umarım en kısa sürede sorunun kaynağının farkına varılır...

    güzide spor basınına gelelim, maçı sürekli germeye çalışan, hakemlere atarlanan fenerli futbolcuları, volkan'ın yaptığı hareketi (burada küfür var) nasıl geçiştirecekler merak etmiyorum, büyük bir itimalle tribünlerden atılanlar-gerginlik sahaya da yansıdı ve deyip geçiştirecekler, şike olunca sahaya yansımıyor, ama atmosfer olunca tribünde, sahaya yansıyor onlara göre, işte bu yüzden can-ı gönülden inanarak söylediğim tezahürat devreye giriyor burda;

    basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca
    içim rahat etmiyor fener'e koymayınca....

    bu gece rahat uyku yok, uyuyabilene iyi geceler...
  • 254
    başıma bişey gelmeyecekse mağlup olmamıza sevindiğim süper kupa mücadelesidir...fenerbahçe'ye yenilmeden bu takımın eksiklerini,dökülenlerini takviye gerekli mevkileri göremediğimiz için en azından başta yönetim ve ünal aysal olmak üzere herkesin silkelenmesini ve şapkayı önüne koyup bazı radikal hamlelerde bulunması gerektiğini gözler önüne daha sezon başında ve zararı en başından dönüp kara geçilmesi için herkesin yanlışlara odaklanması gerektiğini bize fark ettirmiştir.
  • 255
    maç analizi:
    gs hazir degil. fb gs'den an itibari ile daha hazir ve daha iyi bir takim.

    genel analiz:
    taraftarin küme dü$ürülmeyen fener ve provakatör volkan, caner ve emre b. ye zerre kadar tahammülü yok. bu maç ayda bile oynansa, durum degi$mezdi.

    sahaya atilan pet $i$eler, maytaplar vs. futbolun önüne geçti. çok gergin bir ortamda oynandi maç. kupanin adi haricinde hiç bir $ey süper degildi. onun da bir tek adi süper. teneke parçasindan ba$ka bir $ey degil. ucunda $. ligi olmasa bu federasyondan $ampiyonluk kupasi bile almam ya neyse..

    rezilliklere geçelim:

    taraftar: rezalet
    saha zemini: rezalet
    hakem: rezalet
    gs: rezalet

    ko$mayan, mücadele etmeyen, 2 top yapamayan, dikine oynayamayan bir galatasaray var. henüz hazir degil belki de ama bu i$te ba$ka bir i$ var.

    takimin en sikintili bölgesi orta saha. defans arkasina burak in önüne top salma dü$üncesinden ba$ka bir alternatifi olmayan bir galatasaray var.

    2 tane kanat oyuncun var. birisi olcan digeri bruma ama ikisi de sifir a inip tek orta açmami$. maçin en heyecan verici ani, burak in bekir in arkasina kaçip, kafa ile düzelttigi topu içeri ortalayarak olcani gol pozisyonuna sokmasi oldu.

    olcan timing hatasi yapmasi jeneriklik, hafizalardan silinmeyecek bir gol olacak ve kupa gelecekti.

    olmadi, $apka dü$tü, kel göründü!

    1. takima derhal güçlü bir hücum oynucusu kazandirilacak
    2. takim fizik form seviyesini yükseltecek
    3. selçuk ile konu$ulup, kaptanligin ne manaya geldigi anlatilacak

    bunlar olmadikça bu takim ligi ilk 3te bitirir ama $ampiyonlar liginde gruptan çikamaz, yoluna avrupa liginde devam eder.
  • 256
    3-4 yıldır fifa serilerinden bi oyun oynamadım hiç. şuan var mı yok mu bilmiyorum ama eski serilerde oyunu öğretmek için bölümler vardı.

    işte defans yaptırır sana, hücum organizasyonları denetir falan filan. defans yaptırırken şöyle olurdu;

    bilgisayar hücum yaparken sen savunursun, topu kaptığın gibi oyun başa döner tekrar bilgisayara gelir top hücum yapması için. hah bu maçın yaklaşık yarım saat-45 dakikası bu şekilde geçti. galatasaray savunma yapıyor, fener hücum yapıyor, biz defansta topu kaptığımız gibi tekrar hücum yapması için topu fenere veriyoruz.

    ve topu öyle ileriye dikip de vermiyoruz. bayağı bizim yarı sahamızdaki fenerli oyunculara veriyoruz.

    bayağı defans antremanı yaptı bizim takım bu maçta.
  • 258
    bu maçı o tarihte evimde 3 gecedir kalmakta olan nuri ile birlikte izledim. nuri kim açıkçası ben de bilmiyorum ama maç boyunca konuştu. ben sustum çünkü gergindim. nuri de gergindi ama konuşkandı, konuşarak gerginliğini atıyordu belki de. maç boyunca en çok "şınaydır" dedi. gücendirmemek için uyarmadım. sonra nuri'nin annesi benim annemle birlikte penaltı atışlarından birkaç dakika önce yanımıza geldi. nuri'nin annesinin şu an hatırlayamadığım eski bir ismi vardı. penaltı atışlarına pek şaşırdı, sanırım iyi yürekli bir insan. maçtan sonra nuri beni teselli etmeye çalıştı. sonraki sabah da gitti. bir rivayete göre 2002'de bir düğünde nuri'yle karşılıklı göbek atmışız. bu bilgiyi babamdan aldım. otogardan uğurladım. cep numaramı aldı ve görüşürüz falan dedi. bok görüşürüz.

    (bkz: entry yazarken sümer kolçak tadı yakalamak)
  • 259
    fenerbahçe futbol takımı 'nın son kazandığı resmi kupayı aldığı maç. bunun dışında prandelli ve adam gibi penaltı atamayan yekta gibi futbolcular sağolsun, fenerbahçe bizden 25 yıl sonra * bir kupa finalinde kupa kazanmıştı. o tarihten bu maça kadar yapılan bütün kupa finallerini galatasaray kazanmıştı. (u: 1996 türkiye kupası finali, 1996 cumhurbaşkanlığı kupası finali, 2005 türkiye kupası finali, 2012 süper kupa finali, 2013 süper kupa finali)
  • 260
    maçın ilk düdüğünden beri takım kafası kesik tavuk gibi sağa sola koşturuyordu. şuursuzca presler, topa dan dun vurmalar falan. maçta bi cenabetlik olduğu belliydi zaten. üzerine takımın penaltıcıları selçuk ve melo da penaltı kaçırınca iyice emin oldum. muslera çok çabaladı ancak yetmedi çabası.

    fener'in bizden aldığı ve genel olarak aldığı son resmi kupadır.
  • 266
    çok üzmese de hala sağda solda gördükçe tadımı kaçıran maç. fener’i yenip kupa almaya o kadar alışmışız ki bu maç hala ilginç geliyor. o gün bile sahada hiçbir şey oynamamamıza rağmen penaltılara kadar götürmüştük işi. fenerbahçe’yi o gün de yenmiş olsaydık fenerbahçe’ye karşı 3 senede 4 final maçını da kazanmış olacaktık. ulan prandelli...
  • 267
    doğrusu 25 ağustos 2014 fenerbahçe galatasaray maçı olması gereken maç başlığı. lig şampiyonunun ismi süper kupada her zaman sola yazılır.

    tanıma gelirsek, fenerbahçe'nin son resmi kupasını kazandığı maç niteliğini taşıyan maç. bu maçtan sonra geçen 8 sezonda fenerbahçe tek bir kupa dahi alamamıştır. 25 ağustos 2014 günü, yani fenerbahçe son resmi kupasını aldığındaki tcmb gösterge niteliğindeki döviz kurları ise şu şekildeydi:

    amerikan doları: 2,1815
    euro: 2,8791
    ingiliz sterlini: 3,6235

    galatasaray fenerbahçe'yi kadıköy'de en son yendiğinde paradan sıfırlar atılmamıştı diyenlere, bu şekilde bir kontra yapalım böylelikle. *

    (bkz: nice 8 sezonlara inşallah)
  • 268
    o maça 1 hafta kala manisa'da, dedemlerin yanındaydım. dayım sen bir süre daha kal seni fener maçına götüreyim demişti de o zamanlar biletler hemen tükenmişti karaborsaya falan düşecektik. içim hiç rahat etmedi yok dedim dayı istanbul'a döneyim başka zamana nasip olursa o zaman gideriz diye, sanki bir daha böyle bir maç denk gelecekmiş gibi..

    prandelli ilk geldiğinde çok sevinmiştim, genel bir italyan ekolü hayranlığım var. ilk maçı olduğu için bu maçı da iple çekmiştim bayağı. ancak çok farklı bir maç oldu ya böyle 12-13 ve 13-14 süper kupalarında baskın ve eze eze oynayarak kazanan galatasaray o gün fena silikti. sanki süper kupaya bile doygunluk hissediyordu futbolcular, sahada oynanan futbolu görünce anlıyordu insan. velhasıl, maçı kaybediş şeklimiz oyunumuza paralel olmadı ve en istemeyecegimiz şekilde, volkan'ı da kahraman yaparak kaybettik bu finali. belki onemsiz bir kupa ancak bu maç böyle kalmış aklimda. yada bilemiyorum, belki de ben 2011 eylül-2014 mayıs arasında feneri her platformda döve döve yenip ellerinden kupa aldığımız için bu maçı kaybederek fenere kupa kazandırmış olmamızı çok yadırgamışımdır.
  • 270
    29 aralık 2023 galatasaray fenerbahçe maçı ile arap ismail’den intikamının alınmasını aşırı derecede istediğim allah’ın belası maç. ayrıca kupa kaybettiğimiz için en çok üzüldüğüm maçlardan biridir. rok abimiz boşuna demedi “abv prandelli” diye. kupa kaybedilir mi amk finalde fener’e?

    maçı beleşçi sülük nuri’yle beraber izlediğim için bir cenabetlik en baştan vardı zaten. senin de amk nuri.
  • 272
    önünde arkasında 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı, 12 ağustos 2012 galatasaray fenerbahçe maçı, 11 ağustos 2013 galatasaray fenerbahçe maçı ve 26 mayıs 2016 galatasaray fenerbahçe maçı olmak üzere galatasaray'ın sonunda kupa kazandığı 4 final maçı olan maç.

    bu tabloya bakınca galatasaray'ın herhangi bir intikam almasına gerek görünmüyor. 29 aralık 2023 galatasaray fenerbahçe maçı bizim için bir intikam maçı değil, geleneği devam ettirme maçı olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın