3981
ortası olmayan taraftar kitlesidir.
fatih terimin 2.geliş dönemiydi sanırım gençleştirme operasyonuna gidilecek diye bülent korkmaz, hakan ünsal, arif erdem, ergün penbe gibi isimler kadro dışı bırakılmıştı. avrupa şampiyonluklarında ismi geçen ve önemli pay sahibi olan insanlardı bana göre ve kulübün bu şekilde davranması bana göre vefasızlıktı. o dönem ki futbolda şimdi ki kadar olmasada endüstriyelleşme modasına ayak uydurmakta bu yapılanları ne kadar bize göre yanlış olsa da ileri için iyi bir adım olduğunu söyleyen abilerimiz vardı.
bugüne geldiğimizde endüstriyel futbolun dibine kadar batmışken. şike ile çalkalanan bir ligimiz varken. galatasaray'ımız ve oyuncularımız bu kirli süreçte temiz kalabilmiş ve en önemlisi yönetim tüm sporcularımızın arkalarında bu kadar dik dururken bu sefer taraftar olarak takımımızın arkasında duramadığımız bir gerçektir.
fenerbahçe taraftarı salak diyoruz, aziz yıldırım her fırsatta kulüp ve değerlerini en dibe batırdığını söylüyoruz. evet onlar ve bizim kültürümüz arasında dağlar kadar fark var. ancak onlar bu kadar pisliği, şerefsizliği savunup arkasında durabiliyorsa bizim öz eleştiri yapmamızın zamanı gelmiştir.
* şike, ırkçılık türlü türlü bahaneler ile korunuyorken...
* tüm spor dünyasına malum şahısları ve kuruluşları cezadan korumak için siyaset giriyorsa,
* amatör branşlarda bile sana karşı oyunlar oynanıyorsa,
ne kadar kötü oynarsak oynayalım, a'dan z'ye ne kadar formsuz olursa olsun her branşta ki sporcularımız neden onlara güvenemiyoruz ? neden her fırsatta kendi kalemizi içten içten dinamitliyoruz ?
bugün fenerbahçelilerin ağzında sakız olan bir cümle var " 3 temmuz süreci galatasaray'da yaşansaydı eğer bir daha ayağa kalkamazlardı " bu cümlenin cevabını herkes öz eleştiri yaparak verebilir. sonuç çok basit. hepimizin bildiği hatta bile bile yaptığı bir davranış.
dışarıdan bizi düşmemizi bekleyen bu kadar şerefsiz insan topluluğu varken çok acil silkinip kendine gelmesi gereken ailedir. galatasaray ismini 109 yıldır hakettiği şekilde taşıdıysak bundan sonrada böyle devam etmelidir.
(bkz: biz bir aileyiz kenetlendikçe büyüyen)
fatih terimin 2.geliş dönemiydi sanırım gençleştirme operasyonuna gidilecek diye bülent korkmaz, hakan ünsal, arif erdem, ergün penbe gibi isimler kadro dışı bırakılmıştı. avrupa şampiyonluklarında ismi geçen ve önemli pay sahibi olan insanlardı bana göre ve kulübün bu şekilde davranması bana göre vefasızlıktı. o dönem ki futbolda şimdi ki kadar olmasada endüstriyelleşme modasına ayak uydurmakta bu yapılanları ne kadar bize göre yanlış olsa da ileri için iyi bir adım olduğunu söyleyen abilerimiz vardı.
bugüne geldiğimizde endüstriyel futbolun dibine kadar batmışken. şike ile çalkalanan bir ligimiz varken. galatasaray'ımız ve oyuncularımız bu kirli süreçte temiz kalabilmiş ve en önemlisi yönetim tüm sporcularımızın arkalarında bu kadar dik dururken bu sefer taraftar olarak takımımızın arkasında duramadığımız bir gerçektir.
fenerbahçe taraftarı salak diyoruz, aziz yıldırım her fırsatta kulüp ve değerlerini en dibe batırdığını söylüyoruz. evet onlar ve bizim kültürümüz arasında dağlar kadar fark var. ancak onlar bu kadar pisliği, şerefsizliği savunup arkasında durabiliyorsa bizim öz eleştiri yapmamızın zamanı gelmiştir.
* şike, ırkçılık türlü türlü bahaneler ile korunuyorken...
* tüm spor dünyasına malum şahısları ve kuruluşları cezadan korumak için siyaset giriyorsa,
* amatör branşlarda bile sana karşı oyunlar oynanıyorsa,
ne kadar kötü oynarsak oynayalım, a'dan z'ye ne kadar formsuz olursa olsun her branşta ki sporcularımız neden onlara güvenemiyoruz ? neden her fırsatta kendi kalemizi içten içten dinamitliyoruz ?
bugün fenerbahçelilerin ağzında sakız olan bir cümle var " 3 temmuz süreci galatasaray'da yaşansaydı eğer bir daha ayağa kalkamazlardı " bu cümlenin cevabını herkes öz eleştiri yaparak verebilir. sonuç çok basit. hepimizin bildiği hatta bile bile yaptığı bir davranış.
dışarıdan bizi düşmemizi bekleyen bu kadar şerefsiz insan topluluğu varken çok acil silkinip kendine gelmesi gereken ailedir. galatasaray ismini 109 yıldır hakettiği şekilde taşıdıysak bundan sonrada böyle devam etmelidir.
(bkz: biz bir aileyiz kenetlendikçe büyüyen)