8760
velev ki galatasaray'dan son ayrılışında yüzde bin beş yüz ünal aysal kabahatli, hatta değil "eleman" demek ana avrat küfrederek kendisini kovmuş olsun, benim gözümde hiçbir olay fatih terim'in hem de bir galatasaray efsanesi olarak bu kadar kaypak, iktidar yalakası, bencil ve cebini düşünen biri gibi hareket etmesini meşru kılmaz.
galatasaray camiası bir başkanın şahsından ya da dönemin yönetiminden ibaret olmadığı gibi her şeyden önce galatasaray taraftarı ve onun hatırı, hadi onu da geçtim en azından bir kişinin kendi prensipleri ön plana çıkmalıdır. biz kendisini camia olarak aforoz etmedik ki adeta intikam alır gibi bunları yapsın... türk filmlerindeki kötü yola düşen kadın hesabı fatih terim'in bu kader ortaklığı, iktidar yalakalığı vs. yapmasından başka çaresi, kurtuluşu yok muydu? aç mıdır yoksa açıkta mıdır fatih terim? italya'nın en büyük takımlarını çalıştırmış, başka hiç talibi çıkmadı, kendisi de borç batağında olduğu için mi geçmişteki tüm duruş ve sözlerini mecburen ani bir geri vitesle hasır altı edip tüpçüyle kader arkadaşı oldu? pekala başka seçenekleri tercih edip daha onurlu ve karakterli bir duruş sergileyebilirdi ki şu ana kadar kazandıkları bile yedi sülalesine hayli hayli yeter.
babamız gibi gayet yakından tanıdığımız kendisinin siyasi görüşüyle pek de örtüşen biri olmadığı halde dönemin iktidarıyla sportif düzeyin dışında bir ilişki içerisinde olması neyle açıklanabilir? azılı fatih terim neferleri tüm bunları daha neyin kılıfına uydurarak meşru kılmaya çalışmaktadır gerçekten aklım almıyor, ya da mevcut iktidar kendi siyasi görüşlerine hizmet ettiği için objektif olamıyorlar. tüpçü gibi bir karakteri normal bir çalışma arkadaşı olarak görecek kadar profesyonel de olabilirler tabi...
diyelim ki başkandan intikam alıyorsun ki buna zerre inanmayıp her şeyi bencilliğine ve egoist tavrına veriyorum, galatasaray'a küsülür mü? bunca galatasaraylının kalbini kırmaya değer miydi? hadi hepsini geçtim sen kendi içinde gerçekten tutarlı hareket eden biri misin fatih terim? eğer tutarsızlık senin tutarlılığın olmuşsa diyecek sözüm yok.
"lafta olan galatasaray'dır, asıl olan benim egom ve cebimdir"
galatasaray camiası bir başkanın şahsından ya da dönemin yönetiminden ibaret olmadığı gibi her şeyden önce galatasaray taraftarı ve onun hatırı, hadi onu da geçtim en azından bir kişinin kendi prensipleri ön plana çıkmalıdır. biz kendisini camia olarak aforoz etmedik ki adeta intikam alır gibi bunları yapsın... türk filmlerindeki kötü yola düşen kadın hesabı fatih terim'in bu kader ortaklığı, iktidar yalakalığı vs. yapmasından başka çaresi, kurtuluşu yok muydu? aç mıdır yoksa açıkta mıdır fatih terim? italya'nın en büyük takımlarını çalıştırmış, başka hiç talibi çıkmadı, kendisi de borç batağında olduğu için mi geçmişteki tüm duruş ve sözlerini mecburen ani bir geri vitesle hasır altı edip tüpçüyle kader arkadaşı oldu? pekala başka seçenekleri tercih edip daha onurlu ve karakterli bir duruş sergileyebilirdi ki şu ana kadar kazandıkları bile yedi sülalesine hayli hayli yeter.
babamız gibi gayet yakından tanıdığımız kendisinin siyasi görüşüyle pek de örtüşen biri olmadığı halde dönemin iktidarıyla sportif düzeyin dışında bir ilişki içerisinde olması neyle açıklanabilir? azılı fatih terim neferleri tüm bunları daha neyin kılıfına uydurarak meşru kılmaya çalışmaktadır gerçekten aklım almıyor, ya da mevcut iktidar kendi siyasi görüşlerine hizmet ettiği için objektif olamıyorlar. tüpçü gibi bir karakteri normal bir çalışma arkadaşı olarak görecek kadar profesyonel de olabilirler tabi...
diyelim ki başkandan intikam alıyorsun ki buna zerre inanmayıp her şeyi bencilliğine ve egoist tavrına veriyorum, galatasaray'a küsülür mü? bunca galatasaraylının kalbini kırmaya değer miydi? hadi hepsini geçtim sen kendi içinde gerçekten tutarlı hareket eden biri misin fatih terim? eğer tutarsızlık senin tutarlılığın olmuşsa diyecek sözüm yok.
"lafta olan galatasaray'dır, asıl olan benim egom ve cebimdir"
