5312
yıllarca askeri vesayetin ekmeğini yiyen, askeri düzen içinde mevki sahibi kişilere yakın duran bir aziz yıldırım izledik fenerbahçe başkanı olduğundan beri. karşısında da hep ılımlı, uzlaşmacı ortalık karışmasın diye alttan alan dostane tavır takınan ama hep ezilen galatasaray başkanları bulundu faruk süren'i saymazsak. sonra akp gelince işlerin rengi değişmeye başladı. aziz istediği gibi at koşturamaz oldu çünkü tayyip amca buna müsaade etmiyordu. meşhur büyükanıt erdoğan arasında geçen dolmabahçe buluşmasından sonra askeri vesayet kesin olarak son buldu buradan ekmek yiyen aziz yıldırım da ortada kaldı.
bir süre ayak diretip kendi istediği gibi devam ettirmek istedi ama tayyip buna izin vermedi şike davasında ortaya dökülen pisliklerinden sonra aziz mecbur kaldı hükümete yanaştı. şimdi de aziz ve şurekası galatasaray'ı paralelci olmakla suçlayarak hükümetin gözünde sevimli görünmeye çalışıyor. bir sürü akılsız fenerbahçe taraftarı da ne yazık ki kendilerini yıkılmayan son kale olarak görüyor. spor medyasında yıllardır süre gelen fenerbahçe medyası etkisi de burada ortaya çıktı ve asıl mağdur olan hem hükümet, hem aziz, hem de federasyonlar tarafından çeşitli yollardan baskı gören galatasaray iken algı yönetimiyle fenerbahçeyi mağdur gösterdi. oysa ki bunların gerçek olmadığı 17 haziran'dan beri gelişen olaylarla ve fenerbahçeli yöneticilerin söylemleriyle apaçık ortaya çıktı.
galatasaray ise belki de tarihinin en yürekli başkanlarından birini buldu ünal aysal'la. hepimizin sevmediği eleştirdiği, kızdığı yönler bulunabilir. fakat şu bir gerçek ki aysal ilk geldiği günden beri hiçbir siyasi akıma eyvallah etmedi, boyun eğmedi ve yanaşmaya çalışmadı. ve gereken yerde en güzel tepkiyi vererek bu kirli düzenin içinde bulunmayı reddetti. işte tam da burada görev biz galatasaray taraftarına düşüyor. dört bir yandan baskı gören, spk tarafından kar getirecek bütün hareketleri engellenmeye çalışılan kulübümüze bu nokta da sahip çıkmalıyız. ünal aysal'ı sevmek sevmemekten çok galatasaray'ı ne kadar sevdiğimiz önemli burada. söz konusu galatasaray ise gerisi teferruattır.
dipnot: akp sempatizanı olan sözlük yazarları da var elbet aramızda kendilerine hiçbir şekilde hakaret etmek ya da rencide etmek değil amacım ama açın şu gözlerinizi artık yahu. bu adamlar(bkz: rte)(bkz: aziz yıldırım) türk futbolunun canına ot tıkadı. avrupa'da bir çok farklı merci tarafından suçlu bulunan şikenin, baş sorumluları bunlar. temiz bir futbol istiyorsanız ilk el çektirilmesi gereken adamlarda bunlar.
bir süre ayak diretip kendi istediği gibi devam ettirmek istedi ama tayyip buna izin vermedi şike davasında ortaya dökülen pisliklerinden sonra aziz mecbur kaldı hükümete yanaştı. şimdi de aziz ve şurekası galatasaray'ı paralelci olmakla suçlayarak hükümetin gözünde sevimli görünmeye çalışıyor. bir sürü akılsız fenerbahçe taraftarı da ne yazık ki kendilerini yıkılmayan son kale olarak görüyor. spor medyasında yıllardır süre gelen fenerbahçe medyası etkisi de burada ortaya çıktı ve asıl mağdur olan hem hükümet, hem aziz, hem de federasyonlar tarafından çeşitli yollardan baskı gören galatasaray iken algı yönetimiyle fenerbahçeyi mağdur gösterdi. oysa ki bunların gerçek olmadığı 17 haziran'dan beri gelişen olaylarla ve fenerbahçeli yöneticilerin söylemleriyle apaçık ortaya çıktı.
galatasaray ise belki de tarihinin en yürekli başkanlarından birini buldu ünal aysal'la. hepimizin sevmediği eleştirdiği, kızdığı yönler bulunabilir. fakat şu bir gerçek ki aysal ilk geldiği günden beri hiçbir siyasi akıma eyvallah etmedi, boyun eğmedi ve yanaşmaya çalışmadı. ve gereken yerde en güzel tepkiyi vererek bu kirli düzenin içinde bulunmayı reddetti. işte tam da burada görev biz galatasaray taraftarına düşüyor. dört bir yandan baskı gören, spk tarafından kar getirecek bütün hareketleri engellenmeye çalışılan kulübümüze bu nokta da sahip çıkmalıyız. ünal aysal'ı sevmek sevmemekten çok galatasaray'ı ne kadar sevdiğimiz önemli burada. söz konusu galatasaray ise gerisi teferruattır.
dipnot: akp sempatizanı olan sözlük yazarları da var elbet aramızda kendilerine hiçbir şekilde hakaret etmek ya da rencide etmek değil amacım ama açın şu gözlerinizi artık yahu. bu adamlar(bkz: rte)(bkz: aziz yıldırım) türk futbolunun canına ot tıkadı. avrupa'da bir çok farklı merci tarafından suçlu bulunan şikenin, baş sorumluları bunlar. temiz bir futbol istiyorsanız ilk el çektirilmesi gereken adamlarda bunlar.
