9264
her gittiği ortamda ki samimiyeti ve sempatik hareketleri ile gözde olabilen bir insan. türkiye'de zaman zaman kaybettiği devamlılığını ispanya'da 3 yıl sürdürmekte. bunu mental olarak ispanyadaki rahat yaşantısına veriyorum.
malum bu adama türkiye'de basın nefes aldırmıyordu. bu konuya bütün taraftarımızın katıldığını düşünüyorum. hatta futbolla alakası olmayan insanların(annemi örnek olarak verebilirim) bile magazin gündemindeydi. sinem kobal ilişkisinden yola çıkaraktan.
kendimi onun yerine koyduğumda bunalmamayı düşünmek bile stres yaratıyor üzerimde. yahu takım kötü gittiğinde biz bu adam "kimisi gece alemlerinde kimisi sinem-a peşinde" bestesi girdik. kendini o yeşil sahada ve sana bütün samiyen tribünleri tarafından bunun yüzüne vurulduğunu düşünsene. büyük bir galatasaray aşığısın ve taraftarın sana zincirler vuruyor. ben yine kendimi kendisinin yerine koyamıyorum bu konuda.
bunlar duruma onun cephesinden bakıncaydı. peki ya taraftar açısından ?
daha 50.dakikada belini tutmaya başlayan bir futbolcu. götü göbeği salmış, kaptanlığı almış, rahat. savaşmıyor. e tabi yersin o besteyide isyanıda. samiyenin son senesi böyleydi. ve fatih terimli dönem başladığında transfer sezonu açılmadan takımdan ayrılmayacağını dile getiren, ve 1 hafta kala, takım kendisinin üzerine kurulmuşken yuvadan uçan bir arda. bu konuda yönetimi de suçluyorum illa ki ama eğer arda turansan, kaptansan gitmicem demeyide bilmelisin.
işte kendisi hakkında ki en büyük yaram budur a dostlar. emre belözoğlu kankisine deyinmek istemiyorum tabi.
velhasıl, futbol takımında bayrak adam sembolüne hep imrenerek bakmışımdır. başta steven gerrard olmak üzere. o hagi'nin gölünde kale arkasındaki sevinişiyle başlayan gözümdeki film şeridi ile, eğer son jenarasyonda takımımızda bayrak adam olmasını istediğim birisi varsa oda arda turan(dı).
malum bu adama türkiye'de basın nefes aldırmıyordu. bu konuya bütün taraftarımızın katıldığını düşünüyorum. hatta futbolla alakası olmayan insanların(annemi örnek olarak verebilirim) bile magazin gündemindeydi. sinem kobal ilişkisinden yola çıkaraktan.
kendimi onun yerine koyduğumda bunalmamayı düşünmek bile stres yaratıyor üzerimde. yahu takım kötü gittiğinde biz bu adam "kimisi gece alemlerinde kimisi sinem-a peşinde" bestesi girdik. kendini o yeşil sahada ve sana bütün samiyen tribünleri tarafından bunun yüzüne vurulduğunu düşünsene. büyük bir galatasaray aşığısın ve taraftarın sana zincirler vuruyor. ben yine kendimi kendisinin yerine koyamıyorum bu konuda.
bunlar duruma onun cephesinden bakıncaydı. peki ya taraftar açısından ?
daha 50.dakikada belini tutmaya başlayan bir futbolcu. götü göbeği salmış, kaptanlığı almış, rahat. savaşmıyor. e tabi yersin o besteyide isyanıda. samiyenin son senesi böyleydi. ve fatih terimli dönem başladığında transfer sezonu açılmadan takımdan ayrılmayacağını dile getiren, ve 1 hafta kala, takım kendisinin üzerine kurulmuşken yuvadan uçan bir arda. bu konuda yönetimi de suçluyorum illa ki ama eğer arda turansan, kaptansan gitmicem demeyide bilmelisin.
işte kendisi hakkında ki en büyük yaram budur a dostlar. emre belözoğlu kankisine deyinmek istemiyorum tabi.
velhasıl, futbol takımında bayrak adam sembolüne hep imrenerek bakmışımdır. başta steven gerrard olmak üzere. o hagi'nin gölünde kale arkasındaki sevinişiyle başlayan gözümdeki film şeridi ile, eğer son jenarasyonda takımımızda bayrak adam olmasını istediğim birisi varsa oda arda turan(dı).