8363
başıma ne gelecekse gelsin bildiğimi, gördüğümü yazacağım istediğinizi yapabilirsiniz.
fatih terim galatasaray'a emek verdi, başarılı da oldu, şampiyonluklar kazandırdı. sağolsun, kendisinin ismi galatasaray tarihinde yer alacak sonsuza dek.
bütün bu kazandırdığı başarılar her şey için mazur görülebilir belki ama kendisinin hayatında galatasaray'dan daha önemli gördüğü şeyler olduğu gerçeğini değiştirmez. galatasaray çoğu zaman kendisi için bir atlama tahtası oldu, 2. dönemi hariç fatih terim her çaptan düştüğünde galatasaray ve onun taraftarı omuzladı kendisini, güç verdi, ayağa kaldırdı, fatih terim yaptı. son döneminde, bir önceki sezon 8. olan takımı aldı, şampiyon yaptı diyecekseniz 8. olan ve şampiyon olan kadroların karşılaştırmasını yapın öncelikle, bu size yeterli derecede veri sağlayacaktır. yeterli gelmediyse, adnan polat'ın dandik yönetimi varken kelimenin tam manasıyla seçenek olamayan galatasaray'ın, ünal aysal'ın güçlü yönetiminde 'benim için seçenek değil' e terfi etmesi bari size birşeyler ifade etsin.
bunlar bir taraftan yerinde duruyorken diğer taraftan da söylenmesi gereken şeyler var.
hepimiz biliyoruz ki fatih terim'in taraftarı geçtim galatasaray'dan bile üstün gördüğü, yeğ tuttuğu şeyler var hayatta. mesela mehmet ağar. dört yıllık şampiyonluğun ardından taraftar kendisine 'gitme' diye yalvarırken, dönemin derin devletinin başındaki m. ağar, italya ile ilişkileri düzeltme aracı olarak fatih terim'i kullandığında hocanın seçtiği taraf galatasaray değil güç oldu. güçten yana tavır aldı fatih terim, olası şampiyonlar ligi şampiyonluğumuz belki de mahşere kaldı.
bu sezon başında kulağına fısıldandığı söylenen 'bu sezon şampiyon olamayacaksınız' sözü ve arkasından gündeme getirilen milli takım hocalığı fikrine balıklama atlayan fatih terim oldu yine. dönemin güçlü iktidarı dişe dokunur bir başarısı olmayan abdullah avcı isimli teknik direktörü şimdilerde şikayet ettiği paraleller memnun olsun diye milli takıma hoca atadı. ve tecrübesiz, yeteneksiz bir hoca olduğu ortaya çıkan avcı doğal olarak milli takıma sıçıp batırdığında, aynı iktidar odağı gücünün verdiği egemenlik hissiyle, her tarafa el attığı gibi galatasaray'a da el atıp ' fatih terim sen gel topla bu pisliği' dedi. bu davete balıklama atlarken görünürde sığınılan argüman milliyetçilikti ama perde arkasındaki yine güce meyletmeydi. bu konu tartışma götürmez derecede açık maalesef.
rıdvanlarla yollanılan mesajlar alınırken, demirörenlerle kahvaltılar yapılırken 'ben galatasaray'ın hocasıyım, beni mazur görün, kabul edemem' diyebilseydi, bir kez olsun güçten yana değil de galatasaray'dan yana tavır alabilseydi ilahtı benim için fatih terim. ama diyemedi. demez de zaten. çünkü öncelikleri farklı hocanın. arka planında keman sonatı çalan edebi bir kaç cümleye tav olan kardeşim, şiir dinletisinde değiliz bunu aklından çıkarma bir zahmet.
kimse kusura bakmasın, fatih terim'in 'kimse istiyor diye imza atacak değilim' diye diklendiği galatasaray ve onun taraftarıydı bir bakıma, 'hocam takımın başında kal' diye yalvaran, buna karşın muhteşem ego karşısında mağlup olan, belki de hiç düşünülmeyen galatasaray ve onun taraftarıydı, başkası değil. güçlünün kapısında yer almayı şiar edinmiş fatih terim ödül olarak aldığı 7 yıllık emeklilik sözleşmesiyle toplamda 70 milyon lira kazanacak, biz taraftar olarak takımımızın peşindeyiz yine. aslında parçalı sahaya çıktığında başında kim varmış önemli olmuyor pek de neyse.
bu tartışma çok su götürür, hoca gitti-yollandı, bıraktı-bırakmadı. doğaldır tartışmaların yapılması. ama bu tartışma üzerinden başka taraflara vurmayın, birbirinizi de kırmayın, bizim için tek gerçek galatasaray'dır unutmayın.
fatih terim galatasaray'a emek verdi, başarılı da oldu, şampiyonluklar kazandırdı. sağolsun, kendisinin ismi galatasaray tarihinde yer alacak sonsuza dek.
bütün bu kazandırdığı başarılar her şey için mazur görülebilir belki ama kendisinin hayatında galatasaray'dan daha önemli gördüğü şeyler olduğu gerçeğini değiştirmez. galatasaray çoğu zaman kendisi için bir atlama tahtası oldu, 2. dönemi hariç fatih terim her çaptan düştüğünde galatasaray ve onun taraftarı omuzladı kendisini, güç verdi, ayağa kaldırdı, fatih terim yaptı. son döneminde, bir önceki sezon 8. olan takımı aldı, şampiyon yaptı diyecekseniz 8. olan ve şampiyon olan kadroların karşılaştırmasını yapın öncelikle, bu size yeterli derecede veri sağlayacaktır. yeterli gelmediyse, adnan polat'ın dandik yönetimi varken kelimenin tam manasıyla seçenek olamayan galatasaray'ın, ünal aysal'ın güçlü yönetiminde 'benim için seçenek değil' e terfi etmesi bari size birşeyler ifade etsin.
bunlar bir taraftan yerinde duruyorken diğer taraftan da söylenmesi gereken şeyler var.
hepimiz biliyoruz ki fatih terim'in taraftarı geçtim galatasaray'dan bile üstün gördüğü, yeğ tuttuğu şeyler var hayatta. mesela mehmet ağar. dört yıllık şampiyonluğun ardından taraftar kendisine 'gitme' diye yalvarırken, dönemin derin devletinin başındaki m. ağar, italya ile ilişkileri düzeltme aracı olarak fatih terim'i kullandığında hocanın seçtiği taraf galatasaray değil güç oldu. güçten yana tavır aldı fatih terim, olası şampiyonlar ligi şampiyonluğumuz belki de mahşere kaldı.
bu sezon başında kulağına fısıldandığı söylenen 'bu sezon şampiyon olamayacaksınız' sözü ve arkasından gündeme getirilen milli takım hocalığı fikrine balıklama atlayan fatih terim oldu yine. dönemin güçlü iktidarı dişe dokunur bir başarısı olmayan abdullah avcı isimli teknik direktörü şimdilerde şikayet ettiği paraleller memnun olsun diye milli takıma hoca atadı. ve tecrübesiz, yeteneksiz bir hoca olduğu ortaya çıkan avcı doğal olarak milli takıma sıçıp batırdığında, aynı iktidar odağı gücünün verdiği egemenlik hissiyle, her tarafa el attığı gibi galatasaray'a da el atıp ' fatih terim sen gel topla bu pisliği' dedi. bu davete balıklama atlarken görünürde sığınılan argüman milliyetçilikti ama perde arkasındaki yine güce meyletmeydi. bu konu tartışma götürmez derecede açık maalesef.
rıdvanlarla yollanılan mesajlar alınırken, demirörenlerle kahvaltılar yapılırken 'ben galatasaray'ın hocasıyım, beni mazur görün, kabul edemem' diyebilseydi, bir kez olsun güçten yana değil de galatasaray'dan yana tavır alabilseydi ilahtı benim için fatih terim. ama diyemedi. demez de zaten. çünkü öncelikleri farklı hocanın. arka planında keman sonatı çalan edebi bir kaç cümleye tav olan kardeşim, şiir dinletisinde değiliz bunu aklından çıkarma bir zahmet.
kimse kusura bakmasın, fatih terim'in 'kimse istiyor diye imza atacak değilim' diye diklendiği galatasaray ve onun taraftarıydı bir bakıma, 'hocam takımın başında kal' diye yalvaran, buna karşın muhteşem ego karşısında mağlup olan, belki de hiç düşünülmeyen galatasaray ve onun taraftarıydı, başkası değil. güçlünün kapısında yer almayı şiar edinmiş fatih terim ödül olarak aldığı 7 yıllık emeklilik sözleşmesiyle toplamda 70 milyon lira kazanacak, biz taraftar olarak takımımızın peşindeyiz yine. aslında parçalı sahaya çıktığında başında kim varmış önemli olmuyor pek de neyse.
bu tartışma çok su götürür, hoca gitti-yollandı, bıraktı-bırakmadı. doğaldır tartışmaların yapılması. ama bu tartışma üzerinden başka taraflara vurmayın, birbirinizi de kırmayın, bizim için tek gerçek galatasaray'dır unutmayın.