8268
o zamanlar sözlükte değildim, yorum yapmam abes kaçabilir fakat; kendisi sözlükteki ikinci arda turan vakası oluyor. kıyas yaptığım konu kendisi ile arda turan değil, kendisinin konuşulması ve arda turan'ın konuşulmasındaki benzerlik. zira birincisi hala bitmedi, arada bir hortluyor.
belirtmeden geçmeyeyim; şu son yaşanan olaylar hepimizin malumu, bu süreçte isimlerden yana taraf olmadım. 'isimlerden yana taraf olmadım'la kastım şu: yapılan olayları ve süreci mümkün olduğunca objektif takip etmeye çalıştım. yani mantığım bana ünal aysal ve yönetimin haksız(veya daha haksız) olduğunu söyleseydi o fikirden yana olurdum. amacım öyle 'tarafsızım bakın' kaypaklığı yapmak değil, söylemlerimde de buna yakın şeyler hissettirdiysem affola. lakin sağduyulu her taraftarın; galatasaray'ı bir ego tatmin aracı olarak görmeyen, körü körüne insanlara ve isimlere bağlı olmayan her bireyin, şu süreçte fatih terim'e en azından 'biraz kırgın' olduğunu söylemek gerek. tabi tepkileri daha büyük, daha farklı olan insanlar da var. (o tepkilerin şekli, tutarlılığı ayrı bir tartışmanın konusu, pek değinmenin manası yok.)
kimsenin ne yazıp yazamayacağına karışmaya hakkım yok. zaten haddime de değil. ama yeter be arkadaş. ne bitmez davaymış, fatih terim yahu. seveni için de sevmeyeni için de söylüyorum; her gün methiyeler dizmenin veya da yermenin manası yok ki. temcit pilavına döndü olay. bunu söylememde iki temel sebep var :
1- her gün tekrarlanınca gerçekten bazı görüşler tutarlılığını ve saygınlığını yitiriyor.
2- artık fatih terim; üzerinden yönetime sallanılacak veya üzerinden körü körüne yönetim savunması yapılacak bir figür haline geldi.
bu iki durum cidden hepimizin çok sevdiği galatasaraya zarar verir diye düşünüyorum. eyyorlamam bu kadar
peşin not : ikinci paragrafın iticiliğinden ötürü kusura bakmayın. biraz, diğer sözlüklerdeki 'not : xliyim, bilmemneyim' lere benzedi. o kadar olur artık saat üç.*
belirtmeden geçmeyeyim; şu son yaşanan olaylar hepimizin malumu, bu süreçte isimlerden yana taraf olmadım. 'isimlerden yana taraf olmadım'la kastım şu: yapılan olayları ve süreci mümkün olduğunca objektif takip etmeye çalıştım. yani mantığım bana ünal aysal ve yönetimin haksız(veya daha haksız) olduğunu söyleseydi o fikirden yana olurdum. amacım öyle 'tarafsızım bakın' kaypaklığı yapmak değil, söylemlerimde de buna yakın şeyler hissettirdiysem affola. lakin sağduyulu her taraftarın; galatasaray'ı bir ego tatmin aracı olarak görmeyen, körü körüne insanlara ve isimlere bağlı olmayan her bireyin, şu süreçte fatih terim'e en azından 'biraz kırgın' olduğunu söylemek gerek. tabi tepkileri daha büyük, daha farklı olan insanlar da var. (o tepkilerin şekli, tutarlılığı ayrı bir tartışmanın konusu, pek değinmenin manası yok.)
kimsenin ne yazıp yazamayacağına karışmaya hakkım yok. zaten haddime de değil. ama yeter be arkadaş. ne bitmez davaymış, fatih terim yahu. seveni için de sevmeyeni için de söylüyorum; her gün methiyeler dizmenin veya da yermenin manası yok ki. temcit pilavına döndü olay. bunu söylememde iki temel sebep var :
1- her gün tekrarlanınca gerçekten bazı görüşler tutarlılığını ve saygınlığını yitiriyor.
2- artık fatih terim; üzerinden yönetime sallanılacak veya üzerinden körü körüne yönetim savunması yapılacak bir figür haline geldi.
bu iki durum cidden hepimizin çok sevdiği galatasaraya zarar verir diye düşünüyorum. eyyorlamam bu kadar
peşin not : ikinci paragrafın iticiliğinden ötürü kusura bakmayın. biraz, diğer sözlüklerdeki 'not : xliyim, bilmemneyim' lere benzedi. o kadar olur artık saat üç.*