resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 4510
    televizyonlara verdiği anlık beyanlardan sonra burda kendisine atılıp tutuluyor. ben ne terim düşman(fan)ıyım ne de aysal düşman(fan)ıyım. ben gördüklerimi, duyduklarımı, aldığım haberleri değerlendirir ona göre kendi düşüncemi yazarım. eleştirilecek bir nokta varsa eleştiririm. başkanımız ise ona göre bir üslup, futbolcumuz ise ona göre üslup, teknik direktörümüz ise ona göre üslup belirlerim. ama saygısızlık asla ve asla kabul edilemez.

    şimdi gelelim ünal aysal için düşünülen olaylara ve kendi düşüncelerime. öncelikle kendisi kulübümüzün başkanıdır. kendisi bu misyonu üstlenmeden yıllar önce kurtarıcı gözü ile bakılan, aziz yıldırım ya da yıldırım demirören gibi cebinden takıma maddi yardım yapması gerektiği savunulan insandı. adeta, başkan olması için geçmesi gereken 10 yıl geri sayılarak beklendi. ancak kendisi başkanlık koltuğuna oturduğunda ilk icraat kulübün finansal açıdan kimseye bağımlı olmadan ayakta durması gerektiğini ve varlıklarını değerlendirerek bu işi çözebileceğini söyledi. bu da kendisini diğer takımların başkanlarından ayıran en büyük özelliktir. göreve geldiği 7. ayında divan kurulu'nda şöyle bir konuşma yapmıştır.

    http://www.turkungucu.com/?p=39334

    finansal açıdan ayağa kalkacak olan kulüp ileride ayaklarını yere daha da sağlam basacaktır. bundaki en büyük katkı tabii ki de şampiyonlar ligi, kombineler, localar ve sponsorlara aittir. bunları da karlı gelire çevirmek için sportif başarınızı belirli bir seviyenin altına düşürmemeniz gerekir. işte ünal aysal iyisiyle kötüsüyle bu yapılanmayı, bu kurguyu oluşturmaktadır. bunun önünde ne kadar engel var ise bunları da aşmak için elini taşın altına koymaktadır. iki yıl boyunca beraber kader arkadaşlığı yaptığı fatih terim ile yolları ayrılmış olabilir. buna üzülen ya da sevinen de olabilir herkesin görüşüne saygımız olmalıdır. galatasaraylılık budur, bunu gerektirir. sonrasında ise bizlere düşen görev yeni teknik adamı desteklemek, ona kucak açmak, onu motive etmektir. biz bunu başaramadık. kulüp içinde isimlerin önemi olmadan sistemin gereklerini yönetecek insanları seçeceğiz ileride. "bu adam listede olsun da belki bize otobüs alır" gibi cümleler tarih olacaktır. bu da kurumsallığın en basit örneğidir. yerine getirilen mancini de sistem hocasıdır. kendisi doğru sistem üzerine gitmektedir. oyuncu önemli olmaksızın sistemini adapte etmeye çalışmaktadır. bu da kendisinin ünal aysal ile paralel vizyonda olduklarını gösterir. ve galatasaray'a tercih sebebi budur.

    transfer döneminde hergün bir oyuncu alacağız dedi, bunu da gerçekleştirmedi diye denilmedik söz bırakılmadı kendisine. kulüpler ve oyuncular ile hatta menajerler ile yapılan anlaşmalar beşeri kondisyonlara bağlı olduğundan belli durumlarda gecikme, öteleme ya da iptal olma gibi ihtimaller oluşmaktadır. bunları hepimiz çok iyi bilmekteyiz. ancak iş eleştirmeye gelince bunu göremez oluyoruz. kendisi başkanlık koltuğuna kulüp tarihinin en büyük ivmesini kazanacağı dönemde oturmuştur ve yaptığı, yapmaya çalıştığı icraatlarıyla finansal açıdan kendi ayaklarımız üstünde durmamızı amaçlamaktadır. belki insanlarla dialogları iyi değildir, belki herkesi çalışan görmekten dolayı bize özel gelen insanları sıradanlaştırması bizi üzmüş de olabilir. ancak unutmamak gerekir ki; aslolan galatasaray'dır. eleştirmek için ya da korumak için bu kadar duygusuzca, bu kadar gaddarca, bu kadar galatasaraylılık duruşundan uzak tavırlarla hareket etmememiz gerekir.

    zahmet edip okuduysanız bu yazımı teşekkür ederim. umarım orta yolu bulmak için atmış olduğum bu adım bir işe yarar. "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür"* insanlarız ve en önemlisi galatasaraylıyız. bunun farkında olarak yaşamak dileğiyle..
App Store'dan indirin Google Play'den alın