• 3531
    artık kendisinden soğumaya başladığım taraftar kitlesi.

    benim galatasaray sevgim bu takımın başarılarına, milyonlarca taraftarına, zenginliğine veya çok büyük meblağlarla türkiye'ye getirdiği oyunculara bağlı değil. çok basit. ben dayımı severim, dayım da galatasarayı sever. dolayısıyla ben de galatasarayı severim küçüklüğümden beri. hayatımda ilk gittiğim maç, 1996'da ankara 19 mayıs stadında oynanan galatasaray-fenerbahçe cumhurbaşkanlığı kupası maçıdır. statta rakip takımların seyirci sayılarının eşit olduğu ve insanların korkuluklara tutunarak maç izlediği bir ortamda 9 yaşındayken izledim bu maçı. hem de fenerbahçe tarafında. çünkü annem ve babam fenerbahçeli. o zaman gördüğüm taraftar manzarasıyla şimdikini kıyaslıyorum ve iletişimin bu kadar kolay olduğu bir ortamda, bunun nimetlerinden faydalanacakken, onu bir silah gibi kullanıp kendimize sıkıyoruz. ağza gelmeyecek sözlerle insanları itham ediyoruz. neden? çünkü burada kimin ne söylediği veya söyleyenin kim olduğu önemli değil. nasıl olsa ulaşılamaz!

    normal koşullar altında eleştiri, yapılan kişiyi, kurumu geliştiren veya geliştirmesi gereken bir harekettir; ama bunun dozunu o kadar kaçırıyoruz ki, artık zararını görmeye başlıyoruz. herkesin konuşma hakkı olduğu için aynı herkes kendini uzman zannediyor. herkes futbolun veya eleştirilen konunun uzmanı kesiliyor. neden?! çünkü ulaşılamaz. buradan veya başka kanaldan o eleştiriyi seviyesizce dile getirirken uzaklığın verdiği güvenle takma bir ismin arkasına saklanıyor ve tüm toplum, sadece bu taraftar değil, aynı şekilde davranıyor. teknolojinin nimetleriyle gelişeceğimize ahlaken ve fiziken dha da geriye gidiyoruz.

    varın siz düşünün gerisini!!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın