7798
galatasaray'ın teknik direktörü olarak bu gözlerin gördüğü en başarılı isimdir. ben 25 yıllık yaşantıma dayanarak bunu söylüyorum ama bu 70 yaşındaki amca için de böyledir, bundan eminim.
bu takımla bizi hayal edemeyeceğimiz başarılara taşıdığı için, uefa kupasını kaldırdığı için de gerçekten bir efsanedir. bunu da inkar edemeyiz.
ancak her insan gibi fatih terim'in de bir kusuru var ve bu kusur, galatasaray'a büyük zarar veren bir kusur. o kusur da egosu. ego sahibi olmasını tartışmıyorum, zira ben böyle başarılara imza atmış olsam egom yüzünden götüm tavana filan vururdu heralde. ancak bu egodan da yüksek olarak, her şeyin üstünde galatasaray vardır. fatih terim'in egosu maalesef galatasaray'ın dahi üzerindeydi. aslında buna biraz da galatasaray'ın başına gelmiş yöneticiler izin verdiler. her seferinde tek kurtarıcı fatih terim olarak görüldü ve kendisini takımın başına geçirmek için her şey yapıldı.
özhan canaydın yönetimi yaptı öncelikle bu hamleyi, ellerinde patladı. daha sonra ünal aysal yönetimi yaptı, bu kez daha kontrollü olarak. ilk 1,5 sene oldukça başarılı sonuç vermesine karşın, başarılar karşısında fatih terim'in galatasaray'a zarar vermeye başlaması kendi ipini çekmesine neden oldu diye düşünüyorum. ünal aysal'ın galatasaray'ı bir şirket gibi yönettiği aşikar ve galatasaray kulübü'nde çalışanlardan (eleman demek istemedim, malumunuz ne krizler çıkardı o söz) tek istediğinin de sadece işlerini yapmaları olduğunu düşünüyorum. ve açıkçası fatih terim'in ayrılışından önceki son 6 ayda işini düzgün olarak yaptığını düşünmüyorum. özellikle real madrid'e elendikten sonra tam anlamıyla bir saldım çayıra durumu oluştu. fatih terim'in ayrılışını her ne kadar büyük bir şaşkınlıkla karşılamış olsam da uzun vadede düşündüğüm zaman doğru bir hamle olarak gördüm. zira bu sezonu fatih terim'le tamamlamaya kalksaydık şu an bulunduğumuz durumun daha gerisinde ve daha büyük bir kriz içinde olabilirdik. zira en iyi yaptığı iş motivasyon sağlamak olan hocanın, kendi motivasyonu kaybolmuştu.
bu takımla bizi hayal edemeyeceğimiz başarılara taşıdığı için, uefa kupasını kaldırdığı için de gerçekten bir efsanedir. bunu da inkar edemeyiz.
ancak her insan gibi fatih terim'in de bir kusuru var ve bu kusur, galatasaray'a büyük zarar veren bir kusur. o kusur da egosu. ego sahibi olmasını tartışmıyorum, zira ben böyle başarılara imza atmış olsam egom yüzünden götüm tavana filan vururdu heralde. ancak bu egodan da yüksek olarak, her şeyin üstünde galatasaray vardır. fatih terim'in egosu maalesef galatasaray'ın dahi üzerindeydi. aslında buna biraz da galatasaray'ın başına gelmiş yöneticiler izin verdiler. her seferinde tek kurtarıcı fatih terim olarak görüldü ve kendisini takımın başına geçirmek için her şey yapıldı.
özhan canaydın yönetimi yaptı öncelikle bu hamleyi, ellerinde patladı. daha sonra ünal aysal yönetimi yaptı, bu kez daha kontrollü olarak. ilk 1,5 sene oldukça başarılı sonuç vermesine karşın, başarılar karşısında fatih terim'in galatasaray'a zarar vermeye başlaması kendi ipini çekmesine neden oldu diye düşünüyorum. ünal aysal'ın galatasaray'ı bir şirket gibi yönettiği aşikar ve galatasaray kulübü'nde çalışanlardan (eleman demek istemedim, malumunuz ne krizler çıkardı o söz) tek istediğinin de sadece işlerini yapmaları olduğunu düşünüyorum. ve açıkçası fatih terim'in ayrılışından önceki son 6 ayda işini düzgün olarak yaptığını düşünmüyorum. özellikle real madrid'e elendikten sonra tam anlamıyla bir saldım çayıra durumu oluştu. fatih terim'in ayrılışını her ne kadar büyük bir şaşkınlıkla karşılamış olsam da uzun vadede düşündüğüm zaman doğru bir hamle olarak gördüm. zira bu sezonu fatih terim'le tamamlamaya kalksaydık şu an bulunduğumuz durumun daha gerisinde ve daha büyük bir kriz içinde olabilirdik. zira en iyi yaptığı iş motivasyon sağlamak olan hocanın, kendi motivasyonu kaybolmuştu.