7719
fatih terim'in galatasaray'a olan aşkından, tutkuluğundan hiçbir zaman şüphe etmedim, son derece fanatik bir galatasaraylı'dır. hem de galatasaray'a olan aşkını doruklarda yaşayan adamdır. bunu anlamak için tek farklı önde götürdüğümüz maçların son dakikalarını izleyin. heyecandan yerinden duramadığını, yüzünün şekilden şekile girdiğini, kalp atışlarının yükseldiğini göreceksiniz.
fakat fatih terim galatasaray'ı 2 kere satmıştır, ilki galatasaray'da 4 yıl şampiyonluk yaşadıktan sonra fiorentina'ya gitmesidir. gitti ve takım dağıldı, galatasaray'da gerileme dönemi başladı. oysa kalsaydı kadro dağılmayacaktı, çoktan dördüncü yıldızı takıp, avrupa'da belki de bir kupa daha kazanacaktı.
ikincisi ise malumunuz milli takıma imza atması oldu. galatasaray'ı bitirme planları yapan kurumun başındaki adamla kader birliği yapmaya karar verdi. burda bir suçlu varsa bu da fatih terim'dir. ''birileri mutlu olsun diye imza atmam.'' ne demek hocam? hani dördüncü yıldızı taktırmadan gitmeyecektin? ne değişti hocam? zor mu geldi her hafta maça çıkmak? zor mu geldi avrupa arenası'nda yarışmak? zor mu geldi bu ağır tempo sana? ''3 ayda 1 maça çıkarım aylık 400 bin euro'yu cebime koyarım sonra da emekli olurum bakarım rahatıma'' diye düşündüğün çok belli, rahatın için 25 milyon galatasaraylı'yı rahatsız etmeye değer miydi hocam? galatasaray, para için satılacak kadar değersiz mi oldu gözünde hocam?
hani çok sevdiğiniz arkadaşınız, sizi 2 kuruş paraya satar sonra ona küsersiniz, ondan nefret edersiniz ya, işte biz de çok sevdiğimiz hocamız bizi 2 kuruş paraya sattı. hadi şimdi sizi 2 kuruş paraya satan arkadaşınızı affedebiliyosanız, ''nolcak lan arkadaş değil mi sattı diye sevmeyelim mi?'' diyosanız fatih terim'i de affedin, sattı diye sevmeye devam edin. ben affetmeyeceğim, sevmeyeceğim...
fakat fatih terim galatasaray'ı 2 kere satmıştır, ilki galatasaray'da 4 yıl şampiyonluk yaşadıktan sonra fiorentina'ya gitmesidir. gitti ve takım dağıldı, galatasaray'da gerileme dönemi başladı. oysa kalsaydı kadro dağılmayacaktı, çoktan dördüncü yıldızı takıp, avrupa'da belki de bir kupa daha kazanacaktı.
ikincisi ise malumunuz milli takıma imza atması oldu. galatasaray'ı bitirme planları yapan kurumun başındaki adamla kader birliği yapmaya karar verdi. burda bir suçlu varsa bu da fatih terim'dir. ''birileri mutlu olsun diye imza atmam.'' ne demek hocam? hani dördüncü yıldızı taktırmadan gitmeyecektin? ne değişti hocam? zor mu geldi her hafta maça çıkmak? zor mu geldi avrupa arenası'nda yarışmak? zor mu geldi bu ağır tempo sana? ''3 ayda 1 maça çıkarım aylık 400 bin euro'yu cebime koyarım sonra da emekli olurum bakarım rahatıma'' diye düşündüğün çok belli, rahatın için 25 milyon galatasaraylı'yı rahatsız etmeye değer miydi hocam? galatasaray, para için satılacak kadar değersiz mi oldu gözünde hocam?
hani çok sevdiğiniz arkadaşınız, sizi 2 kuruş paraya satar sonra ona küsersiniz, ondan nefret edersiniz ya, işte biz de çok sevdiğimiz hocamız bizi 2 kuruş paraya sattı. hadi şimdi sizi 2 kuruş paraya satan arkadaşınızı affedebiliyosanız, ''nolcak lan arkadaş değil mi sattı diye sevmeyelim mi?'' diyosanız fatih terim'i de affedin, sattı diye sevmeye devam edin. ben affetmeyeceğim, sevmeyeceğim...