6970
benim yaşayan en büyük galatasaray efsanesi olarak gördüğüm, deli gibi sevdiğim, her zaman her yerde desteklediğim biriyken son dönemdeki icraatlarıyla giderek kendisinden soğutan hocamız. kişisel ego ve kaprislerinin galatasaray'a zarar verdiğini görmesi gerekirken hoca fren yerine gaza basıyor. ünal aysal'ın telefonlarına çıkmama olayı büyük bir saygısızlık ki bunu kulubün içinden güvenilir kimseler de söylüyor. acaba mehmet ağar veya başbakan erdoğan arasaydı yine böyle kendi kendine tribe girip o telefonu açmamazlık edecek miydi grande çok merak ediyorum.
ünal aysal yaptığı her konuşmada hocayı onore ediyor, hocanın konumunu ve değerini anlatan şeyler söylüyor üstüne gel hoca 2 yıllık imza at diyor ama terim ayrı telden çalmakla meşgul. takım geçen seneden beri birkaç maç dışında top oynamıyor, tempo yapamıyor, hızlı ve derinlemesine oynayamıyor ama terim bana niye 2 yıllık sözleşme teklif ettiniz ben hep 1 yıllık imzalıyorum diyip sürüncemede bırakıyor. kulübün barça ve bayern gibi oturmuş ve kökleşmiş bir futbol organizasyonu yokken, 4-5 sene full time mesai isteyen bir haldeyken hoca siyasal ilişkiler (başbakan aşkı), kişisel ego ( aynı anda hem kulüp hem milli takım çalışıran ilk hoca olma durumu) gibi anlamsız hareketlerle milli takımın hocalığına evet diyor. kaç gündür gel 2 yıllık sözleşme imzala diyen galatasaray başkanını iplemeyen imparator geçen sene kendisine 9 maç ceza kitleyen, alenen küfrettiği tüpçünün teklifine tek gecede cevap verip gülücükler içinde sözleşme imzalıyor.
birinin fatih hoca'ya ''yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen yolunu kaybedersin'' demesi lazım. bu kadar kapris ve kişisel ego tatmini yeter. aslolan galatasaray diyorsa terim galatasaray'ın bu mulak durumdan büyük zarar gördüğünü görüp sözleşmeyi imzalaması ve bu saçma krize nokta koyması lazım. imparatorun derdi galatasaray'ı nasıl cl şampiyonu yaparım, nasıl etkili ve hızlı bir galatasaray yaratırım olmalı. böyle çocukca işler onun şanına yakışmıyor. allah biliyor ya deli gibi seviyorum onu. ama hoca onu sevenleri giderek itiyor kendinden. yol yakınken, bu kadar güzel iş yapmışken kendine yazık etmez umarım.
ünal aysal yaptığı her konuşmada hocayı onore ediyor, hocanın konumunu ve değerini anlatan şeyler söylüyor üstüne gel hoca 2 yıllık imza at diyor ama terim ayrı telden çalmakla meşgul. takım geçen seneden beri birkaç maç dışında top oynamıyor, tempo yapamıyor, hızlı ve derinlemesine oynayamıyor ama terim bana niye 2 yıllık sözleşme teklif ettiniz ben hep 1 yıllık imzalıyorum diyip sürüncemede bırakıyor. kulübün barça ve bayern gibi oturmuş ve kökleşmiş bir futbol organizasyonu yokken, 4-5 sene full time mesai isteyen bir haldeyken hoca siyasal ilişkiler (başbakan aşkı), kişisel ego ( aynı anda hem kulüp hem milli takım çalışıran ilk hoca olma durumu) gibi anlamsız hareketlerle milli takımın hocalığına evet diyor. kaç gündür gel 2 yıllık sözleşme imzala diyen galatasaray başkanını iplemeyen imparator geçen sene kendisine 9 maç ceza kitleyen, alenen küfrettiği tüpçünün teklifine tek gecede cevap verip gülücükler içinde sözleşme imzalıyor.
birinin fatih hoca'ya ''yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen yolunu kaybedersin'' demesi lazım. bu kadar kapris ve kişisel ego tatmini yeter. aslolan galatasaray diyorsa terim galatasaray'ın bu mulak durumdan büyük zarar gördüğünü görüp sözleşmeyi imzalaması ve bu saçma krize nokta koyması lazım. imparatorun derdi galatasaray'ı nasıl cl şampiyonu yaparım, nasıl etkili ve hızlı bir galatasaray yaratırım olmalı. böyle çocukca işler onun şanına yakışmıyor. allah biliyor ya deli gibi seviyorum onu. ama hoca onu sevenleri giderek itiyor kendinden. yol yakınken, bu kadar güzel iş yapmışken kendine yazık etmez umarım.