6926
beşiktaş maçından sonra bazı yazar arkadaşlar 'hani nerde fatih hocaya laf söyleyen korkaklar?' gibi içeriği olan entryler girdiler. ben real'den 6 yediğimiz maçta da, beşiktaşı 2-1 yediğimiz maçta da eleştiririm ki hocayı eleştirmekte sonuna kadar haklı olduğumu düşünüyorum. tamam güzel bir galibiyet aldık 75 bin kişinin önünde ama bu maçı neredeyse ölüm kalım maçı haline getiren de hocanın milli takımı yönetmek konusunda gösterdiği gereksiz ve lüzumsuz istek ve hırstır. hocam kendini kimseye kanıtlamaya ihtiyacın yok ki senin. biz biliyoruz ve tüm dünya da biliyor senin türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörü olduğunu. sen demiyor muydun son iki seneki şampiyonluğumuz süresince galatasaray'a karşı oynanan oyunların farkındayım diye? bu şerefsiz tff önümüzü kesmek için herşeyi yapmadı mı? neden tüm bunlara rağmen o pisliklerle işbirliği yaparak bu noktaya getirdin olayı? nereden baksan tutarsızlık, nerden baksan.. herneyse bu beşiktaş maçını kaybettiğimizi bi düşünsenize? galip geldik ve şuan ortam sakinleşmiş gibi görünüyor ancak ünal aysal'ın açıklamalarına bakarsak durum hiç de öyle değil. bu restleşmenin de hocanın bu gereksiz hırsından kaynaklandığını düşünüyorum. muhtemelen ünal aysal hocanın milli takımı 4 maçlık da olsa çalıştırmasını istemedi ama bunun son kararını da hocaya bıraktı çünkü kendisi bu durumu hocanın son kararı olmadan kestirip atacak karakterde bir adam değil. ancak fatih hoca ünal aysal'a rağmen o şerefsizlerin teklifini kabul etti ve onların asıl amacının milli takım olmadığı ortadayken bile bile lades dedi ve sonuç da ortada. ayrıca fatih hoca bile kendisi söylerken 'aslolan galatasaraydir' diye, insanlar nasıl hocayı neredeyse galatasaray'ın üzerinde görürler anlamak mümkün değil. iyi o zaman kulübün anahtarını verelim fatih hocaya ve çekilelim kenara tüm galatasaraylılar olarak. ayrıca fatih hoca da olsa hiçbir galatasaray başkanı hocanın alt kademesi değildir ve hoca da galatasaray başkanına bağlı çalışır ve ona karşı sorumlulukları vardır..