117
bursaspor – galatasaray : 1-1 yüksek tempo testi
maç çok yüksek tempoyla başladı. sebebi bursasordu. çok iştahlı, hızlı ve sert başladılar. galatasaray bu tempoya karşılık verdi savunma yönüyle. hücum yönünde eksik kaldı takım. burak ve drgoba’dan oluşan çift forvet pozisyon üretemedi.
bursa orta sahasının selçuk inan ve melo üzerinde kurduğu baskı galatasaray’ın pozsyon bulmasını engelledi. takım buna bir çözüm bulamadı bir türlü. inan ve melo çok geride kaldılar.
galatasaray’ın en önemli özelliği iyi pas yapması. gole kadar bir türlü pas oyununa dönemedi takım. golden sonra bursa’nın gardı düştü ve takım pas yapmaya başladı. pas başladı başlamasına da pozisyon üretmek yine mümkün olmadı.
sneijder büyük oyuncu ama böyle sıkıntılı durumlarda maça ağırlığını koyamıyor. orta sahaya daha fazla yaklaşıp oyun kurmaya da yardım etmesi lazım. sneijder’in ismini anmamın sebebi suç bulmak değil, yeteneklerinden daha fazla yararlanmamız gerekiyor. bu kalite onda var.
isimlere başlamışken, hamit altıntop’a değinmek şart. yetenek sorunu olmadığını biliyoruz. yabancı bir oyuncu gibi uyum sorununu atamamış gözüküyor. artık turgay biçer gibi dünya çapında bir mentörle mi çalışır bilmem. ama bir şeyler yapılmalı. mental sorunlarını aşmış bir hamit büyük bi silah olur.
bursa ilk yarıdaki yüksek tempodan sonra patlar diye düşünmüştük. daum’un yükleme yaptığını da duymuştuk, lif, adale atar diye düşünmüştüm. hiç biri olmadı. bursa golden sonra temposunu kaybetti ama tamamen düşmedi. bunda galatasaray’ın yavaş oynamasının, savunmadan çıkarken ağır davranmasının da katkısı var. yüksek tempoyla yorulan bursa’nın dinlenmesini sağladılar.
galatasaray’ın yüksek tempoya aynı şekilde hatta misliyle karşılık vermesini beklerdim. topu alıp oyunu yavaşlatma şekli galatasaray’a hem de fatih terim’in galatasaray’ına hiç yakışmıyor.
bir zaman sonra şampiyonlar ligi başlayacak. sürekli buna benzer tempolar yaşayacak takım. geçen hafta antep, bu hafta bursa gol yapma konusunda becerili değilerdi tamam da şampiyonlar ligindeki takımlar affetmez.
takım bu sezonda ligde her türlü şampiyon olur. oyuna hakim, ne yaptığını biliyor ama en büyük sıkıntı “tembellik”. galatasaray sınavda 50’lik yapınca sınavdan çıkan öğrenci gibi. işte bu fatih terim takımına hiç yakışmıyor.
şampiyonlar ligi hedefi için şu andaki gidişat hiç iyi değil.
drogba ve selçuk inan’ın çıkması çok acayip. ne futbolcu performansı açısından ne de taktiksel açıdan anlamlı değil bu değişiklikler. drogba kızdı çıkarken. bu tip adamlar sakatlanmadıkça ya da ben çıkayım demedikçe veya çıkmaları takımda büyük bir değişim yaratmayacaksa çıkarılmamalı. fakat kızmasıyla ilgili endişe edilecek bir şey yok. çıkmasına kızan topçu zaten takım için iyidir de drogba bunları uzatacak bir adam da değil. o kadar tecrübesi var.
neyse, böyle bir oyunla bursa deplasmanında alınan 1 puan kar. bereket versin.
*
maç çok yüksek tempoyla başladı. sebebi bursasordu. çok iştahlı, hızlı ve sert başladılar. galatasaray bu tempoya karşılık verdi savunma yönüyle. hücum yönünde eksik kaldı takım. burak ve drgoba’dan oluşan çift forvet pozisyon üretemedi.
bursa orta sahasının selçuk inan ve melo üzerinde kurduğu baskı galatasaray’ın pozsyon bulmasını engelledi. takım buna bir çözüm bulamadı bir türlü. inan ve melo çok geride kaldılar.
galatasaray’ın en önemli özelliği iyi pas yapması. gole kadar bir türlü pas oyununa dönemedi takım. golden sonra bursa’nın gardı düştü ve takım pas yapmaya başladı. pas başladı başlamasına da pozisyon üretmek yine mümkün olmadı.
sneijder büyük oyuncu ama böyle sıkıntılı durumlarda maça ağırlığını koyamıyor. orta sahaya daha fazla yaklaşıp oyun kurmaya da yardım etmesi lazım. sneijder’in ismini anmamın sebebi suç bulmak değil, yeteneklerinden daha fazla yararlanmamız gerekiyor. bu kalite onda var.
isimlere başlamışken, hamit altıntop’a değinmek şart. yetenek sorunu olmadığını biliyoruz. yabancı bir oyuncu gibi uyum sorununu atamamış gözüküyor. artık turgay biçer gibi dünya çapında bir mentörle mi çalışır bilmem. ama bir şeyler yapılmalı. mental sorunlarını aşmış bir hamit büyük bi silah olur.
bursa ilk yarıdaki yüksek tempodan sonra patlar diye düşünmüştük. daum’un yükleme yaptığını da duymuştuk, lif, adale atar diye düşünmüştüm. hiç biri olmadı. bursa golden sonra temposunu kaybetti ama tamamen düşmedi. bunda galatasaray’ın yavaş oynamasının, savunmadan çıkarken ağır davranmasının da katkısı var. yüksek tempoyla yorulan bursa’nın dinlenmesini sağladılar.
galatasaray’ın yüksek tempoya aynı şekilde hatta misliyle karşılık vermesini beklerdim. topu alıp oyunu yavaşlatma şekli galatasaray’a hem de fatih terim’in galatasaray’ına hiç yakışmıyor.
bir zaman sonra şampiyonlar ligi başlayacak. sürekli buna benzer tempolar yaşayacak takım. geçen hafta antep, bu hafta bursa gol yapma konusunda becerili değilerdi tamam da şampiyonlar ligindeki takımlar affetmez.
takım bu sezonda ligde her türlü şampiyon olur. oyuna hakim, ne yaptığını biliyor ama en büyük sıkıntı “tembellik”. galatasaray sınavda 50’lik yapınca sınavdan çıkan öğrenci gibi. işte bu fatih terim takımına hiç yakışmıyor.
şampiyonlar ligi hedefi için şu andaki gidişat hiç iyi değil.
drogba ve selçuk inan’ın çıkması çok acayip. ne futbolcu performansı açısından ne de taktiksel açıdan anlamlı değil bu değişiklikler. drogba kızdı çıkarken. bu tip adamlar sakatlanmadıkça ya da ben çıkayım demedikçe veya çıkmaları takımda büyük bir değişim yaratmayacaksa çıkarılmamalı. fakat kızmasıyla ilgili endişe edilecek bir şey yok. çıkmasına kızan topçu zaten takım için iyidir de drogba bunları uzatacak bir adam da değil. o kadar tecrübesi var.
neyse, böyle bir oyunla bursa deplasmanında alınan 1 puan kar. bereket versin.
*