16091
--- alıntı ---
futbol kalitesi olarak çok yüksek olmasa da heyecan ve mücadele yönünden iyi bir final izledik. öncelikle sahanın yıldızları her iki takımın da kalecileriydi. mert olsun, muslera olsun çok önemli pozisyonlarda kalelerinde geçit vermediler.
oyuna baktığımızda her iki takım da çok kontrollü başladı. bu da kabul edilebilir bir durum. yenecek bir gol çok şeyi değiştirebilirdi. hatta ilk yarıya baktığımızda f.bahçe daha iyi kapandı, g.saray'a top oynama ve alan bulma imkanı vermedi.
ikinci yarı da böyle geçerken sahneye bruno alves çıktı. hiç gereği yokken art arda iki sarı kart görüp hem takımını 10 kişi bıraktı ve hem de defans dengesini bozuverdi. ikinci sarı karta bir şey diyemeyiz ama ilk sarı kartta alves sadece egosunu tatmin etti. 'bakın drogba'ya nasıl faul yapılır, ben size göstereyim' dercesine köşe gönderinin dibinde kartlık bir faul yaptı. o kalitede ve portekiz milli takımı'nda oynamış bir futbolcudan kabul edilemez bir hareket. işte çok dengede giden, sadece bireysel hatalarla pozisyon bulunabilen bir maçta g.saray bu kırmızı kartla üstünlüğü ele geçirdi. bu dakikadan sonra normal sürenin son yarım saati her şey g.saray'ın kontrolündeydi. rakibi hapsetti, top oynama imkanı vermedi.
f.bahçe anadolu takımı değil!
uzatmalarda ise yine f.bahçe'nin mahkum oynadığı dakikalarda galatasaray'ın golü geldi. hakan balta çok iyi ortaladı ve drogba'nın kafası da g.saray'a kupayı getiriverdi.
burada f.bahçe'ye yapacağımız en önemli eleştiri şu. maç 0-0 ve 11'e 11 oynanırken çok adamla hücumu hiç düşünmediler. ne zamanki mağlup duruma düştüler, ne zaman ki pabucun pahalı olduğunu hissettiler; oyunu forse etmeye başladılar. bu dakikalarda eksik f.bahçe özellikle sow'la önemli pozisyonlar yakalamasına rağmen golü bulamadı.
ersun yanal'a tavsiyemiz f.bahçe'yi bir anadolu takımı gibi oynatmamasıdır. kontrollü oynayıp, kapanıp rakipten kapacağı toplarla pozisyon yakalamaya çalışan bir anadolu takımını kabul edebiliriz ama f.bahçe'yi edemeyiz.
son sözümüz bülent yıldırım'a. ufak tefek hatalar yapsa da böylesine bir derbiyi bence çok başarılı yönetti.
--- sabah ---
ahmet çakar
futbol kalitesi olarak çok yüksek olmasa da heyecan ve mücadele yönünden iyi bir final izledik. öncelikle sahanın yıldızları her iki takımın da kalecileriydi. mert olsun, muslera olsun çok önemli pozisyonlarda kalelerinde geçit vermediler.
oyuna baktığımızda her iki takım da çok kontrollü başladı. bu da kabul edilebilir bir durum. yenecek bir gol çok şeyi değiştirebilirdi. hatta ilk yarıya baktığımızda f.bahçe daha iyi kapandı, g.saray'a top oynama ve alan bulma imkanı vermedi.
ikinci yarı da böyle geçerken sahneye bruno alves çıktı. hiç gereği yokken art arda iki sarı kart görüp hem takımını 10 kişi bıraktı ve hem de defans dengesini bozuverdi. ikinci sarı karta bir şey diyemeyiz ama ilk sarı kartta alves sadece egosunu tatmin etti. 'bakın drogba'ya nasıl faul yapılır, ben size göstereyim' dercesine köşe gönderinin dibinde kartlık bir faul yaptı. o kalitede ve portekiz milli takımı'nda oynamış bir futbolcudan kabul edilemez bir hareket. işte çok dengede giden, sadece bireysel hatalarla pozisyon bulunabilen bir maçta g.saray bu kırmızı kartla üstünlüğü ele geçirdi. bu dakikadan sonra normal sürenin son yarım saati her şey g.saray'ın kontrolündeydi. rakibi hapsetti, top oynama imkanı vermedi.
f.bahçe anadolu takımı değil!
uzatmalarda ise yine f.bahçe'nin mahkum oynadığı dakikalarda galatasaray'ın golü geldi. hakan balta çok iyi ortaladı ve drogba'nın kafası da g.saray'a kupayı getiriverdi.
burada f.bahçe'ye yapacağımız en önemli eleştiri şu. maç 0-0 ve 11'e 11 oynanırken çok adamla hücumu hiç düşünmediler. ne zamanki mağlup duruma düştüler, ne zaman ki pabucun pahalı olduğunu hissettiler; oyunu forse etmeye başladılar. bu dakikalarda eksik f.bahçe özellikle sow'la önemli pozisyonlar yakalamasına rağmen golü bulamadı.
ersun yanal'a tavsiyemiz f.bahçe'yi bir anadolu takımı gibi oynatmamasıdır. kontrollü oynayıp, kapanıp rakipten kapacağı toplarla pozisyon yakalamaya çalışan bir anadolu takımını kabul edebiliriz ama f.bahçe'yi edemeyiz.
son sözümüz bülent yıldırım'a. ufak tefek hatalar yapsa da böylesine bir derbiyi bence çok başarılı yönetti.
--- sabah ---
ahmet çakar