arka arkaya iki sezon şampiyonluk, geçen sezon şampiyonlar ligi'nde çeyrek final ve süper kupa zaferinin ardından londra'da emirates kupası'nı kaldıran galatasaray'ın başkanı ünal aysal, pazar günü ezeli rakipleri fenerbahçe ile oynanacak süper kupa finali öncesi en çok merak edilen sorunun cevabını sabah'a verdi. aysal, "süper kupa finalinde sizi, aziz yıldırım ile yan yana görecek miyiz?" sorusuna, "ben yan yana oturmak istemiyorum. çünkü taraftarlara kötü bir örnek oluruz. kayseri'de birbirimize yaklaşım gösteremeyeceğimiz için hoş bir görüntü olmaz. eğer yan yana oturmak zorundaysak ben o maça gitmem. oradaki protokolün bir düzenleme yapması lazım. bu konuda bir ricada bulunacağım" diye yanıtladı ve sözlerine şöyle devam etti: "zaten aziz bey'in 'ben o renklerden nefret ediyorum' sözlerinden sonra bir anlaşma ve uzlaşma imkanı kalmamış gibi görünüyor. bu yüzden kendisi ile yan yana oturmak çok zor, oturmam da... eğer yetkililer bizi yan yana oturtacaksa ilişkileri daha kötüye sokmamak için bu finale gitmem."
yıldızlar tff'ye takıldı
-arda turan transferi çok konuşuluyor ne aşamadasınız?
-çok zor görünüyor. çünkü kulübü bırakmak istemiyor, anlaşması var. arda gelmek ister mi bilemem ama galatasaray olduğunda arda 'hayır' demez buna inanıyorum. atletico madrid başkanı ile aramız çok iyi ama takımın hocası diego simeone, arda'yı bırakmıyor.
-bu dönem bütçenizi zorlamadınız....
-evet, bu sene daha az para harcadık. ama bunun bütçemizdeki kısıtlamayla ilgisi yok. sadece yabancı futbolcu kısıtlamasından dolayı transferde durduk. içerde değerli türk oyuncular bulsam almaz mıyım? parasını verir alırım. biz carlinhos'u da farfan'ı da, hatta nani'yi de bitirme aşamasına getirmiştik. onlar da bu iş uzayınca rahatsız oldular. wellington hazırdı onu da alamadık. melo'yu almamıza rağmen onu da alacaktık büyük takımlarda her yerin alternatifi kaliteli olmalı. 6-0-4 en çok bizi vurdu. bu karardan dönülecekse hemen dönülmeli. yoksa görevi kötüye kullanmaktan insanlara hesap vermek zorunda kalırlar.
yorucu olur diye amerika'ya gitmekten vazgeçtik
-sezona kupa ile başladınız..
-kupadan ziyade beni g.saray'ın yurt dışı başarıları ilgilendiriyor. portföyümüze ne kadar çok yurt dışında başarı koyarsak hedeflerimize daha çabuk gideriz. tabii türkiye'yi doğru dürüst temsil etmek önemli.
-emirates kupası'na nasıl katıldınız?
-bizim önceki programımız abd'de bir turnuvaya katılmaktı. hatta ben new york'a gittiğimde bunun konuşmalarını da yapmıştım. daha sonra bize emirates teklifi geldi. hocamız amerika'da oynamayı çok istemesine rağmen orası daha yorucu olur diye düşünerek emirates kupası'na katıldık.
-ikinci arsenal zaferini siz yaşadınız.
-evet onların bize karşı bir şanssızlığı var. (gülerek) hediye değişimi maç başlamadan önce yapıldı. ben arsenal başkanına "iyi ki bu hediye değişimini şimdi yapıyoruz yoksa maçtan sonra birimizin suratı asık olur" dedim. kendisi de "yok olmaz" dedi. yine gülerek yapardık kutlamayı dedi. ama maçtan sonra baktım sayın başkanın suratı bayağı asıktı.
kulübün sahibi değilim
-yönetimdeki değişiklikten memnun musunuz?
-bizim eski yönetimdeki arkadaşlar da pırıl pırıl insanlardı. ben, kurumsallaşma yapısının oturmasını istiyorum. başkanlara, yöneticilere bağımlı kalmadan işlerin yürümesi lazım. kim gelirse gelsin galatasaray'da hazır ve yürüyen bir sistem bulması lazım. biz seçimlerle gelip gidiyoruz. ben kulübün sahibi değilim. sahip olsam da yine aynı düzenlemeyi yapardım.
yöntemleri g.saray'a vurmak
-siz f.bahçe'ye zeytin dalı uzattınız, karşılığı geldi mi?
-galatasaray ve fenerbahçe arasında ciddi bir sorun yok. şu anki yönetimleri değişirse ilişkilerimiz daha iyi olur. biz hasım değiliz rakibiz. fenerbahçe kulübünün 10-15 senedir tatbik ettiği hasımlıktan doğan başarı yöntemi yani galatasaray'a ne kadar vurursak önümüz o kadar açılır yöntemi yanlış. spor bana göre dostluk ve arkadaşlık için var.
terim de ben de risk aldik fakat...
-terim'le pozitif bir görüntü çiziyorsunuz?
-iki sene önce birbirimize yabancıydık. hoca beni; ben onu tanımıyordum. ikimizde bir risk aldık. ama iki sene içinde birbirimizi tanıma imkanı bulduk. bu ikimize de güven verdi. samimi olarak söylüyorum ben fatih hoca'ya sonuna kadar güveniyorum. kendisi ile 1-2 sene değil başkan olduğum sürece çalışırım, kendisi de istediği sürece kalır. ama bir yanlışımız oldu; biz aramızda bire bir konuşmak yerine başkaları aracılığı ile konuştuk. çünkü galatasaray'da bu işler hep böyle yürümüş ama baktım ki bu yöntem iyi değil bunu değiştirip direk iletişime geçtim. bu da iyi oldu. birbirimizi daha iyi anladık.
sorunumuz çim değil, bakımı
-fatih hoca ingiltere'den örnek çimler getirmiş ne söyleyeceksiniz?
-evet getirdi. ama sorun bizde daha değişik. şu ana kadar karşıma altı rapor geldi. ben de neredeyse bu işin eksperi oldum. yepyeni bir drenaj yaptık. üstüne de halı kaplattık. ama halının kaplama zamanı ters bir zaman olduğu için kökleri tutmadı. bu sene tutması kesindi ama saha 15 maç 5 antrenman görünce buna dayanamadı. bizim sorunumuz çim değil çimin bakımı. birinci sorun çatımızdan kaynaklanıyor, havalandırma sorunu. ikinci sorun ise ışıklandırma.
beşiktaş'ı f.bahçe de kabul etmedi
-beşiktaş başkanı fikret orman'ın "madonna için genel kurul'dan izin mi aldılar" sözü sizi biraz üzmüştü...
-bakın madonna bir defalık bir işlemdi kiralama işi değildi. 7-8 maç oynanacak bir yer kiralama işlemine gider. tüzüğe göre benim genel kuruldan izin almam şarttı. ben derdimi sayın orman'a anlattım. sanırım başkan bu olayı madonna ile birleştirip inandırıcı bulmadı. ayrıca bana söylenen şuydu: beşiktaş, f.bahçe stadında 8-9 maç oynayacaktı ama biz f.bahçe kulübünden böyle bir duyum almadık yani biz kabul etsek bile onlar kabul etmeyecekti.
tff'de kurulları fenerbahçe seçti
-fenerbahçe'nin federasyonun aldığı kararlarda etkili olduğunu düşünüyor musunuz?
-bu federasyonun kuruluş dönemini hatırlayın. bütün kurulların tayinlerini fenerbahçe yaptırmış. galatasaray'dan bir tek kurul üyesi yok. kaldı ki sayın demirören geldiği gün içerde çalışan profesyonelleri galatasaraylı olduklarını öne sürerek dışarı çıkardı. ilk icraatı bu oldu. şimdi her şeyin sorumlusu olarak onları göstererek hedef tahtası yapıyorlar. lutfi (arıboğan) de ebru (köksal) da o kadar profesyoneller ki oradaki elbiseleri neyse ona göre hareket ederler.
sonum iyi olsun
-galatasaray'ın gelmiş geçmiş en başarılı başkanları arasına girdiniz...
-inşallah sonu iyi olur. galatasaray'da bir deyim vardır (gülüyor): "hiçbir başarı cezasız kalmaz. inşallah sonum öyle olmaz."
ünal aysal
http://www.sabah.com.tr/...yle-yan-yana-oturmam