3441
imparator'la aralarında fotokopi ilişkisi var. üniversitelerdeki fotokopi arkadaşlığına benziyor ilişkileri. imparator başarılı olduğu için seviyormuş gibi geliyor bana. fotokopiyi keserse, selamı da kesermiş gibi duruyor. o yüzden tam manasıyla sevemiyorum ünal aysal'ı. o, imparator'a abdürrahim albayrak gibi sarılmadığı müddetçe ben de onu tam manasıyla sarılmayacağım. kendisinin imparator'a yaptığı gibi elini sıkarım. ama hiçbir zaman abdürrahim albayrak'ın imparator'u kucakladğı gibi kendisini kucaklamam.
başarılı mı? başarılı. çok başarılı. kulübün başında kalsın mı? kalsın. ama basketbol maçlarında salona teşrif ettiği zaman büyük başkan diye bağırıyor muyum? hayır. cevahir'in önünden geçerken bir röportör önümü kesip ''ünal aysal hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce başarılı m?'' diye sorsa, ''kesinlikle başarılı'' derim..ama en basitinden engin baytar'ı sevdiğim gibi sevemem. işin gönül kısmında eksik çünkü.
üzerinden epey zaman geçti ama 'profesyonel' hadisesi misal. ben profesyonelden, bir işi kazanç için yapan kimseyi anlıyorum. profesyonellik budur. başkasında 1'e çalışırken, sen 2 teklif edince sana gelen adama profesyonel denir. imparator kendisinin bahsettiği gibi bir profesyonel olsa şimdiye dek fenerbahçe'nin başına 2 kez geçmişti. ama geçmedi. niye? çünkü kendisi profesyonel değil. galatasaraylı fatih.
o, galatasaray'ı hiçbir zaman bir şirket olarak görmedi. yuva olarak gördü. sen de o'nu profesyonel olarak görme. çık açık açık ''o, bizim imparatorumuz'' de. ''onun sözleşmesi bir ömürlük'' de. ne zaman fatih terim'le ilgili bir soru sorulsa hep böyle kadın voleybol takımının başarılarını kutlar gibi konuşuyorsun. ''hocamız çok başarılı, tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum''..bu ne yani, bu kadar mı, bu ne aq?..bu olmaz başkan. kusura bakma. bu, tebrik mesajı. sana imparator'u soruyorlar. bizim senden duymak istediklerimiz başka. çıkıp rahat rahat imparator hakkında ''o, bu kulübün en efsanevi ismi. onun mukavelesinin başı ve sonu yok..'' deyip, taraftarın yüreğine su serpemiyorsun. sen bunu yap(a)mayınca da, basın sana sürekli burdan vuruyor. imparator'dan bahsederken ceyhun yıldızoğlu'ndan bahsediyormuş gibi konuşursan, abdürrahim albayrak ve ali dürüst gibi en sevdiği adamları hiçbir mantıklı gerekçe göstermeden kuülpten uzaklaştırırsan ben de vururum. hani tarzın bu diyeceğim ama ergin ataman'la ilişkilerin çok daha samimi mesela. görmüyor değiliz. onu da görüyoruz.
geçen fikret orman'a bir basın toplantısında ''ibrahim toraman sözleşme imzalamıştı ama önder özen o sözleşmenin henüz devreye sokulmadığını söyledi. ibrahim toraman'ın durumu ne olacak?'' gibisinden bir soru soruldu. fikret orman'ın cevabı netti: ''ibrahim toraman bu kulübün kaptanıdır. çok da sevdiğimiz bir kardeşimizdir. bir sözleşme imzaladıysa da muhakkak devreye girecektir'..ne zaman dedi bunu, önder özen futbol anlamında bu kulüpteki en söz sahibi adamdır cümlesinin hemen ardından. saniyesinde arka odaya gönderdi özen'i. o, bizim 10 yılı aşkın süredir futbolcumuz, kaptanımız; sen karışamazsın dedi.
sen 2 yıldır görevdesin, imparator hakkında daha bu şekilde onore edici bir cümle kurduğunu görmedim. ''imparator'un yanında bülent tulun da kim'' deyip tulun'un başını kesemedin misal.. bunlar önemlidir. ya da en azından bizim gibi taraftarlar için önemlidir.
sportif başarının amına koyayım başkan. stadının üstünün kapatılıp kapatılmaması da beni çok ilgilendirmiyor. imparator'a imparator gibi davran, o'na bu camianın en efsanevi ismi olduğunu hissettir, yeter. galatasaray'dan bir şirket olarak bahsediyorsun ya, stadın üstünün kapatılması şirket hissedarlarının problemi. ben, emre çolak'ın golüne sneijder'in golünden 5 kat daha fazla sevinen bir taraftarım. drogba gelince 2 forma fazla almadım. sekizinciyken de 17'de 17 yaptım, şampiyon olurken de. hadise'nin dediği gibi biz burdayız, gene burdayız :( en zor zamanda çağırırsın geliriz, şampiyon yaparız. da bizi kırma. bizim sevdiklerimizi üzme. şu melo'nun bonservisini de al artık amk.
başarılı mı? başarılı. çok başarılı. kulübün başında kalsın mı? kalsın. ama basketbol maçlarında salona teşrif ettiği zaman büyük başkan diye bağırıyor muyum? hayır. cevahir'in önünden geçerken bir röportör önümü kesip ''ünal aysal hakkında ne düşünüyorsunuz, sizce başarılı m?'' diye sorsa, ''kesinlikle başarılı'' derim..ama en basitinden engin baytar'ı sevdiğim gibi sevemem. işin gönül kısmında eksik çünkü.
üzerinden epey zaman geçti ama 'profesyonel' hadisesi misal. ben profesyonelden, bir işi kazanç için yapan kimseyi anlıyorum. profesyonellik budur. başkasında 1'e çalışırken, sen 2 teklif edince sana gelen adama profesyonel denir. imparator kendisinin bahsettiği gibi bir profesyonel olsa şimdiye dek fenerbahçe'nin başına 2 kez geçmişti. ama geçmedi. niye? çünkü kendisi profesyonel değil. galatasaraylı fatih.
o, galatasaray'ı hiçbir zaman bir şirket olarak görmedi. yuva olarak gördü. sen de o'nu profesyonel olarak görme. çık açık açık ''o, bizim imparatorumuz'' de. ''onun sözleşmesi bir ömürlük'' de. ne zaman fatih terim'le ilgili bir soru sorulsa hep böyle kadın voleybol takımının başarılarını kutlar gibi konuşuyorsun. ''hocamız çok başarılı, tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum''..bu ne yani, bu kadar mı, bu ne aq?..bu olmaz başkan. kusura bakma. bu, tebrik mesajı. sana imparator'u soruyorlar. bizim senden duymak istediklerimiz başka. çıkıp rahat rahat imparator hakkında ''o, bu kulübün en efsanevi ismi. onun mukavelesinin başı ve sonu yok..'' deyip, taraftarın yüreğine su serpemiyorsun. sen bunu yap(a)mayınca da, basın sana sürekli burdan vuruyor. imparator'dan bahsederken ceyhun yıldızoğlu'ndan bahsediyormuş gibi konuşursan, abdürrahim albayrak ve ali dürüst gibi en sevdiği adamları hiçbir mantıklı gerekçe göstermeden kuülpten uzaklaştırırsan ben de vururum. hani tarzın bu diyeceğim ama ergin ataman'la ilişkilerin çok daha samimi mesela. görmüyor değiliz. onu da görüyoruz.
geçen fikret orman'a bir basın toplantısında ''ibrahim toraman sözleşme imzalamıştı ama önder özen o sözleşmenin henüz devreye sokulmadığını söyledi. ibrahim toraman'ın durumu ne olacak?'' gibisinden bir soru soruldu. fikret orman'ın cevabı netti: ''ibrahim toraman bu kulübün kaptanıdır. çok da sevdiğimiz bir kardeşimizdir. bir sözleşme imzaladıysa da muhakkak devreye girecektir'..ne zaman dedi bunu, önder özen futbol anlamında bu kulüpteki en söz sahibi adamdır cümlesinin hemen ardından. saniyesinde arka odaya gönderdi özen'i. o, bizim 10 yılı aşkın süredir futbolcumuz, kaptanımız; sen karışamazsın dedi.
sen 2 yıldır görevdesin, imparator hakkında daha bu şekilde onore edici bir cümle kurduğunu görmedim. ''imparator'un yanında bülent tulun da kim'' deyip tulun'un başını kesemedin misal.. bunlar önemlidir. ya da en azından bizim gibi taraftarlar için önemlidir.
sportif başarının amına koyayım başkan. stadının üstünün kapatılıp kapatılmaması da beni çok ilgilendirmiyor. imparator'a imparator gibi davran, o'na bu camianın en efsanevi ismi olduğunu hissettir, yeter. galatasaray'dan bir şirket olarak bahsediyorsun ya, stadın üstünün kapatılması şirket hissedarlarının problemi. ben, emre çolak'ın golüne sneijder'in golünden 5 kat daha fazla sevinen bir taraftarım. drogba gelince 2 forma fazla almadım. sekizinciyken de 17'de 17 yaptım, şampiyon olurken de. hadise'nin dediği gibi biz burdayız, gene burdayız :( en zor zamanda çağırırsın geliriz, şampiyon yaparız. da bizi kırma. bizim sevdiklerimizi üzme. şu melo'nun bonservisini de al artık amk.
