14503
“bitime iki hafta kala 10 puan farkla şampiyonluğu ilan etmek önemli bir iş. pazartesi biraz geç kalktık. kalktığımızda vazifesini yapmış insan olmanın huzuru vardı. ailemizle güzel bir kahvaltı ettik. kısa, orta ve uzun vade olarak hedefler koymuştuk. şampiyonluk kısa vadeli hedeflerimizin tutmasını sağladı. güzel bir huzur vardı içimizde.”
“uzun bir süredir sahaya giremiyorum. şampiyonluk maçında bile 15 dakika giremiyorsunuz. futbolcular yanıma geldi. girdikten sonra bir yer alkışlayınca diğerlerine haksızlık olmasın diye bütün sahayı gezdim. şampiyonluğu tabii ki çok istedim. çok çekişmeli bir rekabet yapıyoruz. araya bir de şampiyonlar ligi girdi.”
“real madrid’e 2. maçtan sonra elenmemize çok üzüldüm. oyuncularıma ‘elenmeyecek takım yok’ dedim. muhakkak rakiplerimize saygı duyuyoruz. ama.. bu ama çok önemli. yıllar önce kabullenmiştik. biraz ürkeklik, çekingenlik hissettim yoksa orada bulacağımız bir gol işleri değiştirirdi. bu kadar kolay gol beklemiyordum. buralarda hep olmalıyız. “
“ben milli takım hocasıyken tff’ye “yabancı sınırını serbest bırakın” dedim. arşivlerde duruyordur, açın bakın. ama kıstas konsun. son yılların dünya kupası şampiyonları, fransa, italya, ispanya. bunlarda yabancı sınırı serbest mi? serbest. ab’ye aday olunan bir dönemde yabancı sınırlaması yapmak doğru değil. sınırsız olsun ama kıstas konulsun. barcelona’da pique oynuyor mu? oynuyor. iyi futbolcu zaten forma şansı bulur. kulüpler tff’yle ciddi şekilde müzakere etmeli. kanunla, yasakla siz bir yere gelemezsiniz. tekrar ediyorum, eğer türk oyuncusu iyiyse o oynamalıdır zaten.”
“şampiyonluğu kaybeder miyiz elbette düşündüm.. ama inancımı yitirmedim.”
“7,5 senede 6 şampiyonluk yaşadık. ikinci olduğumuzda da gittik zaten. hepsi birbirinden güzel şampiyonluklardı. birbirinden ayıramam, haksızlık etmiş olurum. en değişik şampiyonluk geçen sene oldu. 9 puan farkla bitirdik, 1 puan farkla anca bitirebildik. onun dışında şampiyonluk hep önemlidir tabi ki.”
“2 sene içinde biz rakiplerimizle çatışmadık. kimseyi eleştirmedik. rakiplerimize hep saygı duyduk. tam böyle bir ortamda bu cezayı yemem hoş olmadı. ben hakemlere tek kelime etmedim. tek tesellim, geldikleri günden beri doğru kararlar veren, adeta kuyumcu terazisi gibi ince eleyip sık dokuyan hakkaniyetli davranan pfdk ve tahkim kurulu’dur. her kararları geldikleri günden beri hep hakkaniyetlidir. bir de futbol federasyonu katılınca ilk defa 3’lü karar vermişlerdir. tek tesellim budur. siz devre arası seminerlerinizde bizi örnek gösterirseniz, o genç hakemlerin beynine nakşederseniz böyle olur.”
“ben masumum demiyorum mağdurum diyorum. arada çok fark var. saçmalıklar silsile halinde. bir hakem hata yapmıyor mu; o da insan… oyuncu yapmıyor mu; o insan değil mi? insan… hoca değil, oraya giremez, soyunma odasına giremez… adamın işini elinden alıyorsun.”
“biz hakemlerle çok medeni şekilde konuşuyoruz. aynı yolun yolcusuyuz zaten. ben haklılığımı haksızlığımı da geçtim. ceza da yiyoruz zaten. ben dışarıdayken şampiyonluğu kaybetseydim, bazı yerler şampiyonluğu kaybetmenin sorumlusu olarak beni göstermezler miydi? bazı yerler derken adını siz koyun.”
“ceza ertelemeleri normal. hiç itirazım yok. ertelenmeli de ceza kalkmalı da paraya da çevrilmeli… siz beni mesleğimi yapamaz duruma getiremezsiniz. çok fahiş bir hata olmadığı sürece… peki beni attınız dışarı.. karabük, kayseri ve antep’e teşekkür ederim. bizi çok güzel ağırladılar. peki sizin statlarınızda bu cezalar için uygun fiziki koşullarınız var mı? şurada oturur, burada durur diye… böyle bir fiziki durum yok. ama öbür hesaplamaları yapmışsınız, soyunma odasına giremez, stat içinde basın toplantısı yapamaz. bu ne… o zaman alma stada.. 9 maç ceza alan kimse yok.”
“sneijder yetenekli bir oyuncu ancak 4 ay, hatta bana göre biraz daha fazla oynamadı. sneijder geldiğinde biz 4 – 4 – 2 oynuyorduk. bozmadan onu sol tarafa koyduk, olmadı. sonra 4 – 1 – 3 – 2’nin ortasına koydum daha doğru oynamaya başladı. bu sene bizle sezon başı geçirecek. zaten sneijder adam kovalayan, müthiş mücadele eden biri değildi. bizle beraber olunca takıma katkı sağlayacaktır.”
“melo için bir karar vereceğiz. alper potuk gündemde, yöneticilerimiz başkanlarıyla konuşuyorlar. önümüzdeki günlerde hep beraber oturacağız. bir kısım gidenler de olacak. muslera’ya teklif gelse de bırakma niyetinde değiliz. muslera bizim için çok önemli. biz hedeflerimizi yükseltmeyi düşünürken en önemli oyuncumuzu hiçbir yere bırakamayız. rakam ne olursa olsun vermeyi düşünmüyoruz. barcelona’dan teklif geldiği söyleniyor. gelse de muslera’yı ben bırakma niyetinde değilim. stoper olarak önceliğimiz var, solbek bakıyoruz. ön tarafa bakıyoruz ve tabi melo varsa da yoksa da orta sahaya da bakıyoruz.”
“burak yılmaz, bizim en önemli silahlarımızdan biri. daha yaşı 27. o kadar çok yapması gereken şey var ki.. yeteneklerini daha zenginleştirmek bizim işimiz olmalı. kimse bulunduğu yerle yetinmemeli. avrupa’ya da gitse bu meziyetler lazım. ronaldo, messi çizgiden top çıkarıyorsa; ibrahimovic’in defansa yardım ettiğini görüyorsak, onlarda olmayan meziyet burak da varsa, onlar da olmayanı da burak alacak. “
“şükrü saracoğlu’ndaki f.bahçe maçında alkış herkesin kendi tasarrufudur.”
“galatasaray ile 1 yıl daha mukavelemiz var.”
“fikir ayrılıklarımızın yıpratıcı olmasına izin vermedik. tam tersine bu ayrılıklar güçlenmemizi sağladı. galatasaray bir dünya markası ve daha iyi olma yolunda ilerliyor. o zaman dünya markasının büyümesinde camianın birleşmesinin yararı büyük olacaktır.”
"teklif gelse de ben muslera'yı bırakma niyetinde değilim. fernando bizim çok önemli bir parçamız. ondan vazgeçmeyi düşünmüyoruz. kulübün menfaatleri çerçevesinde fiyat ne olursa olsun hedeflerimiz doğrultusunda onu satmayı düşünmüyorum."
"bugün ronaldo adam kovalıyorsa, messi çizgiden top çıkarıyorsa, burak bu meziyetleri de aldığı zaman tutulması daha zor olacak."
“bazen yürekli kayıplar, korkak zaferlerden daha önemlidir.”
(bkz: fatih terim)
“uzun bir süredir sahaya giremiyorum. şampiyonluk maçında bile 15 dakika giremiyorsunuz. futbolcular yanıma geldi. girdikten sonra bir yer alkışlayınca diğerlerine haksızlık olmasın diye bütün sahayı gezdim. şampiyonluğu tabii ki çok istedim. çok çekişmeli bir rekabet yapıyoruz. araya bir de şampiyonlar ligi girdi.”
“real madrid’e 2. maçtan sonra elenmemize çok üzüldüm. oyuncularıma ‘elenmeyecek takım yok’ dedim. muhakkak rakiplerimize saygı duyuyoruz. ama.. bu ama çok önemli. yıllar önce kabullenmiştik. biraz ürkeklik, çekingenlik hissettim yoksa orada bulacağımız bir gol işleri değiştirirdi. bu kadar kolay gol beklemiyordum. buralarda hep olmalıyız. “
“ben milli takım hocasıyken tff’ye “yabancı sınırını serbest bırakın” dedim. arşivlerde duruyordur, açın bakın. ama kıstas konsun. son yılların dünya kupası şampiyonları, fransa, italya, ispanya. bunlarda yabancı sınırı serbest mi? serbest. ab’ye aday olunan bir dönemde yabancı sınırlaması yapmak doğru değil. sınırsız olsun ama kıstas konulsun. barcelona’da pique oynuyor mu? oynuyor. iyi futbolcu zaten forma şansı bulur. kulüpler tff’yle ciddi şekilde müzakere etmeli. kanunla, yasakla siz bir yere gelemezsiniz. tekrar ediyorum, eğer türk oyuncusu iyiyse o oynamalıdır zaten.”
“şampiyonluğu kaybeder miyiz elbette düşündüm.. ama inancımı yitirmedim.”
“7,5 senede 6 şampiyonluk yaşadık. ikinci olduğumuzda da gittik zaten. hepsi birbirinden güzel şampiyonluklardı. birbirinden ayıramam, haksızlık etmiş olurum. en değişik şampiyonluk geçen sene oldu. 9 puan farkla bitirdik, 1 puan farkla anca bitirebildik. onun dışında şampiyonluk hep önemlidir tabi ki.”
“2 sene içinde biz rakiplerimizle çatışmadık. kimseyi eleştirmedik. rakiplerimize hep saygı duyduk. tam böyle bir ortamda bu cezayı yemem hoş olmadı. ben hakemlere tek kelime etmedim. tek tesellim, geldikleri günden beri doğru kararlar veren, adeta kuyumcu terazisi gibi ince eleyip sık dokuyan hakkaniyetli davranan pfdk ve tahkim kurulu’dur. her kararları geldikleri günden beri hep hakkaniyetlidir. bir de futbol federasyonu katılınca ilk defa 3’lü karar vermişlerdir. tek tesellim budur. siz devre arası seminerlerinizde bizi örnek gösterirseniz, o genç hakemlerin beynine nakşederseniz böyle olur.”
“ben masumum demiyorum mağdurum diyorum. arada çok fark var. saçmalıklar silsile halinde. bir hakem hata yapmıyor mu; o da insan… oyuncu yapmıyor mu; o insan değil mi? insan… hoca değil, oraya giremez, soyunma odasına giremez… adamın işini elinden alıyorsun.”
“biz hakemlerle çok medeni şekilde konuşuyoruz. aynı yolun yolcusuyuz zaten. ben haklılığımı haksızlığımı da geçtim. ceza da yiyoruz zaten. ben dışarıdayken şampiyonluğu kaybetseydim, bazı yerler şampiyonluğu kaybetmenin sorumlusu olarak beni göstermezler miydi? bazı yerler derken adını siz koyun.”
“ceza ertelemeleri normal. hiç itirazım yok. ertelenmeli de ceza kalkmalı da paraya da çevrilmeli… siz beni mesleğimi yapamaz duruma getiremezsiniz. çok fahiş bir hata olmadığı sürece… peki beni attınız dışarı.. karabük, kayseri ve antep’e teşekkür ederim. bizi çok güzel ağırladılar. peki sizin statlarınızda bu cezalar için uygun fiziki koşullarınız var mı? şurada oturur, burada durur diye… böyle bir fiziki durum yok. ama öbür hesaplamaları yapmışsınız, soyunma odasına giremez, stat içinde basın toplantısı yapamaz. bu ne… o zaman alma stada.. 9 maç ceza alan kimse yok.”
“sneijder yetenekli bir oyuncu ancak 4 ay, hatta bana göre biraz daha fazla oynamadı. sneijder geldiğinde biz 4 – 4 – 2 oynuyorduk. bozmadan onu sol tarafa koyduk, olmadı. sonra 4 – 1 – 3 – 2’nin ortasına koydum daha doğru oynamaya başladı. bu sene bizle sezon başı geçirecek. zaten sneijder adam kovalayan, müthiş mücadele eden biri değildi. bizle beraber olunca takıma katkı sağlayacaktır.”
“melo için bir karar vereceğiz. alper potuk gündemde, yöneticilerimiz başkanlarıyla konuşuyorlar. önümüzdeki günlerde hep beraber oturacağız. bir kısım gidenler de olacak. muslera’ya teklif gelse de bırakma niyetinde değiliz. muslera bizim için çok önemli. biz hedeflerimizi yükseltmeyi düşünürken en önemli oyuncumuzu hiçbir yere bırakamayız. rakam ne olursa olsun vermeyi düşünmüyoruz. barcelona’dan teklif geldiği söyleniyor. gelse de muslera’yı ben bırakma niyetinde değilim. stoper olarak önceliğimiz var, solbek bakıyoruz. ön tarafa bakıyoruz ve tabi melo varsa da yoksa da orta sahaya da bakıyoruz.”
“burak yılmaz, bizim en önemli silahlarımızdan biri. daha yaşı 27. o kadar çok yapması gereken şey var ki.. yeteneklerini daha zenginleştirmek bizim işimiz olmalı. kimse bulunduğu yerle yetinmemeli. avrupa’ya da gitse bu meziyetler lazım. ronaldo, messi çizgiden top çıkarıyorsa; ibrahimovic’in defansa yardım ettiğini görüyorsak, onlarda olmayan meziyet burak da varsa, onlar da olmayanı da burak alacak. “
“şükrü saracoğlu’ndaki f.bahçe maçında alkış herkesin kendi tasarrufudur.”
“galatasaray ile 1 yıl daha mukavelemiz var.”
“fikir ayrılıklarımızın yıpratıcı olmasına izin vermedik. tam tersine bu ayrılıklar güçlenmemizi sağladı. galatasaray bir dünya markası ve daha iyi olma yolunda ilerliyor. o zaman dünya markasının büyümesinde camianın birleşmesinin yararı büyük olacaktır.”
"teklif gelse de ben muslera'yı bırakma niyetinde değilim. fernando bizim çok önemli bir parçamız. ondan vazgeçmeyi düşünmüyoruz. kulübün menfaatleri çerçevesinde fiyat ne olursa olsun hedeflerimiz doğrultusunda onu satmayı düşünmüyorum."
"bugün ronaldo adam kovalıyorsa, messi çizgiden top çıkarıyorsa, burak bu meziyetleri de aldığı zaman tutulması daha zor olacak."
“bazen yürekli kayıplar, korkak zaferlerden daha önemlidir.”
(bkz: fatih terim)