8405
kardeşinin * attığı " abimi çok özledik , galatasaray'a dönsün, kaptanlıkta jest olarak ona verilsin " minvalindeki tweet ile; dönsün mü? dönmesin mi tartışmaları sardı etrafımızı. kalbi kırık olanlar varmış gitti diye ve mesele genelde bu açıdan tartışılıyor ki yanlış. arda'nın gitmesinde bir yanlış yok, kaldı ki metin oktay bile gitti geldi bu takımdan. mesele arda'nın gittiğinde değil kaldığında neler olduğu veya olacağıdır.
arda türkiye'de mega stardır ve bunu ne kadar inkar etse de bundan keyif almaktadır. isminin marka değeri tarkan, cem yılmaz falan ayarındadır. bundan da inanılmaz hoşlanmaktadır. bunun bedeli olarakta gündem de kalmalıdır, önde olmalıdır. yanına yaklaştırmamalıdır. çünkü şöhret sadec birkaç kişi içindir, herkes şöhret olsa değeri mi kalır şöhretin? zamanında lincoln ve kewell'in dahi şöhreti rahatsız etmişti arda'yı. şimdi kameraları çok seven yolanthe ile sneijder çıldırtır arda'yı, doğal lider drogba, kolunda pazu bandı yokken saha ortasında toplantı yapan drogba, köpürtür arda'yı. o huddle'a girmez arda. şöhret olmak, önde olmak bedel ister, zaman ister, reklam ister. işte bu yüzdendir, türkiye'de iken 10 kilo fazlasının olması, her hareketinin tartışılır olması, galatasaray kaptanı olarak emniyet müdürünü ziyaret etmesi. futbolla direk olarak ilgisiz birçok şeyi hayatının ana öğesi yapmalıydı. bu kadar işinin yanında sporcu hayatını götürebilmek zordu tabii. zaten zamanını çalan bu tip aktiviteler azalınca, ispanya'da futbolu ilerledi. ne zaman türkiye yaklaşsa, milli takıma dönse gene medyatik arda oldu bu arada elbette.
birde "66 arda > 10 arda" geyiği var ki. çok yanlış bir önerme. doğrusu "genç arda > biti kanlanmış arda" olmalıdır. arda 66 giyerken takımın kaptanı hakan şükür'dü, hasan şaş'tı. bu efsanelerin yanında ancak kaldırabileceği kadar kaldırdı kafasını. kendisini tribüne kabul ettirmesi gerekiyordu, biraz kokması gerekiyordu öncelikle. buna rağmen yapıyordu yapacağını. bütün gol sevinçlerine 20 saniye geç gelip kümelenmiş takımın üstüne atlayarak en iyi fotoğrafı o verdi. düşün hakan şükür ve hasan şaş'ın sırtındaydı arda.* 2008'de hakan şükür futbolu bıraktı/bıraktırıldı. hasan şaş son senesini * sakat ve takımdan uzak geçirdi. takımın ağabeyi ayhan ve sabri kaldı. artık biti kanlanan arda darbeyi yaptı ve kaptanlığı aldı, kendinden 10 yaş büyük abisi ayhan'ın ve 5 yaş büyük abisi sabri'nin kollarından aldı hem de. artık 66 arda turan ölmüştü ve hiçbir zaman geri dönmeyecekti.
arda çok iyi bir insandır, inanılmaz büyük bir kalbi vardır, tamamen katılıyorum. kendinden küçükler için ama, kendinden büyükler için değil, içindeki ego canavarı buna müsaade edemez. kendinden büyükleri sevemez arda.*
en yetenekli türk futbolcudur diyorlar, selçuk inan'a ayıp etmeden kabul.
senden benden büyük galatasaray'lıdır diyorlar sipsi için, ona da kabul.
florya'nın çocuğudur diyorlar, hiç itirazımız yok.
yabancı sınırı diyorlar, kesinlikle haklılar.
fatih terim istiyorsa, bize laf söylemek düşmez diyorlar, buna da peki.
ama arda buraya galatasaray için dönmüyor, galatasaray'ın ihtiyacı olduğu için dönmüyor, kendi için dönüyor. yani;
defalarca "o kadar çok mutlu olduğunu" söylediği, saçını istediği şekle sokmasına rağmen kimsenin dönüp bakmadığı ispanya'dan dönmesinin tek sebebi var; içinden ilgi canavarı aç, iştahı o kadar büyüdü ki artık, canavarın beslenebileceği en iyi coğrafya olan türkiye'ye dönmek zorunda arda.ve bu canavar döndüğünde gözü ne 4.yıldız görecek ne şampiyonlar ligi ne varsa hepsini yiyecek, önüne gelen herşeyi süpürecek.
daha önce pek çok kişinin pek çok futbolcu hakkında yanıldığı gibi, bende arda turan hakkında yanılmış olabilirim, 1 kere yüz yüze görüşmüşlüğüm yok, 1 kere aynı ortamda bulunup enerjisini hissetmişliğim de yok, düşündüklerim sadece ekrandan ve tribünden gördüklerim. umarım yanılıyorumdur ve eğer gelirse başarılı olur. ama ben 4.yıldız ve şl hedefi olan takımıma katılmasının büyük risk olduğunu düşünüyor ve herşey iyi giden bir takımda neden bu riske ihtiyaç var mı merak ediyorum.
arda türkiye'de mega stardır ve bunu ne kadar inkar etse de bundan keyif almaktadır. isminin marka değeri tarkan, cem yılmaz falan ayarındadır. bundan da inanılmaz hoşlanmaktadır. bunun bedeli olarakta gündem de kalmalıdır, önde olmalıdır. yanına yaklaştırmamalıdır. çünkü şöhret sadec birkaç kişi içindir, herkes şöhret olsa değeri mi kalır şöhretin? zamanında lincoln ve kewell'in dahi şöhreti rahatsız etmişti arda'yı. şimdi kameraları çok seven yolanthe ile sneijder çıldırtır arda'yı, doğal lider drogba, kolunda pazu bandı yokken saha ortasında toplantı yapan drogba, köpürtür arda'yı. o huddle'a girmez arda. şöhret olmak, önde olmak bedel ister, zaman ister, reklam ister. işte bu yüzdendir, türkiye'de iken 10 kilo fazlasının olması, her hareketinin tartışılır olması, galatasaray kaptanı olarak emniyet müdürünü ziyaret etmesi. futbolla direk olarak ilgisiz birçok şeyi hayatının ana öğesi yapmalıydı. bu kadar işinin yanında sporcu hayatını götürebilmek zordu tabii. zaten zamanını çalan bu tip aktiviteler azalınca, ispanya'da futbolu ilerledi. ne zaman türkiye yaklaşsa, milli takıma dönse gene medyatik arda oldu bu arada elbette.
birde "66 arda > 10 arda" geyiği var ki. çok yanlış bir önerme. doğrusu "genç arda > biti kanlanmış arda" olmalıdır. arda 66 giyerken takımın kaptanı hakan şükür'dü, hasan şaş'tı. bu efsanelerin yanında ancak kaldırabileceği kadar kaldırdı kafasını. kendisini tribüne kabul ettirmesi gerekiyordu, biraz kokması gerekiyordu öncelikle. buna rağmen yapıyordu yapacağını. bütün gol sevinçlerine 20 saniye geç gelip kümelenmiş takımın üstüne atlayarak en iyi fotoğrafı o verdi. düşün hakan şükür ve hasan şaş'ın sırtındaydı arda.* 2008'de hakan şükür futbolu bıraktı/bıraktırıldı. hasan şaş son senesini * sakat ve takımdan uzak geçirdi. takımın ağabeyi ayhan ve sabri kaldı. artık biti kanlanan arda darbeyi yaptı ve kaptanlığı aldı, kendinden 10 yaş büyük abisi ayhan'ın ve 5 yaş büyük abisi sabri'nin kollarından aldı hem de. artık 66 arda turan ölmüştü ve hiçbir zaman geri dönmeyecekti.
arda çok iyi bir insandır, inanılmaz büyük bir kalbi vardır, tamamen katılıyorum. kendinden küçükler için ama, kendinden büyükler için değil, içindeki ego canavarı buna müsaade edemez. kendinden büyükleri sevemez arda.*
en yetenekli türk futbolcudur diyorlar, selçuk inan'a ayıp etmeden kabul.
senden benden büyük galatasaray'lıdır diyorlar sipsi için, ona da kabul.
florya'nın çocuğudur diyorlar, hiç itirazımız yok.
yabancı sınırı diyorlar, kesinlikle haklılar.
fatih terim istiyorsa, bize laf söylemek düşmez diyorlar, buna da peki.
ama arda buraya galatasaray için dönmüyor, galatasaray'ın ihtiyacı olduğu için dönmüyor, kendi için dönüyor. yani;
defalarca "o kadar çok mutlu olduğunu" söylediği, saçını istediği şekle sokmasına rağmen kimsenin dönüp bakmadığı ispanya'dan dönmesinin tek sebebi var; içinden ilgi canavarı aç, iştahı o kadar büyüdü ki artık, canavarın beslenebileceği en iyi coğrafya olan türkiye'ye dönmek zorunda arda.ve bu canavar döndüğünde gözü ne 4.yıldız görecek ne şampiyonlar ligi ne varsa hepsini yiyecek, önüne gelen herşeyi süpürecek.
daha önce pek çok kişinin pek çok futbolcu hakkında yanıldığı gibi, bende arda turan hakkında yanılmış olabilirim, 1 kere yüz yüze görüşmüşlüğüm yok, 1 kere aynı ortamda bulunup enerjisini hissetmişliğim de yok, düşündüklerim sadece ekrandan ve tribünden gördüklerim. umarım yanılıyorumdur ve eğer gelirse başarılı olur. ama ben 4.yıldız ve şl hedefi olan takımıma katılmasının büyük risk olduğunu düşünüyor ve herşey iyi giden bir takımda neden bu riske ihtiyaç var mı merak ediyorum.