61
bazı şeyleri somutlaştırmak zor, dün geceyi kim bir başkasına kelimelerle ifade edebilir; hayal kırıklığı desen eksik kalır, hüznü eklesen haksızlık ettiğini düşünürsün, zira gurur havada asılı kalır; acı öyle anlamsızdır ki mesela, ön kabulden geçmişken, taraf olmaya başladığımızda.
bir kanıksama hali, ister istemez bu takım için oluşturulan tahammül sınırlarını alta çekiyor, çünkü birikmişliklerimiz zayıf onlara dair, hele bu takımı takip etmeye 10 yıldan az bir süre önce başlamışsak. halbuki her canlı organizma gibi onlar da evriliyor; yeni hocalar, yeni oyuncular, ama aynı hedefler.
bana göre dün elinden gelenin en iyisini yaptı bu takım, kapasitesini sonuna kadar zorladı. eurolig finali oynayan rakibine karşı son topa kadar getirdi maçı. yönetim bazında ise başkanı oradaydı, en tepeden temsil vardı, üstüne camianın taraftar ayağında en sevilen isim de mevcuttu, üstelik ailesiyle beraber.
peki ya taraftar;
bu armanın 25 milyon takipçisi olduğu söyleniyor, sadece türkiye sınırları içerisinde. kimse kadın basketbolunu sevmek zorunda değil, bence gayet anlaşılabilir, fakat nüfusu 20 milyona dayanan bir metropolde 5 bin seyirciden daha fazlasını çekebilmeli gibi geliyor bana galatasaray, üstelik müzesine gidecek bir kupanın peşindeyken ve ezeli rakibine karşı.
kimseyi suçlamıyorum, muhakkak ki herkesin önemli işleri var; fakat yönettiği takımı şampiyonluk mücadelesi verirken, adaletsiz cezası üzerinden, kamuoyunun kendisini baskı altına almaya çalıştığı bir dönemde dahi "hoca" bulunabiliyorsa orada, bence her bir galatasaraylı, takvimini tekrardan kontrol edebilirdi; olmadı, olsaydı belki hakem nevriye'nin temiz bloğuna o düdüğü çalamazdı.
sağlık olsun, bunu diyebilmek de bir lüks aslında. dün geceyi tarif etmeyi başaramazken, bir de not var, nasıl bittiğine dair; tüm yoklukların arasında, huzurla gitmek yatağa, bugün de galatasaray için elimden geleni yaptım diye.
ve en somutunu saklamışken sona, zamandan yani, şairin dediğinin aksine zamanın değil de, galatasaray'ın eli değmiş bize; maddeden manaya, manadan maddeye geçiş durumlarında..
biz kalan iki maç için güveniyoruz size kızlar, bu yüzden tarafız zaten,
siz de güvenin kendinize, o üstünüzdeki forma güç verir size;
ve çünkü işte galatasaray;
galatasaray ulan !
bir kanıksama hali, ister istemez bu takım için oluşturulan tahammül sınırlarını alta çekiyor, çünkü birikmişliklerimiz zayıf onlara dair, hele bu takımı takip etmeye 10 yıldan az bir süre önce başlamışsak. halbuki her canlı organizma gibi onlar da evriliyor; yeni hocalar, yeni oyuncular, ama aynı hedefler.
bana göre dün elinden gelenin en iyisini yaptı bu takım, kapasitesini sonuna kadar zorladı. eurolig finali oynayan rakibine karşı son topa kadar getirdi maçı. yönetim bazında ise başkanı oradaydı, en tepeden temsil vardı, üstüne camianın taraftar ayağında en sevilen isim de mevcuttu, üstelik ailesiyle beraber.
peki ya taraftar;
bu armanın 25 milyon takipçisi olduğu söyleniyor, sadece türkiye sınırları içerisinde. kimse kadın basketbolunu sevmek zorunda değil, bence gayet anlaşılabilir, fakat nüfusu 20 milyona dayanan bir metropolde 5 bin seyirciden daha fazlasını çekebilmeli gibi geliyor bana galatasaray, üstelik müzesine gidecek bir kupanın peşindeyken ve ezeli rakibine karşı.
kimseyi suçlamıyorum, muhakkak ki herkesin önemli işleri var; fakat yönettiği takımı şampiyonluk mücadelesi verirken, adaletsiz cezası üzerinden, kamuoyunun kendisini baskı altına almaya çalıştığı bir dönemde dahi "hoca" bulunabiliyorsa orada, bence her bir galatasaraylı, takvimini tekrardan kontrol edebilirdi; olmadı, olsaydı belki hakem nevriye'nin temiz bloğuna o düdüğü çalamazdı.
sağlık olsun, bunu diyebilmek de bir lüks aslında. dün geceyi tarif etmeyi başaramazken, bir de not var, nasıl bittiğine dair; tüm yoklukların arasında, huzurla gitmek yatağa, bugün de galatasaray için elimden geleni yaptım diye.
ve en somutunu saklamışken sona, zamandan yani, şairin dediğinin aksine zamanın değil de, galatasaray'ın eli değmiş bize; maddeden manaya, manadan maddeye geçiş durumlarında..
biz kalan iki maç için güveniyoruz size kızlar, bu yüzden tarafız zaten,
siz de güvenin kendinize, o üstünüzdeki forma güç verir size;
ve çünkü işte galatasaray;
galatasaray ulan !