2997
kısa ve öz; maddi yönden başarılı, manevi yönden başarısız bir başkanlık dönemi geçirmiştir.
maddiyat ve maneviyat kavramları, neden başarılı/başarısız olduğu çok sayıda alt maddede irdelenebilir. sadece "maddi-manevi" benzetmesi en üst başlık olduğu için yazdım.
kendisinden nefret eden kişiler argüman olarak maneviyattaki başarısızlığına atıfta bulunarak, bunun maddiyattan daha önemli olduğunu söylüyorlar. katılmamak elde değil fakat günümüz koşullarında endüstriyel futbol muhabbetinde kulüplerin finansal olarak güçlü olması konusuna da karşı çıkılamaz sanırım. demek istediğim bir yönü yüceltirken diğer yönü silip atmamamız gerektiği. bugün ünal aysal'ın hisse satışı konusunda yaptığı açıklamalarda defalarca söylediği üzere; teknik olarak iflasta olan bir şirket&kulüptük. bu durum eğer gerekli atılımlar yapılmasaydı bizi belki de gerçek anlamda iflasa sürükleyecekti. adnan polat'ın başlatıp, ünal aysal'ın üzerine koyarak devam ettirdiği başarılı politikalar sayesinde kulübün rahat nefes alacağı günler hiç uzak değil.
genel taraftarımız aksine ben adnan polat konusunda hala olumlu düşünenlerden biriy(d)im bugüne kadar. kendisine kongrede haksızlık, hadi haksızlığı geçtim terbiyesizlik yapıldığını düşünüyorum. zaten yapılmakta olan bir oylamada başkan aleyhinde oy kullanabileceğin demokratik bir ortam varken, kendisine edilen küfürler bağrışlar çağrışlar dışarıya verdiğimiz izlenim olarak en başta kendi camiamıza zarar verdi. tüm bunların ışığında o terbiyesizliğin en azından bir özrü olması gerekiyor. ha şu da var tabi bu özrü kim dileyecek? şu veya bu kişi diye direkt bir muhattabı yok o günkü rezilliğin. bence en büyük sıkıntı buradan doğuyor. kendisine yapılan haksızlığın yargı önünde ve kişilerin vicdanlarında değerlendirilmesini bekliyor ki bu çok zor. bunun yolu bulduğu her fırsatta ekranlara çıkıp konuşmak değil en azından. haklıyken haksız duruma düşmüştür. düşmeye de devam etmektedir.
maddi atılımlar kadar manevi değerleri de ön planda tutsaydı zaten şu anda muhtemelen kendisi hala başkanlığına devam etmekteydi. yine de herşeye rağmen kulüp için yürürlüğe koyduğu ve bitirdiği projeler, bugünkü yönetimin elini kolaylaştırmıştır. yaratılan bu rahat hareket ortamı sayesinde de ünal aysal başarılı yönetim modelini dilediğince uygulayıp gelecek adına doğru adımlar atmaktadır.
herşeye rağmen bugüne kadar bahsettiğim atılımlarının hatrına bende %51 olumlu imajı vardı. fakat kulüp önemli virajlardan geçerken kendisine uzatılan her mikrofona polemik içeren açıklamalar yapması, bu ibreyi bende bile tam tersine çevirmeye başlamıştır. izlediği bu yol asla hakkını aramasının yolu değil. umarım doğru stratejilerle hak aramaya başlar ve gereksiz polemiklerden tamamiyle uzaklaşır. yarattığı bu nefret edilen kişi imajını belki bi ihtimal bu şekilde düzeltebilir zaman içinde.
maddiyat ve maneviyat kavramları, neden başarılı/başarısız olduğu çok sayıda alt maddede irdelenebilir. sadece "maddi-manevi" benzetmesi en üst başlık olduğu için yazdım.
kendisinden nefret eden kişiler argüman olarak maneviyattaki başarısızlığına atıfta bulunarak, bunun maddiyattan daha önemli olduğunu söylüyorlar. katılmamak elde değil fakat günümüz koşullarında endüstriyel futbol muhabbetinde kulüplerin finansal olarak güçlü olması konusuna da karşı çıkılamaz sanırım. demek istediğim bir yönü yüceltirken diğer yönü silip atmamamız gerektiği. bugün ünal aysal'ın hisse satışı konusunda yaptığı açıklamalarda defalarca söylediği üzere; teknik olarak iflasta olan bir şirket&kulüptük. bu durum eğer gerekli atılımlar yapılmasaydı bizi belki de gerçek anlamda iflasa sürükleyecekti. adnan polat'ın başlatıp, ünal aysal'ın üzerine koyarak devam ettirdiği başarılı politikalar sayesinde kulübün rahat nefes alacağı günler hiç uzak değil.
genel taraftarımız aksine ben adnan polat konusunda hala olumlu düşünenlerden biriy(d)im bugüne kadar. kendisine kongrede haksızlık, hadi haksızlığı geçtim terbiyesizlik yapıldığını düşünüyorum. zaten yapılmakta olan bir oylamada başkan aleyhinde oy kullanabileceğin demokratik bir ortam varken, kendisine edilen küfürler bağrışlar çağrışlar dışarıya verdiğimiz izlenim olarak en başta kendi camiamıza zarar verdi. tüm bunların ışığında o terbiyesizliğin en azından bir özrü olması gerekiyor. ha şu da var tabi bu özrü kim dileyecek? şu veya bu kişi diye direkt bir muhattabı yok o günkü rezilliğin. bence en büyük sıkıntı buradan doğuyor. kendisine yapılan haksızlığın yargı önünde ve kişilerin vicdanlarında değerlendirilmesini bekliyor ki bu çok zor. bunun yolu bulduğu her fırsatta ekranlara çıkıp konuşmak değil en azından. haklıyken haksız duruma düşmüştür. düşmeye de devam etmektedir.
maddi atılımlar kadar manevi değerleri de ön planda tutsaydı zaten şu anda muhtemelen kendisi hala başkanlığına devam etmekteydi. yine de herşeye rağmen kulüp için yürürlüğe koyduğu ve bitirdiği projeler, bugünkü yönetimin elini kolaylaştırmıştır. yaratılan bu rahat hareket ortamı sayesinde de ünal aysal başarılı yönetim modelini dilediğince uygulayıp gelecek adına doğru adımlar atmaktadır.
herşeye rağmen bugüne kadar bahsettiğim atılımlarının hatrına bende %51 olumlu imajı vardı. fakat kulüp önemli virajlardan geçerken kendisine uzatılan her mikrofona polemik içeren açıklamalar yapması, bu ibreyi bende bile tam tersine çevirmeye başlamıştır. izlediği bu yol asla hakkını aramasının yolu değil. umarım doğru stratejilerle hak aramaya başlar ve gereksiz polemiklerden tamamiyle uzaklaşır. yarattığı bu nefret edilen kişi imajını belki bi ihtimal bu şekilde düzeltebilir zaman içinde.