20
ultraslan'dan ayrılarak bağımsızlığını ve egemenliğini ilan etmesi gereken insanlar. hali hazırda bir şekilde ellerinde tuttukları ve kimsenin de karşı çıkmadığı -maddi manevi- hiyerarşik üstünlüklerine dokunulmamak kaydıyla ultraslan'dan tamamen ayrılmalarıyla; hem kendilerini, hem ultraslan'ı hem de galatasaray tribünlerini canlandıracaktır. tayfa, orjinal hali ve de ismiyle firm, bir takım tribünleri için elbette ki önemi tartışılmaz bir güç unsurudur. bununla birlikte ülke çapında örgütlenmeyle, organizasyonla falanla filanla da pek işi olmayan bir yapıdır. "bir durum" oldu mu gereğini yapar, onun dışında da varlığını hissettirerek ama göz önünde olmadan yerini almaya devam eder.
şöyle bir düşüm vardır ki...
*özünde çekirdek bir kadro olan tayfa ultraslan çatısından tamamen ayrılarak eski underground günlerine dönse; galatasaray tribünlerine- ve tabii ki ultraslan'a- korku değil güven ve cesaret verse...
*tezahürat, tribün organiasyonu ve benzeri konularda sazı tamamen ultraslan ele alsa. çoğu bir dönem organizasyonun içinde yer alan ama daha sonra malum sebeplerle küstürülen, şu an için atıl durumda diyebileceğimiz "pırıl pırıl" nitelikli insanlar tekrardan bu işlerin merkezine geçse...
*ultraslan da kendi içindeki bilinçsiz gençleri, serserilik meraklısı insanları temizlese, tayfa ve ultraslan aradaki hiyerarşik öncelik gerçeğini kabullenip karşılıklı bir anlayış/saygı/sevgi içine girse...
belki de tribün anlamında herşey çok daha güzel olur, eski "hell" günlerine, belki de daha muhteşem performanslara sahne olurdu galatasaray tribünleri. ultraslan'ın tribünsel anlamda yaşayacağı diriliş bir kenara; eminim ki ultraslan dışında kalan galatasaray taraftarının da hem onlara bakış açısı değişir, hem de katılımı çoğalırdı. belki de ultraslan'ın asıl kurtuluş reçetesi bu noktadan geçmektedir kim bilir...
şöyle bir düşüm vardır ki...
*özünde çekirdek bir kadro olan tayfa ultraslan çatısından tamamen ayrılarak eski underground günlerine dönse; galatasaray tribünlerine- ve tabii ki ultraslan'a- korku değil güven ve cesaret verse...
*tezahürat, tribün organiasyonu ve benzeri konularda sazı tamamen ultraslan ele alsa. çoğu bir dönem organizasyonun içinde yer alan ama daha sonra malum sebeplerle küstürülen, şu an için atıl durumda diyebileceğimiz "pırıl pırıl" nitelikli insanlar tekrardan bu işlerin merkezine geçse...
*ultraslan da kendi içindeki bilinçsiz gençleri, serserilik meraklısı insanları temizlese, tayfa ve ultraslan aradaki hiyerarşik öncelik gerçeğini kabullenip karşılıklı bir anlayış/saygı/sevgi içine girse...
belki de tribün anlamında herşey çok daha güzel olur, eski "hell" günlerine, belki de daha muhteşem performanslara sahne olurdu galatasaray tribünleri. ultraslan'ın tribünsel anlamda yaşayacağı diriliş bir kenara; eminim ki ultraslan dışında kalan galatasaray taraftarının da hem onlara bakış açısı değişir, hem de katılımı çoğalırdı. belki de ultraslan'ın asıl kurtuluş reçetesi bu noktadan geçmektedir kim bilir...