359
içerisinde taraftar sıfatını kullanarak ortamı kirleten parazitler ve gerçek taraftarlar olmak üzere 2 grubu barındıran oluşumdur.bu grupları ilk önce parazitleri inceleyerek açıklayacağım.
parazitleri temel özelliklerine göre gruplara ayıracak olursak;
mağlubiyette ortaya çıkan parazitler
bu parazitler öyledir ki hangi takım olursa olsun galip gelinen maçın ardından pusuya yatarak karanlıkta nefretleri ve hırsları ile beslenir ilk mağlubiyette meydana çıkarak bizlere kan kustururlar...sabırsızlardır ve takımlarını sadece topluma ayak uydurmak için desteklermiş gibi yaparlar ama asıl amaçları insanları ve kurumları yerin dibine sokarak egolarını tatmin etmektir çünkü bu onları daha mutlu yapar.
ilk mağlubiyette takımı küme düşüren parazitler
bu türün temel özellikleri ise hemen paniğe kapılmaları ve takımına ve hocasına olan güvenlerini ilk olumsuz sonuçla kaybetmeleridir.bu tür mağlubiyette ortaya çıkan parazitlerden aşırı derecede etkilenir ve onların ürettiği kaos'un temel tüketicileridir.ortama umutsuzluk aşılayarak zarar verirler.
sonuç odaklı tutum sergileyen parazitler
bu parazitler en tehlikeli tür olarak nitelendirilebilir.sürü psikolojisinin futbol dünyasındaki en bariz örneğidir. ortamdaki hava olumluysa herkesten daha mutlu , olumsuzsa herkesten daha öfkeli olurlar.. ortaları yoktur ve neyi neden eleştirdiklerini yada neye niçin sevindiklerini bilmeden maskelerini giyerek topluma karışırlar. genelde kalabalık arkadaş grupları içerisinde en ateşli konuşan kimselerdir. mağlup bitirilen maçın sonunda bu takımın allah belasını versin derken galibiyetle sonuçlanan maçın ardından dün nasıl koyduk ama ahahah sloganı ile ortalıkta dolaşırlar.
gerçek taraftarlardan bahsedecek olursak;
kendileri takımına ve hocasına bağlı*, mağlubiyet veya galibiyetten sonra gerçekleri gözardı etmeyerek eleştirisini dozunu ayarlayarak yapan, takımını her koşulda destekleyen ve yapmacık tavırlar içerisine girme ihtiyacı hissetmeyen taraftardır*, bu işin sonuçta spor olduğunu bilen ve insanları kırmamak gerektiğini aklından bir an dahi çıkarmayan aklı başında ve düşüncelerini her ortamda özgürce belirten taraftardır.
not: bu yazdıklarım insanları bir kalıba sığdırma amacı gütmediği gibi sadece benim şahsi görüşlerimden oluşmaktadır. maç sonundaki gözlemlerimden yola çıkarak futbolumuzun genel halini bu işin okulunu okuyan bir kardeşiniz olarak kendimce taraftar açısından yorumlamak istedim sadece. beğenen yada beğenmeyen olabilir ancak herkes mümkünse yazıyı okuduktan sonra bir kendisine bakmalı...
parazitleri temel özelliklerine göre gruplara ayıracak olursak;
mağlubiyette ortaya çıkan parazitler
bu parazitler öyledir ki hangi takım olursa olsun galip gelinen maçın ardından pusuya yatarak karanlıkta nefretleri ve hırsları ile beslenir ilk mağlubiyette meydana çıkarak bizlere kan kustururlar...sabırsızlardır ve takımlarını sadece topluma ayak uydurmak için desteklermiş gibi yaparlar ama asıl amaçları insanları ve kurumları yerin dibine sokarak egolarını tatmin etmektir çünkü bu onları daha mutlu yapar.
ilk mağlubiyette takımı küme düşüren parazitler
bu türün temel özellikleri ise hemen paniğe kapılmaları ve takımına ve hocasına olan güvenlerini ilk olumsuz sonuçla kaybetmeleridir.bu tür mağlubiyette ortaya çıkan parazitlerden aşırı derecede etkilenir ve onların ürettiği kaos'un temel tüketicileridir.ortama umutsuzluk aşılayarak zarar verirler.
sonuç odaklı tutum sergileyen parazitler
bu parazitler en tehlikeli tür olarak nitelendirilebilir.sürü psikolojisinin futbol dünyasındaki en bariz örneğidir. ortamdaki hava olumluysa herkesten daha mutlu , olumsuzsa herkesten daha öfkeli olurlar.. ortaları yoktur ve neyi neden eleştirdiklerini yada neye niçin sevindiklerini bilmeden maskelerini giyerek topluma karışırlar. genelde kalabalık arkadaş grupları içerisinde en ateşli konuşan kimselerdir. mağlup bitirilen maçın sonunda bu takımın allah belasını versin derken galibiyetle sonuçlanan maçın ardından dün nasıl koyduk ama ahahah sloganı ile ortalıkta dolaşırlar.
gerçek taraftarlardan bahsedecek olursak;
kendileri takımına ve hocasına bağlı*, mağlubiyet veya galibiyetten sonra gerçekleri gözardı etmeyerek eleştirisini dozunu ayarlayarak yapan, takımını her koşulda destekleyen ve yapmacık tavırlar içerisine girme ihtiyacı hissetmeyen taraftardır*, bu işin sonuçta spor olduğunu bilen ve insanları kırmamak gerektiğini aklından bir an dahi çıkarmayan aklı başında ve düşüncelerini her ortamda özgürce belirten taraftardır.
not: bu yazdıklarım insanları bir kalıba sığdırma amacı gütmediği gibi sadece benim şahsi görüşlerimden oluşmaktadır. maç sonundaki gözlemlerimden yola çıkarak futbolumuzun genel halini bu işin okulunu okuyan bir kardeşiniz olarak kendimce taraftar açısından yorumlamak istedim sadece. beğenen yada beğenmeyen olabilir ancak herkes mümkünse yazıyı okuduktan sonra bir kendisine bakmalı...