• 6047
    konu şu: rotasyon.

    galatasaray 2007/08'de yetersiz bir kadroya sahipti. ligi kazandık ama avrupa'yı götüremedik.
    2008/2009'da kadro genişledi, ancak yedekler istenen performanstan çok uzaktı. iki kulvarda da güzel skorlar devamsızdı.
    2009/2010, yine aynı meseleler. arda santrfor oynadı, orta saha sakatlıklardan çoktü, vesaire.
    2010/2011 zaten kötü.
    geçen sene ise zaten tek kulvar.

    galatasaray'ın en son hem ligi hem avrupa'yı benzer çizgide götürebildiği son sezon 2001/2002 sezonuydu. kadro çok kaliteli değildi ama çok kritik bir nokta vardı: oyuncu grubu birbirine kalite olarak yakındı ve bol alternatifliydi. bu da sezon performansına yansıdı. tam 11 sene sonra ilk defa benzer genişlikte bir kadroya sahibiz. ve galatasaray hegemonyasını başlatmakla aramızda yalnızca 1 sezon var. bu şartlarda da en kritik soru şu: bu kadrodan maksimum verim nasıl alınır?

    teknik taktik bir tarafa, rotasyonun hangi türlüsü makbuldür?

    ***

    fatih terim formayı nasıl dağıtır peki? tanımadığımız bir adam değil ki. iyi oynayan, formanın hakkını veren oyuncudan formayı almaz fatih terim, mesele budur. yani şans ayağınıza gelir bir şekilde. bunu nasıl değerlendirdiğiniz önemli. kısacası iyi oynayan oyuncu, fiziksel olarak eksik olmadıkça oynar. isimler formayı almaz, adalet formayı dağıtır.

    bu yüzden umut şu an ilk 11 oyuncusu iken baros a2 ile çalışıyor.
    geçen yıl semih bu yüzden kadronun gediklisi oldu, servet ise eskişehirspor'da.
    ujfalusi sakatlandı ve dany iyi oynadı: bu yüzden manchester maçında ilk 11'di.

    buna fatih terim'in felsefesinin en önemli parçalarından olan "galatasaray her maça kazanmak için çıkar" fikrini de ekleyin. böyle bir düzende hiç bir oyuncuya "seni manchester united maçına saklayacağım, rotasyon adına" denilmesi mümkün müdür? ya da "bu maça yedeklerle çıkacağız, aslar yedek bekleyin" der mi oyuna bakış açısı böyle olan bir teknik adam?

    hayır. bu yüzden biz ingiltere ligindeki, manchester united'ın, liverpool'un, chelsea'nin yaptığı türden bir rotasyon yapmayacağız. hakeden oynayacak, şans gelen değerlendirmek için uğraşacak, şans gelmeyen de sabırla çalışmaya devam edecek.

    felsefe bu.

    ***

    galatasaray futbol takımı sezonun ilk 5-6 maçı itibarıyla 3 bölüme ayrılmış durumda.

    1) "a takımı": muslera, eboue, semih, ujfalusi, dany, hakan, hamit, selçuk, melo, amrabat, emre, engin, aydın, umut, burak, elmander.

    önemli bir maç öncesi bu oyuncuların içinden seçilen bir ilk 11 taraftar için büyük bir tartışma konusu olmaz, çünkü hepsinin aşağı yukarı pozitif performansları var. problem şurada- bu grup eksik çünkü sene başında iki tane çok kritik oyuncuyu kaybetti: engin baytar ve tomas ujfalusi.

    2) yedekler: cris, sabri, riera, yekta, çağlar, sercan
    a takımından alternatifler yetersiz kaldığında oyuna girecek adamlar. cris'in performansı henüz belirsiz olduğundan bu grupta. sabri iki sezondur fazla durağan. albert riera bu sene henüz forma giymedi, sercan giydi ama ne yaptı pek belli değil. çağlar da belki de hakan balta'nın tek alternatifi olmanın getirisiyle bu seviyede.

    3) "acil durumda camı kırınız": ufuk, eray, gökhan, ceyhun, baros, furkan.
    bunlar kadroya girebilmek için kendini antremanda ispatlaması gereken, üzerine şans doğarsa da bunu olumlu kullanması gereken adamlar.

    tüm bunlara ek olarak kadronun genel yapısını düşünürsek: galatasaray çok atletik, 4 ciğerli adamlardan oluşan bir kadro değil. yaş ortalaması bazı bölgelerde hayli yüksek. hamit, melo, aydın, elmander sezon içinde ufak tefek sakatlıklar yaşayan oyuncular. hakan balta aynı şekilde. emre çolak, selçuk fizik olarak a sınıf oyuncular değil.

    kısacası çeşitli ve dolu bir kadromuz olsa da, bir şanssızlık olursa 2-3 tane daha engin veya ujfalusi tarzı olay yaşanırsa bu kadronun üç kulvarda gitmesi olanaksız: sebebi ise bu seneki fikstürün farklılıkları.

    ***

    bu senenin fikstür yapısı ise dönem dönem değişecek.

    eylül ve ekim aylarında cumartesi (lig) - çarşamba (avrupa) - pazar (lig) - cuma(lig) - salı(avrupa)...
    avrupa ve lig birlikte gidiyor. iki maç arasında minimum 3, kimi zaman 4 dinlenme günü var ki bu oyuncuları zorlayacak türden bir yoğunluk değil. grubun 2. ve 3. maçı arasında 2 değil 3 hafta olsa da bunun sebebi ekim ayındaki milli takım arası.

    ocak ayına kadar idare edilebilecek bir rotasyon var. ancak buradan sezonun ikinci yarısına sarkacak kayıplar çok büyük bela olabilir!

    türkiye kupası'nın statüsü bu sene değişti. galatasaray avrupa kupasına katılan takımlardan biri olduğundan yalnızca iki eleme turu oynayacak olsa da, bu turları geçip çeyrek finale kalması durumunda yeni statü gereği iki gruptan birine kalacak. bu ekstra 6 maç demek. ve bu rakipler türkiye'nin kalburüstü takımları olacak. geçen sene galatasaray türkiye kupasında yalnızca 2 maç oynadı ve çeyrek finalde elendi. bu sene ise tamamen aynı performans dahi tekrarlayabilmek için 8 maç oynamak durumunda.

    burada eklemeliyim ki türkiye'de galatasaray olsun, fenerbahçe olsun, eğer bu sene avrupa'da bir başarı kazanma durumları olsa bile bu türkiye kupası şekliyle bu mümkün değil. sezonun sonlarına bu kadar anlamsız bir grup yükü bindirme fikrini geliştiren federasyonu tebrik ederiz!

    yani ligin ikinci yarısı ilk yarısından daha da yoğun geçecek. sezon sonuna doğru sakatlıklar, cezalar, maçların temposunun, öneminin ve mücadelesinin artması da buna eklenince, bir de şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıkarsak...

    ***

    parçaları birleştiriyorum.

    galatasaray her maç 11'in 6-7 oyuncusunun değiştiği bir rotasyon uygulamayacak. daha çok sakatlanan, cezası bulunan oyuncuların yerlerine gelen yedeklerin hazır olması ve katkı sağlamasına dayalı bir rotasyon şeklini benimseyeceğiz. bu da kadro kalitesinin sakatlık/cezalara karşı iyi dizayn edilmiş olmasını gerektiriyor. şu an ise "a takımı" engin ve ujfalusi eksiklikleriyle yeniden 15-16 sayısına kadar düşmüş durumda. nasıl geçen sene kadronun 2. ve 3. seviyelerinden semih, emre çolak, aydın gibi isimler kadroya derinlik kattıysa bu sene de buradan çıkış yapacak oyuncular hem kritik eksikliklere yama yapacak, hem de a takımını diri tutmaya yarayacak.

    bu şartlarda galatasaray rotasyonunu özellikle ikinci segment oyuncuları özellikle ocak ayına kadar ilk gruba katmak üzerine kurmalı. yani şampiyonlar ligi grupları bittiğinde cris stoper alternatifi olmalı. riera 3-5 maç oynamış olmalı. sercan gol-asist yapmış olmalı. (her ne kadar pek sevmesem de) çağlar maç temposu kazanmış olmalı. ocak sonrası ise bu oyuncular ile a takımından yapılacak harmanlarla türkiye kupasında güç kaybı yaşamadan ilerlemek amaç olmalı. zira sezon sonunda kritik maçlar geldiğinde diri bir selçuk, fişek gibi bir amrabat görebilmek için başka yol yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın