6050
bu takım çok canlar yakacak, hem de öyle böyle değil. daha tam form tutmamış haliyle old trafford'da ingilizlerle başa baş oynayabiliyorsak, varın gerisini siz düşünün. iki sene önce avrupanın adı bilinmeyen takımlarına olur olmaz şekilde elenirken, şimdi yenik durumdayken bile "bu takım bırakmaz, pes etmez" diye konuşur hale geldik. iki sene içinde mükemmel bir zihniyet devrimi yaşadı galatasaray futbol takımı. kuruluş felsefesine, yani "amacımız ingilizler gibi toplu halde oynamak, bir renge ve isme sahip olmak, turk olmayan takımları yenmek" şiarını benimsemiş, galatasaraylılık kültürünü benimsemiş kişilerin yönetimine bırakılmasıyla gerçekleşti tüm bu futbol devrimi. bir takım düşünün ki, savunmasını çoğunlukla hücum oyuncuları tarafından yapıyor, takımın içinde yer alan futbolcular oransal olarak birbirlerine yakın sayılarda gol üretiyorlar. kısacası savunmacılar hücum yaparken, hücumcular da savunma yapmayı ihmal etmiyorlar. yapının temelleri o kadar sağlam atıldı ki, yeni gelen her oyuncu (burak yılmaz, umut bulut, amrabat vs.) sisteme en kısa sürede uyum sağlayabiliyor ve takım oyununa mutlaka katkı veriyor. taktiksel olarak ne kadar iyi olursak olalım, mental açıdan kötü isek geleceğimiz çok da parlak olmaz. ama bu takımın mental düzeyi öyle bir geliştirildi ki, özgüven sınırları içinde futbolcular ne yapıp yapamaycaklarını çok iyi bilir hale geldiler ve bu sayede de hiçbir maçta, skor ne olursa olsun oyundan kopmayan bir futbol izletmeye başladılar. başımıza acaip belalar gelmezse, bu takım 2 - 3 sene içinde türkiye tarihine adını altın harflerle yazdırmayı başaracaktır. yürüyedurun aslanlar, yolunuz açık olsun...!