597
benim için çok zor bir maçtı.* okula galatasaray montu ve atkısıyla giden bir insan olarak sürekli futbol muhabbeti dönüyordu okulda. hergün fenerbahçelilerin iki kupa hayaliyle geçiyordu o hafta. ben ise artık okula otobüsle gidiyordum.*
ben maçı izlemek istemiyordum. tüm hafta boyunca yüzü asık gezmiştim çünkü 1 sene boyunca oynadığımız müthiş oyunla birlikte coşmuş bir insan olarak olası bir şampiyonluğun el değiştirmesinde hayatım kararabilirdi. okul hayatımda katil olma ihtimalim hocaları dövme veya sınıfta katliam çıkarma ihtimalim yüksek olduğundan dolayı okula gitmemiştim maçtan 1 gün önce.
neyse maç saati geldi çattı babam hazırlan maç izlemeye polis okuluna gidelim dedi. ben gelmeyeceğim sen git desem de raad ol şampiyonuz filan falan beni götürdü maça. kendisi vip salonuna giderken ben öğrencilerle izleyeceğim deyip sinema salonunun yolunu tutmuştum. yanımda fenerli arkadaşım beni ayar etmek için elinden geleni yaparken ben sağduyumu koruyordum amma ayağımı sallamaktan ayağım yorulmuştu. işte maç başladı. maç bizim için iyi geçmiyordu. elmander sakatlandı ve çıktı. maç daha da zor geçecek içimden diyordum.
ilk yarı bitmişti kantinin yolunu tuttum.* babamın hesabına birbir geçirirken fenerli arkadaşlarımın "koyuyoz mu yaaeeee" gibi laflarına maç sonunda görüşürüz tarzı cevaplar veriyordum. ben lan lafı sokup geçen ve ardına bakmayan adam görüşürüz maç sonunda diyordu. aslında bu en büyük laf sokmaydı.
maçın ikinci yarısı maçlamıştı ve 57. dakikaydı galiba maç yayını birden kesildi. benim aklımda ise binlerce senaryo vardı. hemen telefona sarılıp radyodan maç anlatımını bulmuştum. herkes koşarak maç izlemeye giderken ben yere oturup maçı dinliyordum. kapanmıştım yere sadece maçı dinliyordum. atkım boynumda...
bir 5 dakika filan maçı dinledikten sonra hemen gidip maçı izlemeye başlamıştım. vip salonuna gidince dia oyundan atılmıştı. içimden bir daha çıkıp girsem biri daha atılır mı acaba tarzında einstein'ın aklına gelmeyecek fikirler geliyordu. neyse masadan kürdanları alıp kemirmeye başlamıştım. yanımdaki fenerli polis bey amcalara sürekli laf atıyordum zaman geçsin diye. dakikalar geçtikçe her taraf kürdan oluyordu. kemirip kemirip yere atıyordum. tabi ettiğim duaların haddi hesabı yok. küfürsüz maç izlemeyen ben dua ediyordum.
son dakikalar yaklaştıkça heyecan daha da artıyordu. ve ujfalusi ikinci sarıdan oyundan atılıyordu. ben hiç tepki vermemiştim çünkü şampiyonluğun geleceğine o kadar inanmıştım ki bu benim için önemli bir şey değildi.
ve en sonunda galatasaraylı futbolcular gibi zıpladığımı hatırlıyorum.
http://www.youtube.com/...kz7azLNA&t=2m48s
sonrasında hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
bir de hatırladığım bir şey var. fenerli arkadaşların geri viteslerii.......
ben maçı izlemek istemiyordum. tüm hafta boyunca yüzü asık gezmiştim çünkü 1 sene boyunca oynadığımız müthiş oyunla birlikte coşmuş bir insan olarak olası bir şampiyonluğun el değiştirmesinde hayatım kararabilirdi. okul hayatımda katil olma ihtimalim hocaları dövme veya sınıfta katliam çıkarma ihtimalim yüksek olduğundan dolayı okula gitmemiştim maçtan 1 gün önce.
neyse maç saati geldi çattı babam hazırlan maç izlemeye polis okuluna gidelim dedi. ben gelmeyeceğim sen git desem de raad ol şampiyonuz filan falan beni götürdü maça. kendisi vip salonuna giderken ben öğrencilerle izleyeceğim deyip sinema salonunun yolunu tutmuştum. yanımda fenerli arkadaşım beni ayar etmek için elinden geleni yaparken ben sağduyumu koruyordum amma ayağımı sallamaktan ayağım yorulmuştu. işte maç başladı. maç bizim için iyi geçmiyordu. elmander sakatlandı ve çıktı. maç daha da zor geçecek içimden diyordum.
ilk yarı bitmişti kantinin yolunu tuttum.* babamın hesabına birbir geçirirken fenerli arkadaşlarımın "koyuyoz mu yaaeeee" gibi laflarına maç sonunda görüşürüz tarzı cevaplar veriyordum. ben lan lafı sokup geçen ve ardına bakmayan adam görüşürüz maç sonunda diyordu. aslında bu en büyük laf sokmaydı.
maçın ikinci yarısı maçlamıştı ve 57. dakikaydı galiba maç yayını birden kesildi. benim aklımda ise binlerce senaryo vardı. hemen telefona sarılıp radyodan maç anlatımını bulmuştum. herkes koşarak maç izlemeye giderken ben yere oturup maçı dinliyordum. kapanmıştım yere sadece maçı dinliyordum. atkım boynumda...
bir 5 dakika filan maçı dinledikten sonra hemen gidip maçı izlemeye başlamıştım. vip salonuna gidince dia oyundan atılmıştı. içimden bir daha çıkıp girsem biri daha atılır mı acaba tarzında einstein'ın aklına gelmeyecek fikirler geliyordu. neyse masadan kürdanları alıp kemirmeye başlamıştım. yanımdaki fenerli polis bey amcalara sürekli laf atıyordum zaman geçsin diye. dakikalar geçtikçe her taraf kürdan oluyordu. kemirip kemirip yere atıyordum. tabi ettiğim duaların haddi hesabı yok. küfürsüz maç izlemeyen ben dua ediyordum.
son dakikalar yaklaştıkça heyecan daha da artıyordu. ve ujfalusi ikinci sarıdan oyundan atılıyordu. ben hiç tepki vermemiştim çünkü şampiyonluğun geleceğine o kadar inanmıştım ki bu benim için önemli bir şey değildi.
ve en sonunda galatasaraylı futbolcular gibi zıpladığımı hatırlıyorum.
http://www.youtube.com/...kz7azLNA&t=2m48s
sonrasında hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
bir de hatırladığım bir şey var. fenerli arkadaşların geri viteslerii.......