5806
tek korkum heyecanlı taraftarımızın istemeden bu takımı olumsuz etkilemesi.
geçen sezon bizleri heyecanlandıran selçuk, melo, muslera, elmander, eboue gibi isimlere bu sezon hamit, burak, amrabat gibi isimler eklendi. hatta bir transfer daha olacak deniyor.
olabilecek en kötü senaryo bu takımın aşırı motivasyondan ya da taraftar baskısından gereken uyumu sağlayamaması veya geç sağlamasıdır. hiçbir maç oynanmadan kazanmayacağı gibi hiçbir sezon oynanmadan kazanılmaz. bu takımın şampiyonlar ligi'nde grupları geçmesi çok kolay değil bunun farkında olmalıyız. orası tecrübe işi. 3 sene üst üste katılırsın çeyrek finali hedeflersin ama biz en son 6 sene önce katıldık bu turnuvaya. o zamandan bu zamana kimse kalmadı takımda. pek çok oyuncumuz için hatta belki pek çok taraftarımız için yeni bir arena olacak.
şahsen bir seçim şansı tanınsa bu sene grupları geçip diğer 2 sene şampiyonlar ligine katılamamaktansa bu sene gruplarda sonuncu olup sonraki 3 yıl şampiyon olarak gruplara katılmayı tercih ederdim. tabi şampiyonun ön eleme oynama zorunluluğu gibi bir muhabbet olmayacaksa. demeye çalıştığım sürekli katılım sezonluk başarıdan daha önemlidir. 1 sene adımızı hatırlatıp sonra avrupa'da maç bile oynayamazsak bir anlamı kalmaz. öncelikle yarışmacı kimliğimizi geri kazanmalı daha sonra çıtayı durmadan yükseltmeliyiz. dolayısıyla taraftar olarak bir anda beklentiyi arttırıp bu takımın üzerinde baskı oluşturmamalıyız. çok iyi biliyorum ki spor gazetelerinde 1-2 mağlubiyetten sonra "milyonlarca euroluk takım şu kadarlık takıma yenildi" "paraların hepsi boşa gitti" "taraftar isyanlarda kulüp borç batağında" manşetleri kol gezecek. bunlara prim vermeyelim, takımımıza güvenelim ve önümüze bakalım.
ne olursa olsun bu sezon içeride 35 binden aşağısını görmeyeceğiz gibi duruyor. bu takım herkesi heyecanlandırabilecek potansiyelde bir takım. desteği kesmek yok. aynen devam.
geçen sezon bizleri heyecanlandıran selçuk, melo, muslera, elmander, eboue gibi isimlere bu sezon hamit, burak, amrabat gibi isimler eklendi. hatta bir transfer daha olacak deniyor.
olabilecek en kötü senaryo bu takımın aşırı motivasyondan ya da taraftar baskısından gereken uyumu sağlayamaması veya geç sağlamasıdır. hiçbir maç oynanmadan kazanmayacağı gibi hiçbir sezon oynanmadan kazanılmaz. bu takımın şampiyonlar ligi'nde grupları geçmesi çok kolay değil bunun farkında olmalıyız. orası tecrübe işi. 3 sene üst üste katılırsın çeyrek finali hedeflersin ama biz en son 6 sene önce katıldık bu turnuvaya. o zamandan bu zamana kimse kalmadı takımda. pek çok oyuncumuz için hatta belki pek çok taraftarımız için yeni bir arena olacak.
şahsen bir seçim şansı tanınsa bu sene grupları geçip diğer 2 sene şampiyonlar ligine katılamamaktansa bu sene gruplarda sonuncu olup sonraki 3 yıl şampiyon olarak gruplara katılmayı tercih ederdim. tabi şampiyonun ön eleme oynama zorunluluğu gibi bir muhabbet olmayacaksa. demeye çalıştığım sürekli katılım sezonluk başarıdan daha önemlidir. 1 sene adımızı hatırlatıp sonra avrupa'da maç bile oynayamazsak bir anlamı kalmaz. öncelikle yarışmacı kimliğimizi geri kazanmalı daha sonra çıtayı durmadan yükseltmeliyiz. dolayısıyla taraftar olarak bir anda beklentiyi arttırıp bu takımın üzerinde baskı oluşturmamalıyız. çok iyi biliyorum ki spor gazetelerinde 1-2 mağlubiyetten sonra "milyonlarca euroluk takım şu kadarlık takıma yenildi" "paraların hepsi boşa gitti" "taraftar isyanlarda kulüp borç batağında" manşetleri kol gezecek. bunlara prim vermeyelim, takımımıza güvenelim ve önümüze bakalım.
ne olursa olsun bu sezon içeride 35 binden aşağısını görmeyeceğiz gibi duruyor. bu takım herkesi heyecanlandırabilecek potansiyelde bir takım. desteği kesmek yok. aynen devam.
