2336
kendisi türkiye'ye ve türk medyasına o kadar yabancı ki açık yüreklilikle konuşuyor.
cansun'un * gelmeyen portatif tribünleri, canaydın'ın sahip som'u, polat'ın * taraftarını başbakana satmasından sonra ilaç gibi geldi.
bana göre faruk süren'den bu yana başkanlık koltuğunu doldurabilen tek kişi kendisidir.
şu ana kadar eleştirildiği başlıca konular şike davasında yumruğunu masaya vurmaması ve tutturamadığı transfer tarihleri olarak öne çıkıyor.
ünal aysal her çıktığı yerde şike mevzusunu zaman zaman sert, genellikle politik bir dille anlattı.
birand'a konuk olup "ben iddianameyi okudum, bir değil birden çok suç var, şike var, gerekli cezalar, küme düşmeler verilmeli" dedi.
adamın kalkıp nihat özdemir'e canlı bağlantıda "şikeci ibneler siktiniz ligi" diyecek hali yok.
fenerli yöneticilerin taraftarlarını gaza getirip kullandığında ortaya çıkan görüntüleri, vandalizmleri hepimiz gördük.
bir de aynı anda galatasaraylılar'ın "bizim hakkımız yeniyor" diye yönetim tarafından galeyana getirilip fenerbahçelilerle aynı sokaklara dökülmesinden doğacak sonuçlar kestirmek bile çok güç.
dolayısıyla genel anlamda galatasaray başkanı olarak bence şike konusunda gerekli dirayeti doğru bir dille göstermiştir.
üstelik dört bir yanınız hakkın değil çıkar ve rantın peşinde koşan medya, kulüpler, federasyon, hükümet ve devlet tarafından çevriliyse yapabileceğiniz pek de birşey kalmıyor.
don kişot'un sevilmesinin nedeni cesareti değil aptallığıdır. yönetim "kimse bizden don kişotluk yapmamızı beklemesin" derken kastedilen de budur bana göre.
transfer tarihleri konusunda ise gereksiz bir açıklama yaptığını düşünüyorum.
transferleri kampa yetiştireceğiz demeci, lig sonrası klişe yönetici demecidir.
ünal aysal ise bunun yerine herkesi haziran sonuna kadar, çileği de temmuzun başında alacağız dedi.
eğer taraftarlarının sabah akşam olur olmadık gazete, twitter ve duyumcular peşinde koşup deli gibi transfer beklediğini bilseydi söylemezdi büyük ihtimalle.
bu tarihleri ağzından bir kere çıkardı fakat kendisinin beyaz kadın tüccarı gibi çalışan çakal futbolcu menajerleri ve transfer piyasası hakkında tecrübesi neredeyse yok.
her sene gazetelerde x futbolcuyla 1 liraya anlaştık, menajeri geldi bir anda fiyatı 3 lira oldu diyen yönetici röportajları okuruz gazetelerde.
şimdi de kendisi muhtemelen benzer durumlarla karşı karşıyadır, dolayısıyla ünal aysal'ı bu konuda mazur görmek gerekir.
cansun'un * gelmeyen portatif tribünleri, canaydın'ın sahip som'u, polat'ın * taraftarını başbakana satmasından sonra ilaç gibi geldi.
bana göre faruk süren'den bu yana başkanlık koltuğunu doldurabilen tek kişi kendisidir.
şu ana kadar eleştirildiği başlıca konular şike davasında yumruğunu masaya vurmaması ve tutturamadığı transfer tarihleri olarak öne çıkıyor.
ünal aysal her çıktığı yerde şike mevzusunu zaman zaman sert, genellikle politik bir dille anlattı.
birand'a konuk olup "ben iddianameyi okudum, bir değil birden çok suç var, şike var, gerekli cezalar, küme düşmeler verilmeli" dedi.
adamın kalkıp nihat özdemir'e canlı bağlantıda "şikeci ibneler siktiniz ligi" diyecek hali yok.
fenerli yöneticilerin taraftarlarını gaza getirip kullandığında ortaya çıkan görüntüleri, vandalizmleri hepimiz gördük.
bir de aynı anda galatasaraylılar'ın "bizim hakkımız yeniyor" diye yönetim tarafından galeyana getirilip fenerbahçelilerle aynı sokaklara dökülmesinden doğacak sonuçlar kestirmek bile çok güç.
dolayısıyla genel anlamda galatasaray başkanı olarak bence şike konusunda gerekli dirayeti doğru bir dille göstermiştir.
üstelik dört bir yanınız hakkın değil çıkar ve rantın peşinde koşan medya, kulüpler, federasyon, hükümet ve devlet tarafından çevriliyse yapabileceğiniz pek de birşey kalmıyor.
don kişot'un sevilmesinin nedeni cesareti değil aptallığıdır. yönetim "kimse bizden don kişotluk yapmamızı beklemesin" derken kastedilen de budur bana göre.
transfer tarihleri konusunda ise gereksiz bir açıklama yaptığını düşünüyorum.
transferleri kampa yetiştireceğiz demeci, lig sonrası klişe yönetici demecidir.
ünal aysal ise bunun yerine herkesi haziran sonuna kadar, çileği de temmuzun başında alacağız dedi.
eğer taraftarlarının sabah akşam olur olmadık gazete, twitter ve duyumcular peşinde koşup deli gibi transfer beklediğini bilseydi söylemezdi büyük ihtimalle.
bu tarihleri ağzından bir kere çıkardı fakat kendisinin beyaz kadın tüccarı gibi çalışan çakal futbolcu menajerleri ve transfer piyasası hakkında tecrübesi neredeyse yok.
her sene gazetelerde x futbolcuyla 1 liraya anlaştık, menajeri geldi bir anda fiyatı 3 lira oldu diyen yönetici röportajları okuruz gazetelerde.
şimdi de kendisi muhtemelen benzer durumlarla karşı karşıyadır, dolayısıyla ünal aysal'ı bu konuda mazur görmek gerekir.