resim
Emre Mor
Takım:Eyüpspor
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:27
Boy:1.69
Uyruk:Türkiye
  • 903
    milli takım performansı bizim için bir kriter olmamalıdır. kendisinden takım oyuncusu olamadığı ve bir sisteme uyamadığı için dortmund gibi bir takımdan yollandı. keza nuri şahin ise tam tersi mesela. tek oynayabildiği takım dortmund olmuştu kendisinin. çünkü adamlar bir sisteme uygun oynuyorlar. sistem dışında olanı ise yolluyorlar. nuri'nin milli takım performansı ortada.

    şimdi bize uygun mu ona bakalım. bir sisteme uygunmuyuz orası tartışılır. set oyun beceremiyoruz. bireysel yetenek arıyoruz. işte rodriguez adam eksiltese, belhanda nokta pas atabilse diye bakıyoruz. emre çok yetenekli ama sonunu getiremiyor. kapanan savunmalarda, deplasmanlarda katil olabiliriz. 1-0 gerideyiz mesela 10 kez top ezdiğini düşünün. ancak kendini biraz geliştirir, pas oyununa katılırsa kendisinden verim alırız diye düşünüyorum. iki ucu boklu değnek.
  • 904
    gelirse zaten kiralık gelecek. kısacası kaybedeceğimiz hiçbir şey olmayacak. bu sezon iyi işler yaparsa, hem kendi piyasasını arttıracak, hem de bizi iyi yerlere taşıyacaktır.

    kapımızda bekleyen yabancı sınırı kabusu varken, böyle futbolcuları kaçırmamak gerek. hatta bizde iyi performans gösterirse bonservisini bile alabiliriz.

    ayrıca, bana göre aktif futbol oynayan en yetenekli türk futbolcusudur. fakat yeteneklerinin %20 gibi bir oranını ancak sahaya yansıtıyor. mental problemleri olduğu açık. dortmund'un her yolladığı futbolcu berbat olacak diye de bir kural yok.
  • 905
    direkt satın alınacaksa söylenen gibi ciddi risk olacak olan oyuncu. maliyeti de yüksek olur ki satın alacak paramız olmadığından satın alınması düşünülmüyordur. malum, celta de vigo ciddi yatırım yaptı ve birkaç milyona bırakmaz. biz de 10 mn euro falan veremeyiz bu elemana.

    ancak satın alma opsiyonlu kiralık bu çocuk için tam olarak yapmamız gereken kiralama çeşidi. çok ciddi eksiklikleri var, doğrudur ama bu eksiklikler yetenek eksikliği değil. o eksiklikleri giderirse ve futbolun tek kişilik bir oyun değil bir takım oyunu olduğunu idrak edebilirse çok iyi yerlere gelir. hoş, halihazırda bunu idrak edebilmiş olsaydı zaten şu an acaba alırsak iyi olur mu diye burada tartışıyor olmazdık zira bize gelme ihtimali olmazdı. yedek olarak takımda olmasının bir eksi değil bir artı olacağı oyuncu.
  • 906
    emre mor, rodrigues, bruma, queresma hatta volkan şen gibi yetenekli ve takım oyununa çok uygun olmayan oyuncuların bir sistem üzerine oynayan ve şablonların dışına çıkmayan takımlarda oynamaları oldukça zor. özellikle fatih hoca ve şenol hoca bu tarz oyunculara oyun içinde çok fazla özgürlük tanıdığı için bu tarz isimlerden oldukça verim almaktadırlar. fatih hoca özgürlükle beraber sorumluluk bilincini işliyor ve oyuncuların motive olmasını da sağlıyor. linnes gibi hava toplarına çıkmaktan , ikili mücadeleye girmeyen bir oyuncudan bile canavar çıkartabiliyor.

    bütün bunları bir araya getirdiğimizde emre mor'un kapasitesini tam manasıyla ortaya çıkarabilir fatih hoca. 3 kulvarda yarışacağımızı ve özellikle 14 yabancı hakkını düşündüğümüzde bizim için çok önemli bir transfer olabilir.

    10 milyon gibi opsiyonla 2 yıllık kiralanması çok iyi olur.

    not: volkan şen'in takım oyununa uygun olmamasının sebebi beyni olmadığı için de olabilir :) şaka maka şenol hoca çok iyi verim aldı kendisinden o yüzden o listeye ekledim. :)
  • 907
    safi yetenek.

    emor'u fatih terim'li milli takım'dan beri takip ederim. hatta o zamanlar, bir kanatta armindo bruma, diğer kanatta emor olmak üzere "kaç para ulan bir emor?" diye sormuşluğum çoktur. ikisini aynı takımda izlemek aşırı zevkli olurdu açıkçası. takım olarak ne kadar başarılı olurduk onu bilmem.

    öncelikle üzüntümü paylaşayım. bana hep hayattan bir beklentisi yokmuş gibi hissettiriyor, sahada onu izlemek, saha dışında haberlerini okumak. açıkçası üzülüyorum. sahada sanki bir kavga veriyor. kendisiyle, onu görmeyenlerle... falan filan.

    neyse. emor'u o zaman bu zaman takip ederim. bundesliga'da borussia dortmund'u tuttuğum için zaten takip ediyordum. emor ile birlikte daha bir şevkle takip etmeye başlamıştım. o zamanki borussia da acayip yetenekli oyuncuyla doluydu. ne takımdı be! neyse, emor saha dışı ve içinde isteneni veremedi. beklentileri karşılayamadı. sonra celta vigo'ya gitti. yine saha dışı ve içinde beklentileri karşılayamadı.

    bana kalırsa, işimiz emor'a kaldıysa sıkıntı var. ünal aysal'dan yadigar bir çilek meselesi var ya hani, işte emor o çilek bile değildir. emor, çileğin üstündeki süslemedir. pastayı yaparsın, üzerini çilekle süslersin, baktın vakit ve malzeme var, çileğe kremayla göz ağız çizersin ya da üstüne biraz çikolata sos dökerek süslersin.

    bununla birlikte o kadar büyük bir yeteneği var ki, bir an düşünüyorsun "acaba" diye.

    hemen tüm maçlarını izlemiş biri olarak söyleyeyim, sorunları var. katılırsınız katılmazsınız ben gözlemlediklerimi yazayım.

    en büyük sorunu, futbolu bilmemesi. saf yetenek bir futbolcunun yetenekleriyle ne yapabileceklerini bilmemesi can sıkıyor açıkçası. mesela sergen yalçın'ın hep yeteneğine ihanet ettiğini düşünmüşümdür. genel kanı da bu yöndedir. ama sergen yalçın, o büyük yetenek, futbolu biliyordu. nasıl skora gideceğini çok çok iyi biliyordu. bunun dışındaki, profesyonellikle ilgili kısımlarda sıkıntısı vardı. sergen yalçın'ın işine gelmiyordu doğrusu.

    japonca'da mendokusai (めんどくさい) diye bir sözcük vardır. türkçe'de tam olarak bir karşılığı var mıdır bilmiyorum. "can sıkıcı, uğraştırıcı, uğraşmaya değmez, zahmetli, baş belası, yapmak istemiyorum" gibi anlamların birleştiği bir sözcük düşünün. işte sergen yalçın'ı bu kelime ile özdeşleştiriyorum ben.

    iki saf yetenek arasındaki en büyük fark sanırım burada yatıyor. ve bu durum yani futbolu bilmemesi emor'un gelişimini de tehlikeye atıyor bana sorarsanız.

    bunun haricinde, "kendini kanıtlama isteği" ya da "kendini gösterme isteği" bir başka sorun. bir psikolog değilim ama çocukluğuna inmek gerekir sanırım. dediğim gibi o konuda kalifiye değilim. o yüzden geçiyorum.

    borussia dortmund'a transfer olduğunda yedek kaldı. takıma girebilmek için kendini göstermek istedi. anladım. olmadı. hem saha içinde hem saha dışında olmadı. celta vigo'ya gitti, daha alt seviye bir takıma gittiği için tekrar kendini göstererek büyük takımlara gitmek için yine kendini göstermeye çalışıyor. anlıyorum. ama bunu çok yanlış yapıyor. futbolu bilmemesi en büyük etken burada. sahada "ben buradayım!" demek istiyor. o yüzden topu hep istiyor, assolist olmak istiyor ve topu vermek istemiyor. futbol sahasında, top neredeyse, bütün odak oradadır. o halde topu ayağında tutmak istemek pek de yanlış bir düşünce tarzı değil. düşüncenin yanlışlığı ise tartışma konusu.

    tüm bunlara rağmen, acayip hırslı. hakem faul vermiyor, hakemle dalaşıyor. savunma yapmak zorunda kalıyor, son sürat adam kovalıyor. bence oyuna küsmüyor. hep bir sonrakinde kendimi göstereceğim diyor. bu sefer daha fazla zorlamaya başlıyor. bu da takıma zarar veriyor.

    bunun dışında teknik sorunları var. pas oyununa yatkın değil. yapmak istediklerini de pek yapamıyor. misal savunma arkasına sarkan arkadaşını görüyor, pası yapmak istiyor ama o pası yapamıyor.

    ilk önce kendisi geldiği için, basit de oynayamıyor. önce bir kendini gösterip sonra olacaklara bakıyor. istiyor ki, rakip takımın tamamını çalımlayıp rencide etsin. yine bireyselliğin doruk noktasından bir örnek: önce kendi yapabileceklerine bakıyor, ancak son raddede takım arkadaşlarının ne yapabileceklerine bakıyor. bir yerde güvensizlik, bir yerde aşırı özgüven, bir yerde aşırı yetenekli olduğunu düşünmenin getirdiği bir eksiklik bence bu. sözgelimi, ikiye bir kaldılar diyelim. çok rahat arkadaşına pas verip gol yapabilecekleri durumlarda, çoğunlukla son adamı da geçip pas vermeyi yeğleyebiliyor. bu hem kendi yeteneğine güven, hem kendini gösterme isteği, hem de arkadaşının yeteneğine güvensizlikten kaynaklanıyor gibi.

    topu hep istiyor dedik. eğer topu alamazsa, çok geriye geliyor, topu almak için. bu sefer topu ileri taşımak için büyük efor sarfediyor. iş yapması gerektiği yerde, işi yapamaz hale geliyor. yani eğer emor'u transfer edecekseniz, topu mümkün olan en ileri uçta topla buluşturmalısınız. yoksa, etkinliği oldukça düşüyor.

    bitiriciliği neredeyse yok hükmünde. ne son pası atabiliyor, ne de şutu. bu aslında biraz da yukarıda bahsettiğim efor sarfetmesi ile de alakalı bir durum. tabii şut tekniğinin de pek olmadığı aşikar.

    yani geliştirmesi gereken hem mental hem teknik bir sürü detay var. hem saha içinde hem saha dışında aşması gereken bir çok sorunu var.

    oyunun kitlendiği anlarda, sıkışıklığı gidermek, kilidi açabilmek, oyunu kaosa sürüklemek, kalenin önüne otobüs çeken kapanan takımların içinden geçebilmek için daha cazip birini düşünemiyorum. ama bu kaos ortamı, iyi yönde de seyredebilir, kötü yönde de. oyunun seyrini değiştirmek için birebir olabilir ama skoru değiştirmek için ancak bir araç olabilir, şu haliyle. onun karıştırdığı oyunu fırsat bilecek diğer oyuncularınızın işi bitirmesi icap eder ancak.

    sonuç olarak tüm sorunlarına rağmen, saf yeteneğini düşünerek ve henüz 21 yaşında olduğunu göz ardı etmeden hareket etmek gerekir.
  • 914
    https://twitter.com/...958678486548481?s=19
    fatih terim adam eder değil, fatih terim adam etsin denilmesi gereken futbolcudur. adam etsin demek için başka bir isim de olabilir. hayalin gerçek olmuş ama bu hayalinin arasında celta vigo'da rotasyondan öteye geçememek var mı? merak ediyorum doğrusu.
    mental açıdan gelişemezse milli takım önemli potansiyeli olan bir ismi kaybeder. kaç kişi var zaten. enes, okay, cengiz, çağlar, abdülkadir, yusuf. unuttuğum var mı? bir de bu.

    düzenleme: umut bozok'ta listeye dahil edilebilir. hatırlatma için xa3ap ye teşşekkürler.
  • 917
    danimarka'da doğup büyümüş, doğru dürüst türkçe bilmeyen, milli takım haricinde türkiye'yle 20 yaşına kadar pek bir alâkası olmayan; babası hapiste, annesi hasta çocuk yaşındaki* futbolcu. yetenek anlamında hiçbir sıkıntısı yok. zor bir ergenlik çağı geçirdiği için hayatında parayla dolduramayacağı boşluklar var. şimdiye kadar en çok fatih terim'in teknik adamlığındaki milli takımda parladı. hayat, belki bizde kendisini bulur ve yeteneğini tam anlamıyla sahaya yansıtır.

    ancak takımımıza katılırsa, ilk aylarda muhtemelen bruma ve garry rodrigues'e yapıldığı gibi kötü muamele görür. hiçbir şey olamayacağına dâir bahisler yapılır ve başarısız olması canı gönülden istenir. umarım o da bruma ve garry rodrigues gibi şahane performanslar sergileyerek kariyerinde bir basamak daha çıkar. kendisini mental sorunlarından arınmış şekilde izlemek beni bir futbolsever olarak mesut eder; bununla birlikte, başarısız olursa kendisine hakaret ederek kendi egomu tatmin etmeye çalışmam; üzülür, geçerim. çünkü kompleksli biri değilim. hayatı kendi başarılarıma göre yorumluyorum, başkalarınınkine göre değil...
  • 919
    2017-2018 la liga'da celta vigo formasıyla şans bulduğu 5 i ilk 11 olmak üzere 25 maçta 1 gol 2 asistlik performans gösterebilmiş 1997 doğumlu türk pasaportuna sahip olan gösterişli kanat oyuncusu.her ne kadar piyasası yüksek olsa da şahsi kanaatim bu oyuncunun kiralık olarak takımımıza katılması yönünde çünkü onu milli takımda da birlikte çalıştığı fatih terim'le yeniden biraraya gelmesi kariyeri açısından yeniden yükselişe geçmesi kuvvetle muhtemel olacaktır.özellikle terim'in oyuncularıyla olan olumlu ilişkisi ve böylesine büyük ve güçlü taraftar topluluğunun bulunduğu galatasaray'ımıza gelmesi halinde hem bizde kendisini yeniden bulacak hem de avrupa'da tekrardan vitrine çıkma şansı yakalayacak.bizimde genç hırslı ve yerli oyuncu statüsü gereği adına olumlu bir transfer olacaktır.riskli bir transfer olacağını düşünmüyorum henüz genç olmasından dolayı ve fatih terim gibi bir teknik adamla çalışacak olması onun birkaç olumsuz hareketlerinden kurtaracaktır.unutmayalım ki böylesine yetenekli,rakip kaleye hızlı, dikine gidebilen bir kanat oyuncusuna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.galatasaray için hayırlısı ne ise o olsun.
  • 920
    gs'ye gelmesini istediğim ve transfer haberini beklediğim topçu. fatih terim'in kendisini yontacağına inanan taraftarlar arasındayım. çok hızlı, gerektiği zaman gerektiği yerde olursa çok iş yapar seneye. fatih terim'in verdiği görevi yapsa zaten kendisine yetecektir. fatih terim hiç bir futbolcuya tüm takımı yüklemez, herkese görev verir ve görevi yerine getiren de sonuca ulaşır.
  • 921
    bi yorumcu kendisi hakkında "alman disipliniyle(dortmund)bile düzelmediyse işi zor" gibisinden bi açıklamasını duyduğum da fikirlerim biraz değişmişti. celta vigoda da bekleneni veremedi. yeteneklerini gerçekten olumlu kullanırsa kesinlikle gelmesi gereken bi futbolcu. burda iş terime düşüyor. eminim o da farkındadır emre mor un disiplinsizliğinden ve almayı kendisi bireysel olarak istiyorsa hocamız, bi bildiği vardır diye düşünüyorum
App Store'dan indirin Google Play'den alın