resim
Emre Mor
Takım:Karagümrük
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:26
Boy:1.69
Uyruk:Türkiye
  • 2576
    şimdi değil de birkaç sene sonra çok pişman olacak futbolcu. yeteceğine ihanet ettiğini anladığında iş işten geçmiş olacak. kendi bilir valla.

    birkaç sene önce futboldan iyi anladığını sanan bir arkadaşım vardı. bahsettiğim sene 2015-2016 falan. neyse o arkadaş emre mor’un galatasaray’a gelmesini çok istemişti. ben de emre’nin bizde oynayacak kapasitesinin olmadığını söylemiştim. zaman beni haklı çıkardı. bu arada arkadaşın bize gelmesini çok istediği bir diğer arkadaş latovlevici’ydi. ona da muhalefet etmiştim. gerçi seleznov’u da istiyordu ama neyse ki onu almadık.
  • 2577
    kusura bakmayın da neymiş efendim yeteneğine ihanet ediyormuş. ne bu çocuk sergen yalçın falan mı? ben göremiyorum öyle bi yetenek. tek özelliği patlayıcı hızı. bunu uygun fiziğe sahip siyahi oyuncuların %30'unda bulursunuz. 18 yaşında sadece bu özelliği olduğu için üstüne eklemeler yapılabileceği düşünülerek yetenekli denilmesi mantıklıydı ama şuan yok öyle bi yetenek. oyun görüşü desen yok , teknik desen yok , topsuz oyun yok , toplu oyun yok , savunmaya yardım yok. eee ne var? sadece ve sadece adam eksiltme. adam eksiltmenin yetenek olması için doğru zamanda doğru kişiyi eksiltmen gerekir. yoksa topu defansa dönerken rakip forvete attığın paketten farkı yoktur yaptığının. yanlış hatırlamıyorsam satın alma opsiyonu 8m idi. bu sene çok iyi bi sezon geçirse bile emre mor'a güvenip o para verilir mi? bilemedim
  • 2578
    umarım kenarda parası vardır, zira 3-4 sene sonra kulüpsüz ve beş parasız ortada kalma potansiyeli çok yüksek bir oyuncu.
    danimarka'da sosyal yapı nasıl bilmiyorum ama lüks ve şatafata alıştıktan sonra bu savurganlığıyla sokaklara düşme ihtimali çok yüksek.
    aramızda bunun gibi adamların ayda 3-4 bin lira harcadığını sananlar var galiba, nba yıldızlarının basketbolu bıraktıktan sonra nasıl beş parasız kalıp, iflas edip rezil olduklarını araştırın isterseniz. 35 yaşında futbolu bıraksa elindekilerle en az 35-40 yıl yetinmesi gerekecek. kendisine taht yaptıran birisinin futbolu bıraktıktan sonra bu kafayla değil 30 sene, 5 yıl içinde sefil olması işten bile değil.
  • 2579
    bu saatten sonra yapmasi gereken, belcika, isvicre, hollanda tarzinda liglere yonelmek ve oradaki oncu degilde zirveyi zorlayan kontra takimlarinda yer edinmeye calismak.

    zira liginde zirveye oynayan, rakiplerin kapanacagi bir takimda kendine yer bulamaz. belki ligue 1 alt sira ya da ligue iki takimlari da olabilir.

    ha gidip danimarkada dukkan da acabilir birikimi varsa, kendi bilecegi is tabi.
  • 2580
    transferi ilk gündeme geldiğinde çok olumlu düşünmüştüm.
    yaşı, potansiyeli, yetenekleri, hele birde fatih terim faktörü derken, ışıl ışıl parlayacak gibime geliyordu.
    fakat öyle olmadı. takım zaten bu sezon dibi görmüş oyunu ile yerlerde iken, hiç ama hiç bir katkı veremedi. katkı vermemesine ilaveten, maç içindeki umursamaz tavırları, rakibi kovalamayışı, akılsız ve bilinçsizce çalım atma sevdası, takım oyunundan son derece uzak futbol görüşü vs. derken süreç buralara kadar geldi. keşke takım iyi durumda olsaydı da bu çocukta en azından bu kadar kötü olmasaydı. 3-4 gol atıp, 4-5 asist yapabilmiş olsaydı keşke. bence ikici yarı aynı şansları bulması çok zor, hak ettiğinden fazlasını buldu, kredisini tüketti zaten. furbol kalitesinden önce mental anlamda seviyesini 10 üzerinden 7-8 lere çekmesi gerekiyor herşeyden önce. daha sonra futbol nasıl oynanır konusunda kendisini geliştirebilir. aksi halde bu halinden 1 tık ilerisi olmaz...
  • 2581
    yetenekli bir futbolcu olabilir fakat bu yeteneğini hem aklıyla birleştirmediği hem de çok çalışmadığı zaman dikiş tutmuyor. yetenek sadece tek başına yeterli olmuyor. ronaldo ve messi'ye bakacak olursak ikisi de yetenekli oyuncular olabilirler fakat bu yeteneklerine hem akıllarını hem de çalışma azimlerini katıyorlar. bu iki isim çok uç örnekler olabilir fakat konunun iyi anlaşılması ve netleşmesi için en yerinde olacak birçok isimden günümüzün en iyi ikisi.
    kendi takımımızdaki durumundan konuşacak olursak bu yeteneğini belki terim'le birlikte hem aklını kullanması için hem de çok çalışmasını sağlayarak galatasaray ve türk futbolu adına bir kazanç sağlanır diyorduk fakat terim'in de o eski halinden eser kalmadığı için bir etkisini göremedik. belki terim'in gazlamasıyla bir şeyler olabilirdi fakat bir iki parlama dışında hiçbir ışık vermiyor emre mor ne yazık ki.
  • 2582
    açlıkla sınanması gereken futbolcu...

    salt yeteneği milyon € kazanmasını sağladı. hiç çalışmadan, göz yaşı dökmeden, kanı akmadan en üst seviyelerde futbol oynadı ve ciddi paralar kazandı. oynamaya ve kazanmaya devam da ediyor...

    e ailesi de sorunluymuş. ilk adını duyduğumuzda 16-17 yaşındaydı bu herif ve hala hala çocuk denecek yaşta*. kendisine en büyük iyilik hakketmediğini kucağına vermemektir. o zaman o yeteneğini çalışarak parlatmak zorunda kalır. yoksa kalır”dı” mı demeliyim bilemedim. iş işten geçti demek abartı belki ama potansiyeli çok büyüktü...

    ayrıca bu sezon galatasaray performansı üzerinden “elindeki şansı değerlendiremedi” denemez zira galatasaray’da bu sezon formda olan tek futbolcu kaleci. ancak fırsat bulduğunda parlak bir performansı bırakın vasatın altında yer alması yeteneğini parlatacak kadar çalışmadığına dair bir ipucu olabilir...
  • 2584
    futbola bakışımı değiştiren "yeteneksiz" futbolcu.
    2 sene önce sorulsa emre ne kadar yetenekli derdim ama adam futbola da yeteneğe de bakışımı değiştirdi. adam sadece hızlı top sürebilen bir topçu. yetenek dediğimiz şey neleri kapsar?
    emre'de hızlı top sürebilmek dışında hangi yetenek vardır bilmiyorum. iyi top kontrol edemez, iyi pas atamaz, iyi orta açamaz, iyi çalım atamaz adam bildiğin yeteneksiz.

    eskiden emre gibi adamları çok yetenekli sanırdım, bunun dışında harika futbolcu olabileceklerine inanırdım.
    önce futbol zekası olacak, sonra bazı temel özellikler olacak, diğer şeyler daha sonra gelecek.

    he bu arada bu adam burada hiçbir disiplinsizlik yapmadı, çalıştı, kendini futbola verdi ama olmadı, olamıyor, adamın yeteneği bu kadar.
  • 2585
    galatasaray’a kendini yeniden bulmak, fatih terim etkisi ile yeni bir sayfa açmak, hem gsmize hem ülkemize yetenekli bir oyuncu kazandırmak gibi amaçlarla 19/20 sezonu öncesi kiralık olarak katılan sağ/sol kanat ve forvet olarak görev yapabilen 1997 danimarka doğumlu futbolcumuz.takıma katılma süreci de ilginçtir. emre mor duyumu geldi taraftarlar çok ihtiyacımız yok ama gelsin suya atalım batmazsa devam ederiz modundaydı. transferinde sıkıntı çıktı daha şimdiden böyle bunu alıp başımıza bela etmeyelim zaten bir delimiz mevcut dendi. sıkıntı aşıldı, çok zor ama fatih terim adam ederse eder hadi bakalım dendi. işte tam bu noktadan transferi olup oynadığı ilk haftaya kadar sebebi, kaynağı olmayan bir hype yapıldı ki , milli takıma ilk çağrıldığındakine benzer. sanki bu çocuk celta kendisine haksızlık yaptığı için bizim takıma katılıyor sanırdınız. diğer sosyal ortamlara göre gene en ayağı yere basan yorumlar sözlüğümüzden geldiyse de, birbirimizle konuşa konuşa gazlandık, beklentimiz arttı. burda kendi başlığında da şöyle bir göz gezdirilirse bu bahsettiğim dönemler rahatlıkla fark edilebilir. kendisini kazanmak adına bu beklenti artık aşırı büyüktü. ibreler, fatih hoca adam ederse eder, edemezse kendisi bilir durumundan feghouli gidince emreyi oraya monte ederize döndü. yani garantiye alınan maçlarda girsin 10 15 dk oynasın hem kontraya uygun olur hem yorulan defanslara karşı hızını kullanırızdan, artık sağ kanada geçmeli takımda herkes statik bari bu koşsun kilit açsına döndü ki bu dönüş 2 3 hafta içerisinde gerçekleşti. emre'nin açmaya çalıştığı kilitler sahada olmadığı için tabi beyhude bir bekleyiş oldu. belki emre de türkiye ligi daha kolay orda insanların iki omuzu arasında boşluk vardır içlerinden geçerek oynayabilirim, geçemezsem de yıkılınca ellerimi iki yana açarsam kesin faul çalarlar diye düşündü, kim bilir. sonuç olarak kimsenin düşündüğü gibi olmadı ama malesef beklediği gibi oldu. emre ilk maçına çıktı. ilk geldiğinde kendisiyle ilgili tek endişemiz olan pas vermemesi ile ilgili uyarılmış olacak ki, topu ayağına alınca pası düşündü, dribling pek denemedi. emre’nin bizim sisteme gözle görülür şekilde uymaya çalıştığı sanırım tek maç da bu ilk maçıdır. böyle olunca maç sonunda e bu böyle oynarsa nerde bunun emre morluğu dedik bi yakıştırmadık. teknik ekibimiz de böyle düşünmüş olacak ki ikinci maçında ortaya karışık sonra gene eski tas eski hamam (eğ kafayı orta sahada, düşene kadar koş emre stili) olacak ve sonunda da günümüze gelecek şekilde zaman geçti gitti. elde kalan, emreden olmaz gardaş. e olmaz tabi gardaş. bu adamın hayatında bişey değişmedi ki futbolu değişsin. celtada yazıyordu uçan kuşa burda da yazıyor. celtada nasıl oynuyorsa burda da öyle oynuyor. önceki takımlarından farklı olarak almayı umduğu fatih terim etkisini de fatih hocamız yedi düvele karşı kullanmak zorunda kaldığı için işler pek emre’nin de umduğu gibi gitmedi. takımın kendisini kazanmak adına çaba verdiğine eminim ama belli ki dortmundda celtada verilenlerden çok da farklı bir şey verilmedi ki yardım nüfuz etmedi ya da daha fenası hasta tedaviyi kabul etmiyor, bu durumda konuşmaya bile gerek olmadığı için üzerinde durmaya gerek yok. kaldı ki kulübün tek sorunu emre olsa belki daha farklı olurdu ama futbola alıştıracağız dediğimiz adamı mevcut durumumuzda kurtarıcı olarak sahaya atar, hesap sorar duruma geldik. bak bu takım şu organizasyonu yaparken bu şekilde davranıyor senden de bu şekilde davranmanı bekliyoruz diyebileceğimiz istikrarlı kullandığımız bir şablonumuz bile yok. bu çocuk adam bu takıma katıldığında kendi takımında kadro dışı kalmış, büyük yatırımlara rağmen vazgeçilmiş, doğru dürüst futbol oynamadan yani resmen bir hiç, bir soru işareti olarak geldi. kendi elinde olmayan bizim yaptığımız hype sonucu bir hiç olarak başlayamadı ama aynen geldiği gibi gidecek. artık dileğim, daha hiç bir şey için geç değil yaşı hala genç, sergen hoca benzeri bir hocayla mütevazi bir kulüpte düşük beklentilerle başlayıp kendisinin farkına varabilirse belki türk futboluna hala vereceği şeyler vardır. yani insanların omuzları arasında gövdelerinin bulunduğunu ve burdan koşarak geçemeyeceğini öğrendiği gün bile doğru yöne atılmış bir adımdır. şaka bir yana sorunlarını teşhis edip düzeltmek adına harekete geçmesini tavsiye ettiğim genç yetenek çünkü belli ki bunu kimse kendisi için yapmayacak, kimsenin de böyle bir zorunluluğu bulunmamakta.
  • 2588
    son şansı olduğunun farkındaydı diye tahmin ediyorum. birilerine yürümesi falan ilgileneceğim şey değil de, bana biraz odaklanmadığını anlatıyor. son şansın artık, bu devrede kıçından ter atana dek çalışacaktı. bu kadar kötü bir feghouli'den dahi formayı alacak kadar çalışmadıysa, gözden düşer tabii ki. kusura bakmasın.
  • 2589
    bu platformda da birileriyle geleceğini konuşup durduk, ama varlığını başka bir seviyeye çıkartmakla ilgili- böyle bir yeteneğin- nasıl bir planı ve o yönde bir çabası olmaz, gerçekten anlayamıyorum. körü körüne savunmasam da, yetenekli futbolcuların değişme eğilimine girmeleri daha kolay olduğu için, biraz daha umutvardım açıkçası. belki ikinci yarı, takım dinamizmi, rakipleri biraz daha yorarsa ona yorgun beklerin kaldığı ortamda iş yapabilir- onun dışında, rol alabileceği bir oyun planına evrilemiyor görünüyor oyun stili.

    çok acayip. bu noktada, selçuk'a bile saygı duyarsın- berbat bir tercih olsa bile çağın oyun planında 10 numara değil, geride olmayı tercih etmişti mesela; bu bir tercihti sonuçta, ayhan akman'ın ön liberoya evrilmesi gibi... bu çocuk, çağın futbolunda canlı bir cenaze olarak kalacak. çok yazık bu yeteneğe gerçekten.
  • 2594
    yetenek anlamında sabri sarıoğlu'ndan bir farkı olmayan futbolcu. onu sabri'den ayıran şeyler görece prezentabl profili ve yaptığı şeyleri tekrarlama sıklığının biraz daha fazla olmasıdır. topu sever hatta çok sever ama aynı oranda top ezer. çok hızlıdır hatta bazen çalım da atabilir ama çalımı attıktan sonra atağın devam edebilmesi için bir takım arkadaşının gelip topu ayağından alması gerekir. yıllardır türk futbol kamuoyu hatta kendisine potansiyelli oyuncu gözüyle bakan yabancı futbol çevreleri bir çalım attıktan sonra pas vermeyi öğrenmesini bekledi, hala daha bekliyor. şu kadarcık basit bir olayı bile öğrenebilseydi bu çeviklik ve çalım yeteneği ile avrupa'nın b sınıfı kanat oyuncularından biri olabilirdi. piyasada ciddi ciddi adının geçmeye başlamasından bu güne aşağı yukarı 5 yıl geçti. bunu bir türlü öğrenemediği gibi çalım atma sevdası ne yazık ki futbol oynama isteğinin önüne geçmiş durumda. bu da kendisini çok kolay savunulan bir futbolcu haline getirdi. iş bilir bir defans oyuncusu bugün kendisini çok kolay etkisiz hale getirir. tek yapması gereken taç çizgisine yakın taraftan çalım yemek pahasına iç tarafını kapatmak olacak. kendisi çalımı yese bile nasılsa emre kafasını kaldırmadan bir çalım daha deneyeceği için kendi kendine taca çıkacak, en iyi ihtimalle köşe gönderinin oraya çıkıp güç bela topa vurabilecektir. zira bu kardeşimiz için önemli olan içeriye kat etmeye çalışmak değil rakip oyuncuya çalım atabilmektir. köşeye doğru açılmış, orta ya da pas şansı kalmamış, atak hiç olmuş kimin umurunda?

    zamanında ligin en dominant kanat oyuncusu olarak galatasaray'a gelen hasan şaş'ı bile "topla çok oynayan adamı sevmem" diyerek aylarca yedek kulübesinde bekletip terbiye eden fatih terim'e bu arkadaşımızı "al hocam yeni transfer" diyerek teslim etmek hangi dehanın fikriydi gerçekten merak konusu...

    ondan sonra diyorlar ki hoca formsuz, hoca eskisi gibi değil. hoca eskisi gibi olsa a2 takımınından yukarısına çıkamazdı bu arkadaş "topla fazla oynanmayacağını öğrenene kadar gelme" fırçası eşliğinde. gönlü belki hala bunu demek istiyor ama işte dil çaresiz...

    ondan sonra fatih terim eskisi gibi değil...
App Store'dan indirin Google Play'den alın