(bkz:
#1520218)
biz buradaki sözlük yazarları olarak çok büyük çoğunluğumuz muhtemelen futbol dışı bir alanda çalışıyoruz fakat buna rağmen -tamamen hobi olarak- futbol maçlarını izliyoruz, önemli ligleri, başlıca şampiyonaları takip etmeye çalışıyoruz ve bu yüzden de bilmek zorunda olmamamıza rağmen en azından başlıca liglerdeki futbolcular, teknik direktörler hakkında kimimiz az kimimiz çok fikir sahibiyiz. bu arkadaşın ise profesyonel mesleği futbolculuk, dolayısıyla kendi gelişimi için, günümüzde oynanan modern futbol hakkında bilgi ve fikir sahibi olmak için en azından büyük ligleri ve büyük turnuvaları takip etmek zorunda, yani mesleğine saygısı varsa bunu yapması gerekiyor; tıpkı bir doktorun tıptaki yeni gelişmeleri sürekli takip etmesi, bir ekonomistin dünyadaki diğer ülkelerin ekonomilerini de takip etmesi gibi.
gelgelelim bu emre kardeş, sözlükteki yazarların bile hatırı sayılır bir kısmının az çok bilgi sahibi olduğu, -hadi serie a'yı takip etmiyor olabilirsin ama- geçtiğimiz avrupa şampiyonası'nda final oynayan takımın teknik direktörü hakkında hiçbir bilgiye sahip değil ve çevresindekilerden duyduklarına göre yorum yapıyor. ben futbol alanında çalışmıyorum, dolayısıyla prandelli hakkında gerekli bilgiye sahip olmayabilirim; ama ona rağmen prandelli için kap bildirimi yapıldıktan sonra hakkında yazılmış bütün önemli analizleri okumaya çalıştım, hatta yabancı kaynaklarda neler yazılmış onları takip ettim ve prandelli hakkındaki kısıtlı bilgimi daha da artırmaya, bize nasıl bir futbol oynatabileceği hakkında bilgi sahibi olmaya çalıştım. bilmemek değil öğrenmemek ayıp, ama emre'nin bunları da yapmadığına eminim.
yanlış anlaşılma olmasın, hedefim sadece emre değil, altyapı eğitimini türkiye'de alan oyuncuların maalesef yüzde 95'i böyle. yaptığı mesleğe saygısı yok, açıp bir kere bile "acaba premier league'de, bundesliga'da benim pozisyonumda oynayan oyuncular neler yapıyor, fizikleri, taktik anlayışları ne durumda" diye izlememiştir mesela. ya da "fatih terim ile mancini'nin futbol anlayışları arasında ne fark var, sence mancini seni neden hiç oynatmadı?" desen, üç beş cümle kurmaktan bile acizdir mesela. zaten o yüzden asla kendini geliştiremez ve mancini'nin veya prandelli'nin gözüne giremez. bir de ileride bu adamlardan antrenör ya da yorumcu olup türk futbolunu daha da ileri taşımalarını bekliyoruz.
(bkz:
#1520236)
bakın üstte bkz. verdiğim entry'nin ikinci paragrafında sneijder'in prandelli ve galatasaray ile ilgili yorumu var. "galatasaray'a sadece bir teknik direktör değil, aynı zamanda takımı geliştirip, zihniyet değişimi gerçekleştirecek bir kişi lazım.zannediyorum prandelli buna uygun bir isim." demiş sneijder. sadece 1,5 senedir türkiye'de olan bir adam hem bizim takımı, hem türk futbolunu ne kadar iyi tanımış ve prandelli'yi de tanıdığı için bizim takıma uyacağını söylemiş. bizim 20-25 senedir türkiye'de doğup yetişmiş futbolcularımızın çok büyük bir kısmı ise ne türk futbolu ne de kültürümüz hakkında bir analiz yapabilirler. tabi ki bu sadece futbolcuların değil, onları yetiştiren hocaların, hatta ülkedeki eğitim sisteminin de kabahati. ve aslında dünya çapındaki kendini ispatlamış birçok teknik direktörün bu ülkede başarılı olamama sebebi de bu.
daha bu konuda yazılacak çok şey var; örneğin türkiye'de "biz paramızı alamazken yabancılar helikopter seçiyordu" ayrımcılığı yapan arda efendi'nin atletico'ya gider gitmez göbeğini ertimesi, ya da türkiye'de efsane muamelesi gören yerli oyuncuların avrupa'daki orta sıra takımlarında bile tutunamaması gibi... ama bunların çoğuna daha önce defalarca değinildiği için uzatmak istemiyorum. diğer taraftan biz bunları dile getirdiğimiz ve yabancı sınırının kalkması gerektiğini söylediğimiz zaman da yabancı hayranı, çıktığı kabı beğenmeyen, elitist olarak adlandırılıyoruz ki, eğer elitistlik buysa elitist olmakla da sonuna kadar gurur duyarım.