• 103
    yükselişinin sebebi üretememektir.
    spor sektörü açısından da durum aynı. saman ithal eden bir toplum olarak haliyle futbolcu üretimimiz de çok yetersiz.
    yasakla üretim olmaz. emekle olur, planlamayla olur. futbolcu yetiştirme politikası olarak ülke halinde gülünecek seviyedeyiz.

    -buraya bina dikemezsin.
    -niye?
    -burada buğday yetişecek.

    işte bunu diyoruz, fakat tohumu ekmeyip buğdayın kendi kendine bitmesini bekliyoruz. arada rüzgarın sürüklediği tek bir tohumdan çıkan tek bir buğday da düzgünce toplamayı becerebilirsek eğer haliyle kimseye yetmiyor.

    tek ekonomi politikamız maşallah vergi almak. gümlük vergisi, kdv, damga vergisi, vatandaşlık vergisi... evet vergi kaynak girişi sağlar da, özkaynak yaratmadığın için anca öz kaynakların kadar kaynak girişi sağlar. çünkü bünyendeki kaynağı toplamaktır görevi. e senin bünyende kaynak yok. var olanı yok ediyor, dışarıya kaçırıyorsun?

    ödediğin telefon faturası, izlediğin digitürk, kullandığın telefon. hepsi dışarı çıkan türk parası. hepsi yurt dışına gidiyor. düzenli olarak yurt dışına para gönderiyoruz. peki içeri giren yabancı para ne kadar? her saniye, her ay eksiliyorsun. döviz rezervini de, tl rezervini de her gün yurt dışına veriyorsun. yakında ülkede para kalmayacak. dolar daha çıkar. 100 lira olur. henüz enflasyonun freni patlamadı. esas şenlik yükselen doların etkisiyle enflasyonun freni patladığında olacak. çünkü her gün, her saat, tükettiğin her bir şey dövizle bu ülkeye giriyor. adam o maldan kar etmek zorunda. edemediğinde ise fiyatı kar edebileceği seviyeye çıkaracak. devlet izin vermezse satmayı kesecek. sonunda devlet o mal piyasada bulunsun diye fiyatının yükselmesine izin vermek zorunda kalacak.

    piyasa siker. direnemezsin.

    bu anayasa krizi olduğunda dolar 7.000 tl'ydi. mark da 4.000 civarındaydı. bir kaç ay sonra milyonlar, milyarlar konuşulmaya başlandı. eski türk filmlerinin milyoner lafı çok kısa sürede tarih oldu. yine yaklaşıyor.

    üretmiyoruz. sadece tüketiyoruz. sadece tüketirsen yaşayamazsın. bir gün bir bakmışsın kendini tüketmişsin. biz artık kaynak bulamamaya veya en azından bunun stresini yaşamaya başladığımız için yeni yeni kendimize bakmaya başlıyacaz galiba.

    menderes'te pamuk üreten bir köylü tanıdığım var. yeni paylaşmış bunu.

    --- alıntı ---
    her saniye cebimizden para eksiliyor dün gördük ki menderes te kirlilikten balık ölümleri var. ovanın her m2 karesıne can veren su bu .......ülke ve insan duyarsızlığının menfaatsal düşüncelerin sonuçları bunlar olsa gerek....insanca yasamak insan gibi düşünmekten geçer
    --- alıntı ---

    artık hiç konuşmayan, hiç düşünmeyen insan bile bazı şeyleri konuşmaya mecbur kalıyor. bakalım sonu ne olacak...
  • 104
    dolar 4 lira 80 kuruş. kötü yönetilmenin, yönetilememenin sonucu. "çalıyorlar ama çalışıyorlar" kafa yapısının bizi boka sürüklediği, doğru düşüncenin "çalıyorlar ve batırıyorlar" olduğu daha ne kadar bariz olabilir.

    "üretim yok", eyvallah. niye yok? çünkü insanları bu yönde teşvik edecek bir politika, bir yaklaşım yok. varsa yoksa özelleştirme. vardı özelleştirdik, yok olanı da özelleştirdik ama o kadar elde avuçta bir şey kalmadı ki ülke ekonomisine katkı sağlayacak, sıfırı bile tüketemiyoruz artık.

    ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı mehmet şimşek akp'den mv adayı olarak gösterilmedi. sebebi? ekonominin alarm verdiğini, iyiye gitmediğini dillendirmesi. bizi bataklığa sürükleyen bakış açısı tam olarak bu. hiçbir şey yokmuş gibi davranıp önlem almamak. sorunları halının altına süpüre süpüre şiştik.

    geçenlerde onedio'da ahmet hakan'ın moderatörlüğünü yaptığı bir programa denk geldim. daha doğrusu programdaki bir ana:

    https://twitter.com/...s/996487785921110017

    sorun soldaki amcanın dediklerinin prim yapması, sağdaki beyin dediklerinin hainlik olarak değer bulması.
  • 105
    4,80 tl'yi görmüş olan kur.

    kök nedeni ve çözümü çok açık:

    üretmek, üretmek, üretmek. inşaat değil, katma değerli ürün üretip yurt dışına ihraç etmek!

    hatırlayın, 19 şubat 2001'de mgk'da cumhurbaşkanı sezer, başbakan ecevit'in önüne anayasa kitapçığı fırlattı ve cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden biri başladı. çılgın bir devalüasyon oldu. aslında uzunca bir sürecin sonunda mesele patladı. ekonomi bir günde o hale gelmez ama kur, bir günde çılgınca arttı. o günlerde ailemin yüklü miktarda döviz borcu vardı. bir günde borcumuz katlandı, yıllarımız yok oldu. fakirleştik. tersine, krizi önceden koklayanlar ya da tüyo alanlar ise yüklü miktarda döviz alarak bir gecede varlıklarını katladılar.

    günümüzdeki devalüasyona bakalım şimdi. yine ekonomi bir günde bu hale gelmedi. bu bir süreç fakat devalüasyon 2001'deki gibi bir günde patlamadı. bu kez sinsi sinsi geliyor. tıpkı kaynayan sudaki kurbağa deneyi gibi yavaş yavaş bizi mahvediyor. geçen yıl bugün dolar 3,57 tl iken şu an 4,77 tl. geçen yıl bugün asgari ücret 1404 tl idi. o günkü kur ile 393 usd alıyordu. asgari ücret bu yıl 1603 tl. bugünkü kur ile sadece 336 usd alabiliyor. asgari ücret yüzde 14,2 zamlanmış olmasına rağmen aslında geriye gidiyor çünkü tl'nin alım gücü azalıyor. ben kendi maaşım üzerinden bir değerlendirme yaptım. çok büyük başarılar, terfiler, atamalara rağmen şu an maaşım, ancak 2011'deki maaşımın aldığı dolar kadar alabiliyor. yani 2018'deki maaşım, dolar bazında 2011'deki maaşım kadar. oysa ki maaşım tl bazında 2011'dekinin 2,5 katı! ne kadar zam alırsan al, kur karşısında eziliyorsun.

    genç kardeşlerimin anlaması için olayı şöyle açayım. biz dolar mı harcıyoruz da geriye gidiyoruz sorusu akıllarda kalmasın.

    tükettiğimiz ürünlerin pek çoğu yurt dışından geliyor. sadece teknoloji ürünlerinden bahsetmiyorum. dışa çok bağımlıyız. geçen ay aldığın 1 kg bir ürün, bu ay 1 dolar zamlansa sana yansıması 5 tl. örneğin kilosu 10 tl olan ürün 15 tl'ye çıkıyor. yediğin, içtiğin ne varsa uçarak marketine, manavına, kasabına gelmiyor. yakıtın zamlanmasıyla taşıma maliyetleri artıyor. dolayısıyla kurdaki en küçük oynama bizim cebimizden çıkıyor.

    allah sonumuzu hayır etsin. üretmeden, çalışmadan, markalaşmadan, markayı ihraç etmeden, turizmi, yer altı kaynaklarını kullanmadan işimiz çok zor.
  • 107
    ekonomiyi yoneten kurumlar bagimsiz olmadikca, ohal kalkmadikca ve demokrasiden söz etmedikce inmeyecek kurdur. bunlar kisa vadeli cozum ve gerceklesmesi yetmez uzun vadede yuksek teknoloji seviyesinde urunler uretmek, bu kosullara uygun yapisal egitim ve ekonomik reformlar gerceklesmelidir. ayrica toplumun tasarruf gucunu yukseltmek ve insaat sektorunun krediyle gayrimenkul uretimini kisitlamak gerekir.
  • 108
    özellikle amerikalı sporcuların söz sahibi olduğu basketbol branşında yerel sponsorların mütevazi bütçeleriyle ayakta kalmaya çalışan pek çok kulübü inim inim inletecek olan kur. gerek kadın gerek erkek basketbolda birçok takımın bütçesi eli ayağı düzgün 1 ya da 2 amerikalı transferi sonrası neredeyse sıfırlanacak hale gelecek önümüzdeki sezonda. bu da özellikle yerli oyunculara ayrılacak bütçelerin azalmasına sebep olacak. yerli oyuncular ile amerikalı ya da avrupalı oyuncular arasındaki dengeyi sağlamak daha da zorlaşacak. hemen her mevkisinde iyi oyuncularla rotasyon kurabilen yabancı rakiplere karşı rekabet imkanı sınırlanacak. bu da 2000'lerin başından beri pozitif ivmeyle yükselmeye devam eden hem kulüp hem de milli takımlar bazında türk basketbolunu olumsuz etkileyecek...

    ilgi alanımızın dışında kalan kısmıyla ilgili de uzun uzun yazacak çok şey var ama...
  • 109
    yıllardır bencillikleri ve cahillikleri ile bana işkence etmiş, gençliğimi elimden almış, bize ne dolardan tl bize yeter diyebilecek kadar herşeyden habersiz malum güruhun kindar seçmeni yoksulluktan kırılana kadar artmaya devam etmesini istediğim kurdur.

    ben zenginleşiyorum ve artık bu 16 yılın sonunda onlar gibiyim, yani bencilim. dolayısıyla daha mutluyum.
  • 115
    türk futbolu bu yaz ya düşeş atacak ya batacak.

    asıl diyeceğim ise bizden adam olmaz. ben yurtdışındayım doların artması şahsıma çok koymuyor. ancak dolar kurunu gözüyaşlı takip ediyorum. ülkemdeki beyinsizler bana ne dolardan diyor. ulan gerizekalı dolar yükselmiyor zaten. lira çöküyor. yani ekonomi çöküyor. yani çocuklarımızın geleceği kararıyor. düzelmez hale gelince de herhangi bir ülkeye savaş açacağız. tarih bilen bu gidişi görür. birisinin bu ülkeyi kurtarması lazım. daha önemlisi birisinin salması lazım evvela.
  • 120
    durum budur;
    https://twitter.com/...s/999053149452124160

    döviz kuru daha da artacaktır. bu spor alanına da gelecekte olumsuz etkileyebilir. seçimden sonra da hangi aday kazanırsa kazansın imf ve dünya bankasının kucağına oturacaktır. onlarda yüksek faizli krediler verip zorunlu tasarruf, yapısal reformlar ve kamuda işten çıkarmalar isteyeceklerdir. sanırım bizimkilerin bir çok çılgın projesi sona erecektir. ayrıca faiz de artacaktır. sığınmacı ve kaçaklar daha da bela olacaktır. umarım türkiye kısa zamanda bunları geldikleri yere gönderir yoksa gelecekte yeni arap, zenci ve afgan sorunlarımız olacaktır. evet karamsar tablolar çizdim. ama iyiye giden bir işaret ortada yoktur. üretmeyen, adil ticaret yapmayan, hukuk alanında berbat olan, yatırımcıya düşman (sadece yandaş hariç) ve bilime yatırım yapmayan memleketin sonu budur. size tavsiyem borçlanmayın ve patronlarınızla iyi geçinin.

    bu gidişle benim gibi işsizler (ya da yeni projeleri olan kişiler (yersen)) için ilk hedef herhalde ipsala sınır kapısı olmaktadır. çünkü kendi ülkemizde artık şansımız kalmamıştır. buna beceriksizlik, ve tanıdık bulamama gibi etkenlerde olunca yapacak birşey kalmamıştır. green card çekilişinde de seçilemedim. açık hava hapishanesi gibi memleketimiz oldu. resmen kendi ülkemizde köleliğe itiliyoruz.

    uluslararası endekslere bakmak için;
    https://twitter.com/spectatorindex

    bakınız: mısır, venezüella
  • 122
    galatasaray'ı ve türk spor kulüplerinı her geçen gün batağa sürükleyen kur. bu gidişle yabancı sınırı tartışmaları hükümsüz kalır çünkü ülkeye yabancı getiremeyeceğiz aq. işin siyasi ve diğer yönlerini arkadaşlar yazmış zaten hepsine katılıyorum. yalnız 26 mayıs 2018 seçimli genel kurula çok az bir süre kala sözlük gündemini kaydırmamak adına bu meseleyi 3 gün ertelesek iyi olur. ultraslan'ı baskı altına almamız lazım.
  • 123
    biz riva ve florya'yı türk lirası üzerinden satmıştık değil mi? yani kur 3,8'ler civarında iken satılmıştı değil mi? şimdi kur 4,8. aradaki yaklaşık %25'lik kayıbın müsebibi olan yaratık utanmadan bir daha aday oluyor değil mi? beyni erimiş lise güruhu da bu adama oy verecek değil mi?
    ondan sonra, yok ülke niye battı, yok biz niye kalkınamıyoruz demesin kimse.
  • 124
    merkez bankası ya faizleri yükseltecek ya da piyasaya dolar satacak. ikincisini tercih edeceğini sanmam çünkü rezervlerinin büyük bir kısmını harcaması gerekir sanırım. faizleri yükseltmesi daha olası. tabi bununla yetinmek olmaz. çeşitli devlet politikaları ile bunlar desteklenmeli. döviz cinsinden borçalanan özel sektörün vay haline.
App Store'dan indirin Google Play'den alın