• 1152
    pandeminin ilk gününden beri günde ortalama 50 kişi ile temaslı şekilde çalışan biri olarak sonunda geçen hafta bende kaptım bu virüsü. 3 aşı olmuş biri olarak boğazımın şişliği nedeniyle ilaç yazdırmaya gittiğim doktordan test olarak döndüm, akşamına pozitif haberini aldım. 7 günü herhangi bir belirti göstermeden tamamladım. aynı evde yaşadığım kronik hasta annem ve babama ise bulaştırmamayı başardım. tüm sözlüğe ve insanlığa yakalansalar bile benim gibi kolay şekilde atlatmaları yönünde temennide bulunuyorum.
  • 1153
    dün itibariyle ilk kez yakalandığım virüs. yurt dışına çıkacağım diye yaptırdığım zorunlu pcr testi sonrası pozitif olduğumu öğrendim, ne bir şikayetim ne bir semptomum olmadığı için inanamayıp başka bir yerde tekrar test yaptırdım o da pozitif çıktı... 2. günüm bitmek üzere hala aynı şekilde seyrediyor durumum, yarın ya da öbür gün bir test daha vermeyi düşünüyorum.

    not: 3 doz biontechspor, 3. dozu da daha 13 gün önce olmuştum, belki çıkar çıkmaz 1 - 1.5 ay önce olsaydım daha mı koruyucu olurdu düşünmeden edemiyorum.

    edit: noktalama.
  • 1154
    ta ba$indan beri bu sentetik hastaliga kar$i duru$um belli idi ve bu hiç degi$medi. laboratuvar ortamlarinda yeti$tirilip, önce amerika'nin çini, sonra da çinin amerika'yi suçlamasi ile devam eden, sonra ikisinin de, dur lan, bu krizi firsata çevirmeliyiz diyerek, ikisinin de kisa bir üsre içerisinde asgari koruma saglayan a$ilar üretip, tüm dünyaya pazarlamasi ile bir ekmek kapisina dönü$en süreçte kisitlamalar ile bir çok zengin, daha da zengin olmu$tur. belli mi olur, belki de ba$indan beri bir dani$ikli dövü$ vardi. ayriyeten "pandemi" ba$ta çin olmak üzere, geli$tirilen uygulamalar ve sertifikalarla bir çok ülkenin vatanda$larinin veritabanlarini toplamalarinda da öncülük yapmi$tir. bir aykut kocaman aforizmasi olan, gerçeklerin bir gün ortaya çikma gibi bir huyu vardir, ile sözlerime devam ediyorum.

    https://eksisozluk.com/covid-19--6362411?a=popular

    sevin, sevmeyin. takip edin, etmeyin. ancak ek$i sözlük türkiye'nin bir aynasidir. çünkü bünyesinde bulundurdugu yazarlarin kaygisizca istedikleir gibi kendilerini ifade edebildikleri bir merci burasi. hani derler ya, sarho$lar daima dogruyu söylerler diye. öyle dü$ünün. istisnalar var elbette, ancak bu kesinlikle kaideyi bozmaz.

    $imdi size avrupa ve dünya genelinden toplama derleme haberler buketi de sunabilirdim ancak herkesin anlayabilecegi bir dilde, çok uzun makaleler okumak zorunda kalmadan yukarida payla$tigim ek$i linkinden bir fikir edinebilirsiniz.

    sözü çok fazla uzatmayalim.

    a$ilar ilk çiktiginda %95 koruma sagliyor dendi. sonra %70, daha sonra %50. akabinde a$ilar korumuyor ama yayilmasini engelliyor dendi ama bu da yalan çikti. ardindan yayilmayi engellemiyor fakat, agir geçirmenizi engelliyor dendi ve sonrasinda agir geçirmenizi engellemiyor fakat yogun bakim riskini azaltiyor dendi ve son olarak yogun bakim riskini de azaltmiyor ancak, ölüm vakalarini azaltiyor dendi. tahmin edebileceginiz gibi, bu da maalesef yalan çikti.

    hiç bir zaman a$i kar$iti olmadim. kendim ve çocuklarim da bazi a$ilari yaptirdik. ancak a$i bir tercih olmalidir ve böyle kalmalidir. dünya genelinde uygulanan a$i baskisini ele$tirdim her zaman.

    nazi almanyasinda döndük adeta. a$isiz = yahudi. böyle mi olmasi gerekiyordu?

    peki biz bu ötekile$tirilmeyi ya$arken, kimler doldurcu ceplerini? madem çok koruma sagliyordu, peki neden hiç bir a$i $irketi sorumluluk üstlenmedi?

    peki ya bizler! üretici $irketin üstlenmedigi sorumlulugu nasil üstlendik de, a$i ol kampanyalari ba$lattik? e$imizi, dostumzu a$i olmaya ikna ettik?

    bana göre muhtemelen etkileri yillar sonra ortaya çikacak 2 yillik bir nüfus planlamasi yapildi ve ülkeler vatanda$larinin veritabanlarini topladilar. haa, türkiye gibi hes, e-devlet ve tc kimlik ile uzun süredir bu bilgilere sahip olan bir ülkede ya$ayan sizler bunu pek kaniksamadiniz ancak bilhassa ya$adigim ülke olan isviçre'de bu baglamda devlet yönetimine kar$i halk tarafindan büyük tepkiler yagdi. ab öyle degil. onlar da türkiye'de hallice. avusturya kalkmi$, ülke genelinde a$i zorunlugu getiriyor ve a$i olmayanlari para cezasina çarptiriyor, toplumdan soyutluyor.

    almanya'da durum biraz daha degi$ik. orada devlet dolayli yoldan, i$yerleri üzerinden baski uyguluyor. örnegin merkezi stuttgart sindelfingen'de olan mercedes, a$isiz hiç bir cali$ananini i$yerine almayacagini söylüyor. veya almanya'nin en büyük spor ve tenis ekipmani tedarikçisi trigema a$iya zorlamiyor fakat test $arti ko$uyor. a$ililar test olmazken, a$isizlar her gün test olmak zorunda ve haftlalik bunlarin ikisini i$veren öderken, diger 3 günün testini kendi ceplerinden ödüyorlar. ayda 100-120€'ya tekabul eden test ücretleri, zaten 1200 € asgari maa$ alip, 600 € kira veren i$çilerin bütçesinde büyük delikler olu$turuyor. buna ragmen covid'e yakalanan a$isiz, karantina süresince maa$ alamiyor. a$ili ise tikir tikir maa$ini almaya devam ediyor.

    satir aralarinda olayin absürdlügünü yakalayabilen varsa, tebrik ediyorum. yoksa da hemen izah edelim, fazla kafa kurcalamayalim:

    a$isiz test oluyor
    a$ili test olmuyor
    a$ili koronaya yakalanip, a$isiza bula$tiriyor
    a$isiz ve a$ili evde kaliyor, a$isizin maa$i ödenmezken, a$ili maa$ini almaya devam ediyor

    sen olsan bu durumda a$i olur musun?

    evet, ayni $ekilde 3 doz moderna a$isi olan bacanagim i$e bu yüzden 3. doz'dan (burada booster diyorlar) sonra myokardit geçirerek 1 hafta yogun bakimda kaliyor ve ölümden dönüyor.

    geçenlerde arayip, geçmi$ olsun dileklerimi ilettim ve bir daha a$i olup olmayacagini sordum. çok agir küfür etti. merkel'den tut, patronuna kadar hepsi ile içli di$li münasabetlerde bulundu.

    arkada$lar, entry bu kadar. kayinvalidemin 3. doz biontech'den sonra verem'e yakalandigini da anlatabilirim ve bunun gibi bir çok a$i yan etkisi ya$ayan insanin daha hikayesini.

    amacim biraz da olsa covid19 a$ilari yan etkileri konusunda duyarlilik kazandirabilmek. olan yine gitsin olsun. kimseyi a$i oluyor diye di$lamiyorum. herkesin kendi tercihidir fakat ayni hassasiyeti a$isizlar için de bekliyorum.

    covid19 oldu covid22. 2 ya$ina girdi geçtigimiz ay ve hem hastalik hem de bu hastaligin tedavisi konusunda artik daha fazla fikir sahibiyiz ve ele$tirilere mahal vermemiz gerekir. insanlarin medenice tarti$abilecek ortamlari ho$görü ile kar$ilamamiz gerekir.

    umarim derdimi anlatabilmi$imdir.

    not. a$isizim ve yazin e$im ve çocuklarim ile bu hastaliga yakalandik. ben 3-4 günde atlattim. e$im nispeten biraz daha gir geçirdi ve 6 aydir hala tat ve koku kaybi ya$iyor. dü$ünün ki, bir hastalik tat ve koku alabilme duyunuzu felç ediyor. bu konuda yardimci olabilecek tavsiyeler için mesaj kutumu ye$illendirebilirsiniz. aroma terapileri yapiyor ancak henüz bir sonuç alinamadi. :(
  • 1155
    en başta şunu yazalım.
    (rakamlar oransal farkı göstermek için)
    ilaç sektörü 200 milyar dolarsa aşı sektörü 2 milyar dolardır. bu lanet olasıca hastalığın aşısı 15 euro ama yoğun bakıma düşüşü engelleyen acil kullanım oranı verilen ilaç 150 euro adamlar için hasta olmanız daha "karlı"

    aşılar konusunda aşı olursanız hiç bir zaman "hasta olmayacaksınız" denilmedi. bulaştırmayacaksınız denmedi. bu tarz saçmalıklar aşı karşıtı cahillerin aşı'yı karalamak için uydurduğu şeyler.

    aşı olursanız yoğun bakıma düşmeyeceksiniz denildi. aşı olursanız hasta olsanız bile hafif geçireceksiniz denildi.

    aşılardan önce ve sonra bu lanet hastalığın tedavisi için insanlar çırpınırken hatalar yapıldı mı? evet muhtemelen yapıldı ama bu hatalar yine bilim insanları tarafından açıklandı ve düzeltilmeye çalışıldı. tüm tıp dünyasını şeytanlaştıranların çarpıtarak kullandıkları veriler bile bu insanlar tarafından açıklanıyor diğer kesimin araştırarak çalışarak elde ettikleri bir veri yok. bu insanların kafasında bir sabit var ve her şeye karşı çıkıp "benim bildiğim sizin bilmediğiniz şeyler var" bakış açısıyla zar atıyorlar insanlığa zerre kadar faydaları yok.

    hayatımda katlanamadığım bir grup varsa o da komplo teorisi üretmekten bıkmayan kitledir. kimseye inanmaz kimseye güvenmez yapılan her şey birilerine zarar verilmek içindir vs.
    bu kitlenin temel bakış açısı şu ; yağmur yağdığında şemsiye açıyoruz o zaman yağmurun yağma nedeni şemsiyeler çünkü yağmur yağmasa şemsiye açılmazdı. aynı bakış açısıyla ilaç firmaları bu hastalığı yaptı çünkü aşı satmaları lazım. temelde tek söyledikleri bu. oysa bu adamlar bu kadar güçlüyse niye hastalıkla uğraşsın her gün sattıkları ağrı kesicilerin içine x bir madde koyar bir hastalık uydurdurdu gibi onlarca soru çıkar ama o yola girmek istemiyorum.

    bu grupların başını çeken şarlatanlar her yanımızı kaplamış durumda. yok efendim doktorların dediğini yapmayın onun yerine gidin "eşeğin çükü otunu için iyileşirsin bunu size söylemiyorlar" ... ama benim sitemden 10 gamını 170 tl'ye satıyorum diyen doktor kılıklı soytarıların yüzbinlerce takipçisi var.

    aşı olanlarda kalp kası iltihabı oluyormuş. bu konuda yapılan ilk araştırma aşı karşıtı olanlar tarafından her yerde kullanıldı ama o araştırma geri çekildi.
    https://www.indyturk.com/...le-geri-%C3%A7ekildi

    yok efendim benim kirvem aşı oldu sonra gözünde kuyruk çıktı muhabbeti de hiç bitmedi. milyarlarca doz aşı oldu insanlar bak milyarlarca kaç tanesi aşı nedeniyle öldü? işlerine gelince verileri kullanan aşı karşıtları yoğun bakımlarda ki aşılı oranlarının %5 bile olmadığını görmezden geliyor.

    ayrıca bu aşıyı olunca sizi sonsuza kadar koruyacak diye kim dedi? her yıl grip aşısı oluyoruz niye bir kere olduk tekrar oluyoruz demiyor millet? 10 yılda bir tekrar edilmesi gereken dünya kadar aşı var.

    bireysel örnekler bu kitlenin en çok kullandığı propaganda örneği. komşum ve ek olarak çok yakın iş yaptığım bir müşterim bu "aşı karşıtı değilim ama" tayfasındandı. her gün whatsapp gruplarından aşı olanlara kobay bile demişlikleri var ve maalesef covid oldular bir tanesi o soytarıların önerilerini yapıyordu yok nane yağı yok zerdaçal yok bilmem ne otu dedi durdu ama maalesef vefat etti. bir diğeri tam 50 gün yoğun bakımda kaldı yoğun bakımdan çıktığında adamın saçları bile dökülmüş çıktı ne vardı aşı olaydın dedim "cehalet işte" dedi.

    doğal dediğiniz şey illa doğru olacak diye bir şey yok. dünya değişiyor 1940 yılında 40 yıl yaşayan insan çok yaşadı deniyordu hepsi çok doğal şekilde yaşayıp ölüyordu. şimdi ise bir tansiyon hapı ile insan hayatı 10 yıl uzadı ama "doğal" değil. ya da kanser için kullanılan kemoterapi ilaçları hiç doğal değil ama yüzbinlerce insanın ömrünü uzatıyor.

    metnin özü şu bu lanet hastalık nereden çıktı bilmiyorum umurumda da değil ama tüm dünyayı ve neredeyse tüm doktorları satılmış hain ilan etmek nasıl bir akıl tutulmasıdır!? karpuz alırken bile karpuzu satan adama güveniyorsunuz bir zahmet bu konuda da ömrünü vermiş insanlara güvenin.

    aşı olup yaşadığı topluma fayda sağlayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

    düzeltme : yanlış kelime
  • 1156
    2 kez geçirdiğim lanet hastalık. ilkini geçirdiğimde aşım yoktu, henüz aşı bile çıkmamıştı aslında. aşı çıkınca hastalığın yok olacağı konuşuluyordu. ha çıktı, ha çıkacak, 1. faz, 2.faz derken aradan 3 yıl geçti. ikincisine yakalandığımda 2 aşım vardı. kendi hissettiklerime bakınca ilki ve ikincisinin arasında hiç bir fark hissetmedim. sadece endişemiz bu hastalık veya aşılar ileride başka hasarlara neden olur mu!
  • 1157
    sen bilirkişi misin? sen uzman mısın? tepkisine maruz kalmayacaksam, iki doz aşısını zamanında olmuş bir vatandaş olarak, çerçevesinin belirlenmemiş olması dolayısıyla aşı zorunluluğunun zorbalık olduğunu düşünenlerdenim. annemin fmf teşhisi var ve uzun zamandır da kolşisin kullanıyor. aşıdan evvel covid geçirdi tedbir amacıyla negatife dönene kadar hastahanede yatırdık, bu süreç boyunca ateş, nefes darlığı semptomlarını hayatının etkileyecek düzeyde yaşamadı. aşı sırası geldiğinde kararsız kalıp bir kaç doktor arkadaşımla istişare ettim aşılanması gerektiği konusunda fikir belirttiler nitekim aşı olmayı kendisi de istedi tabii ama ilk doz aşıdan sonra ciddi şekilde problem yaşadı yüksek ateş düşük satürasyon vs. sürekli başındaydım, oysa kovid geçirdiği dönemde çok daha iyi durumdaydı. yüksek ateş ve eklem ağrıları eşliğinde (kendi hastalığının atak halindeki belirtileriyle aynı) bir kaç gün geçirdikten sonra şükürler olsun iyileşti annem.

    bütün bu yaşadıklarım ışığında bu tarz hastalığı olanların aşı yaptırıp yaptırmaması konusunda gerekli ve yeterli araştırmanın yapılmamış olduğunu görerek aşı zorunluluğunun büyük risk olduğunu düşünüyorum.

    not: salgın başladığından beri hastalığı hiç geçirmedim annemin hastalığı döneminde yanında olmama rağmen hem de. geçirmiş ama bilmemiş olamam çünkü aşı yaptırmadan önce merak edip antikor testi yaptırmıştım. geçiren herkese geçmiş olsun umarım kısa zaman içinde tarihe karışıp gider bu hastalık.
  • 1160
    tam tamına 2 yıl ve 5 (yazıyla beş) aşıdan sonra beni bulmuş hastalık. tahminimce 4 şubat sakin konserinde kaptım. hastalık nasıl gelişti anlatayım, belki birilerine yardımı dokunur.

    konserden 5 gün sonra çok üşümeye başladım ama zaten istanbul o kadar soğuk ki buna hiç şaşırmadım. çok üşüyüp soğuk yedikçe rhinovirus benzeri bir soğuk algınlığına yakalandığım inancı bende giderek arttı. 3. gün burnum tamamen tıkandı, eski dost sinuzit geldi. sağlıkçı olmamın avantajıyla gidip bir waters grafi çektirdim. bütün sinüsler doluydu. burnum tıkalıydı, zehirlenmiş gibi hastaydım, başım çatlıyordu, kafamı öne eğdikçe kemiklerimin içinde hareket eden sıvıyı hissediyordum. kesin sinuzittim. 1 ay önce benzerini yaşamıştım, covid testim negatif çıkmıştı. burnuma çubuk sokturacak halim hiç yoktu. test vermedim. rapor bile almadım işe devam ettim. haftasonu geliyordu, iyileşir devam ederim diye düşündüm. acı dolu 3-4 günden sonra nefes alabilmeye başladım. ama çok üşüdüm. ömrümde olmadığı kadar çok üşüdüm. solar minimum mudur ne halttır onda olduğumuzdan önemsemedim.

    dün kronik akciğer hastalığı olan bir büyüğümüzle kahvaltıya gittik hastalığımın 5. gününde. önden aradım, hastayım antibiyotik alıyorum ama sinuzit dedim. "ben de alıyorum boşver" dedi. yine donarak kahvaltı edip eve döndük. eşim "bende bir kırgınlık var" dedi. sabah "hala var" dedi. arkadaşlarımızla buluşacaktı. "test ver öyle git, sonuçlar çıkana kadar maskeni çıkarma" dedim. "bir şey olmaz" dedi. öğlen test verdi; pozitif. akşam ben test verdim; pozitif.

    şimdi bunları neden detaylı anlattım? salgının başından beri her hasta olduğumda hemen gidip test verdim, kendimi izole ettim, hastalarımı korudum. genelde bu önlemlerim, "hastalık hastası olmakla", "covidden ödü kopmakla" "çok abartmakla" hatta covid komiseri olmakla filan karşılandı. bu kez yapmadım. hem ben bıkmıştım, hem gerçekten burnum çok acıyordu hem de "pimpirik" algılanmaktan bezmiştim. bu salgının başından beri verdiğim 5. test. ilk kez hastalanıp test vermedim, onda da pozitif çıktım.

    bakın salgın gevşemiş olabilir, insanlar gevşemiş olabilir. ölüm oranı düştükçe egemenler kaybettikleri işgücünü 5. günde işe geri çağırıyor olabilir. hepimiz bıktık ayrıca gerçekten bıktık. ama salgın önlemlerine aynen devam edin. sosyalleşin, maskenizi çıkarın hatta. ama hasta hissederseniz maskenizi takın, testinizi verin, azıcık izole olun. sonra benim gibi "birinin ölümüne yol açar mıyım" diye derde düşersiniz.

    son olarak sevgililer gününde sevgilimle pozitif çıkmamızın minnoşluğu deyip susuyorum.
  • 1161
    tertemiz yakalandığım pandemik virüs. 2 senedir tüm kurallarıyla kaçıyorum ve sonunda bir anlık gevşeme ile yakalandım. inanılmaz ağır geçirmesem de çok can yakan bir hastalık.

    uyarı mahiyetinde yazmak istedim ki, maske takmayı, aşı olmayı ihmal etmeyin…

    bu hastalığa yakalanan herkes gibi şunu da vurgulayayım, covid mi oldum demezsiniz, kesin covid olsun dersiniz, çok belirgin bir ağırlığı var.

    herkese sağlıklı günler…
  • 1167
    pazartesi yaptırdığım pcr testinin sonucu bugün geldi, maalesef pozitif.
    3 doz biontech aşıya rağmen zaman zaman ağır grip gibi geçiriyorum. belirtiler: kuru öksürük, halsizlik, baş, bel ve eklem ağrıları, solunum yolları adeta yanıyor.

    işin ilginç yanı, 2 senedir korunduğum bu virüse almanya’dan 1 hafta tatile gittiğim antalya’da yakalandım.

    kaldığım otel, çenelerine, burunlarına, yanaklarına, popolarına güzellik operasyonu ve botoks yaptıran iranlı ve azerbaycanlı (nevruzdan dolayı) turistlerle doluydu.

    maalesef (otel ücretsiz maske dağıtmasına rağmen) turistler ne maske takıyor ne de sosyal mesafeye dikkat ediyorlar.
    öksüre, öksüre büfedeki yemeklerin etrafında dolaşıyorlar.
    belki de yaptırdıkları güzellik operasyonları görünsün diye maske takmıyorlar.

    otel dışında esnaf da maskeden bihaber. hatta maske kullandığım için “korkma virüs mirüs yok” diyen oldu.
    neyse yakalandık tez atlatırız inşallah.
  • 1171
    kız arkadaşımın 3 gündür süren ateş ve halsizlik sonucu yaptırdığı testle yakalandığını öğrendiğimiz hastalık. işin garibi 45 metrekare 1+1 evde 7/24 dip dibe yaşamamıza rağmen benim testim negatif geldi ve hiçbir semptom göstermiyorum.

    3. doz aşımı yaklaşık 2 ay önce olmuştum. aşı semptomları hafifletiyor diye biliyorum ama acaba toptan hastalığa karşı koruma durumu mu da var mı diye merak ettim. yoksa hayatı boyunca abuk subuk ne kadar hastalık varsa hemen yakalanan ben covid konusunda allah'ın sevdiği kulu muyum?

    edit: 9 gün sonradan bildiriyorum, yakalanmadım hastaliga.
  • 1172
    tam 1 ay önce ilk defa yakalandığım, ilk gece üşüyüp sabah birkaç saatlik halsizlikle atlattığım hastalık. asıl sorun şimdi başlıyor ya da başlamıyor bilemiyorum. doktor arkadaşlar varsa yardımlarına ve önerilerine açığım.

    aradan tam 1 ay geçti ve göğüs ağrısı çekmeye başladım. bu ağrı devamlı olmayıp özellikle yürüyüp oturduktan, yattıktan sonra batmayla karışık şiddetlenen ve sonra yavaş yavaş geçen ağrılar. ama bu bir efor sarf ettikten sonra gibi değil. mesela yürüyüş yapıp durduğumda olmazken evde su içmeye kalkıp sonra aniden oturdugumda kalp hızıyla nokta nokta vuran ağrılar ve sonra yavaşlayan. yalnız şöyle bir şey de var bu ağrı bende covid öncesi de bir kere oldu. sadece bu kadar uzun sürmedi. önce sırttan başladı, sonra omuzum ağrıdı (bu bende soğuk yediğimde hep olur) o kadar ağır bir omuz ağrısıydı ki acile gittim iğne olmaya. sıra beklerken göğsüm ağırmaya başladı ve çekilen ekg'de ve kan testinde bir sorun çıkmamıştı.

    2 gün önce göğüs hastalıkları hastanesine gittim ve orada da film çekildi. ciğerlerimde herhangi bir sorun olmadığı söylendi. kan testi de temiz çıktı. yaklaşık 5-6 gündür sürüyor bu durum. son 1-2 gündür daha rahat ama özellikle yine yatarken bir ağırlık ve baskı var. bu arada sindirim sistemim de bozuldu. kötü besleniyorum ve dengesiz hadi bunu ona versem göğüs ağrısı durumunu çözemedim. sıradan bir kas ağrısı mıdır yoksa covid sonrası yaşanan bir şey mi bilemiyorum. sigara alkol de kullanıyorum bu arada. şimdi de kardiyolojiye randevu alıp gitmeyi düşünüyorum. dediğim gibi önerilere ve yardıma açığım.
  • 1173
    bu kervana katılmış bulunmaktayım. çarşamba sabahında bir kaç saat süren bel ağrım oldu. covidden şüphelendim. evde bulunan antijen testinden yaptım 2 kere negatif çıktı. cuma günü ses kısıklığı olunca tekrar test yaptım. pozitif verdi. bunun üzerine kendimi karantinaya aldım. ılk belirtilen sonra ki günü baz alarak 5 günlük karantina uyguluyorum. yarın bitecek. bugün yaptığım teste çok silik pozitif çizgi var. bir-kac gün maskeli dolaşacağım. büyük ihtimal pazar ya da pazartesi bu virüsü aldım. bugünlerde maske kullanımında daha rahat bırakmıştım kendimi. hemen kaptık. kısaca maske ve mesafe gerçekten koruyor. kendi vücudumu tanıdığım için acaba dedim. nerdeyse a-semptomsuz atlattım. bir-kac saat süren bel ağrısı, ara ara gelen boğaz ağrısı dışında bir belirti vermedi. bu virüs bitmedi. kronik rahatsızlığı olanlar ya da akrabalara sahip olanlar bence çok dikkat etsinler.
  • 1174
    bizim eve ikinci kez uğramış olan hastalık şeysi. annem pozitif, babam ve ben de negatif kalmaya çalışıyoruz. ek olarak kardeşim, eşi ve ailesinden de bir miktar pozitif vakamız var. 2 yıl önce benim hastalığımda ses kısıklığı ve gıcık tarzı bir öksürük vardı, annemde nezle ve halsizlik şekline kendini gösterdi. 3 aydır spor salonuna gitmeme rağmen en ufak bir sorun yaşamadığım halde aile içi küçük bir etkinlikte işin bu noktalara gelmesi de ironik oldu bir yandan.

    yine de bizim* mesela türkiye'nin ortalama bir şehrindeki gibi kalabalık toplu taşıma araçlarına, avm'lere, 600 sıra beklenen devlet dairelerine falan girip çıkma durumumuz yok. haziran ayı sonu itibarı ile gündüz sıcaklığının da 35 derecelere geldiği şu günlerde ya doğrudan bir covid hastası ile aynı odada uzun süre kalmanız ya da farkında olmadan aynı şeyi yiyip içmeniz falan gerekiyor yakalanmak için. ki bizde 2 yıldır devam eden test zorunluluğu kalktığı için semptom göstermeyen ya da önemsemeyen vakalar da aralarda dolanmaya devam ediyor*.

    garip bir olay bu covid ve sıradan vatandaş seviyesinde hala %100 açıklanabilir seviyeye gelmedi aradan geçen 2 yılı aşkın sürede. dün işe gittim mesela, maske takıp uzaktan seslenen hatta hiç yakınlarıma gelmeyen de vardı, normal bir gündeki gibi davranan da vardı. cumadan beri 4 antijen 1 pcr testim negatif çıktı. bugün yapmamayı düşünüyorum herhangi bir semptom da gelişmediği için. ama bir yandan da yapmak istiyorum ne olur ne olmaz diyerek.

    maske takın, elinizi yıkayın falan filan demek de zor. ben de takmıyorum artık mesela, zaten zor, bu sıcaklarda daha da zor. ama zaten ekonomik kriz sağ olsun(!) bir an önce hafta sonu olsun da evde ekstra masraf çıkmadan oturalım kafasına geldiğimiz için doğru dürüst dışarı çıktığımız da kalmadı. iş ortamı da fazla sirkülasyonun olmadığı ve ferah bir oda olunca nispeten rahattık aslında...

    ya da ne bileyim işte...
  • 1175
    sonunda bana da uğrayan hastalık. geniz ve burun akıntısı, boğaz ağrısı, ateş ve halsizlik şikayetleriyle hastaneye gidip test yaptırdım ve sonuç pozitif. hastaneye gittiğimde doktor vaka sayılarının arttığını ve yeni bir dalga geleceğini belirtti. ağır atlatıyorum özellikle ilk gün çok kötüydü. nefes alıp vermekte zorluk yaşıyorum ve şu an tüm vücudum ağrıyor. dikkat edin arkadaşlar bu virüs bitmeyecek gibi tedbiri bırakmamak lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın