• 102
    israil'i desteklediğine dair popüler bir yargı içeren içecek markası. temel itiraz bu şekilde ve bu marka zaten bu boykotun yıllardır bilinen yüzü. dolayısıyla bu algı doğru olsun ya da olmasın insanların veya insan gruplarının hareket tarzını etkiliyor. beşiktaş'ın ve trabzonspor'un teklifi reddettiğini şimdiden biliyoruz. sebep ekonomik değil. yine galatasaray ve fenerbahçe ise kabul etmiş görünüyor. bu tablodan koca koca manalar çıkarılıyor ve işin sonunda birileri yine algılar yüzünden kahraman olacak veya lanetlenecek. hatta fenerbahçe bu teklifi kabul etmeseydi galatasaray bu teklifi tek başına kabul eder miydi, hiç zannetmiyorum. bu tekliflerin sayın cumhurbaşkanının izni olmadan yapıldığını düşünen varsa buyrun sayın cumhurbaşkanına tepki gösterin.

    filistin davasına çok büyük saygı duyuyorum. 2 yıldır dünya farklı bir yöne doğru da gidiyor inşallah. ama boykottur bilmem nedir bu davayı bence sulandırmaktır. türkiye'de milyonlar filistin'i desteklemeyi üç beş markayı almamak üzerine kurdu. ve böyle vicdan rahatlatıyoruz. işin ekonomisi arzı talebi hala var ama işte biz üç beş markayı lanetledik şeklinde basite indirgenmiş durumda. kola zaten zararlı bir şey. boykot etmeyin, onun yerine müstağni olun desek yani bu kendinize zarardır, yaşam tarzınızı değiştirin, tamamıyla tüketim kültürünü boykot edin desek o da yok. bizde basit yaşamak direkt fakirlik algısı demek. ne de olsa ye kürküm ye milletindeniz. onun yerine varsa yoksa mcdonald's, starbucks, coca cola üzerinden bir hikaye anlatılıyor. bu mudur abi filistin davası. varsayalım ki bunlar doğrudan siyonizm malı. o koskoca ekonomik gücün hatta sistemin dişlileri bunlar mı yani. yok abi bu kadar basite kaçmayın lütfen. galatasaray coca cola'dan sponsorluk alınca da siyonizm destekçisi olmuyor kusura bakmayın. nasıl ki chp boykotundaki bir ürün bize sponsor olunca chp düşmanı olmuyorsak yine durum aynı. biz spor kulübüyüz. bu ülkede bu marka yasaklanmamışsa bize sponsor olmalarında hiçbir mahzur yoktur.
  • 103
    tepki tabi ki sivil toplum kuruluşları ya da benzer oluşumlardan gelebilir, gelmeli de ama ortada bir ekonomi var.

    coca cola'nın kulübe sponsorluğunu geçelim, birçok arkadaşın değindiği gibi ülkede de istihdam sağlayan bir şirket. eğer somut bir destek varsa ve bu kanıtlanabiliyorsa ve bu oradaki katliama yönelikse öncelikle ilişiği kesmesi gereken kurum devlet olmalı diye düşünüyorum.

    filistin meselesi gerçekten üzücü, orada yaşananlar belli. bununla birlikte zarar gören çocuklar ve masum-mazlum insanlar dışında orta doğu'ya dair hiçbir manevi bağ ve bağlantı hissetmiyorum.

    bu arada kolayı da sağlıksız olduğunu bilmeme rağmen birçok insanın aksine çok çok nadir ve sadece sabah kahvaltısında tüketirim.

    o teklifi reddettiği söylenen beşiktaş isimli kulüp; onları giydiren de adidas, bir israil futbol kulübü maccabi haifa'yı da giydiriyor adidas. hadi, hemen yarın anlaşmalarını sonlandırsınlar.

    https://shop.mhaifafc.com/
  • 104
    boykotun sebebini merak edenler için, kısa bir araştırma ile öğrendiğim bilgiyi paylaşayım.

    "coca-cola'nın, çalınmış filistin toprakları üzerine inşa edilmiş yasadışı bir israil yerleşim birimi olan atarot'ta bir fabrikası var. bu yerleşim birimlerinin inşası için filistinli topluluklar zorla yerlerinden ediliyor . bu, uluslararası hukuka göre yasa dışıdır "

    https://www.boykot.co/d/coca-cola

    ayrıca sayın sözlük ahalisi, bu tarz çok büyük markaları kolay boykot edemezsiniz. onlarında boykot kırıcı eylemleri var. örneğin google'da kolay kolay aleyhlerine bir şey bulamazsınız. adamlar milyonlarca dolar reklam veriyor google'a. imajlarını bozacak haberleri, yorumları kolay kolay arama motorunda üst sırada göremezsiniz. bir şey arattırdığınızda kendi cevapları çıkar.

    mesela coca cola'nın dünyanın en kötü plastik kirleticisii olduğunu biliyor muydunuz?
    https://www.greenpeace.org/...n-plastic-pollution/

    bilemezsiniz, hem çevreyi kirletir, hem de kuzey kutbunda ayılarla sevimli reklamlar çekerler. hem filistin'de yasadışı fabrika kurar hem de ramazan'da en çok reklamı onlar verirler.

    büyük stratejiler bunlar, mesela çobani'nin fener sponsorluğu boşuna mı sizce? bu kadar parayı vermelerinin sebebi ne olabilir? açılım süreci ile ilgisi ne kadar? fener gördüğünüz gibi zorla ittirilyor, yarın şampiyon olurlarsa milyonlarca fenerlinin gönlüne girer chobani, stadda pankartları açılır, yarın birgün fabrika açarlar istihdam yarattıkları söylenir, siz de tavuk dönerin yanında afiyetle ayranlarını içersiniz.
  • 105
    "oyun büyük yiğenim" tayfası tarafından yıllardır anlamsızca eleştirilen firma.
    somut bir delil bulamayınca bu kez “bu bilgileri zaten internette bulamazsın, adamlar çok güçlü, büyük resmi görün” demeye başladılar. yıllarca milli takıma sponsor olduğunda tepki almayan şirketin birden hedef tahtasına oturtulması da ayrı bir ironi.

    hükümet bu şirketin faaliyetlerine izin veriyor, üstelik israil’le yapılan ticaret tam gaz devam ediyor. hükümete veya direkt rte’ye tepki göstermeye cesaret edemeyenlerin kulüpler üzerinden vicdan rahatlatma çabası gibi duruyor.

    bazı arkadaşların yaşı yetmez ama cola turka çıktığında da coca-cola boykotu vardı. sebep: ismini tersten okuyunca dinimize küfrediyormuş. akılalmaz bir iddia yüzünden bir sürü insan kandırıldı. benzer şekilde starbucks boykotu da espressolab denen yandaş şirketi büyütmek için kullanıldı.

    gerçekten israil boykotu yapmak için sadece coca-cola içmemek yetmez. amerikalı şirketlerin hepsini boykot etmeleri gerekiyor. buna kullandıkları telefonlar, bilgisayarlar ve bolca vakit geçirdikleri sosyal medya platformları da dahil. yiyorsa bunları da yapsınlar.

    filistin’i desteklemenin yolu kola içmemekten veya sosyal medyada, ki bunlar da amerikan malı, paylaşım yapmaktan geçmiyor. daha fazla ve etkili yolu var.
  • 106
    bir gazlı içecek üreticisi. israil boykotunun lider markaların dan birisi.ama siz siz olun burasının türkiye olduğunu unutmayın. size söylenenlere inanır ve bugün boykot edersiniz katile kurşun veriyor dersiniz yarın bir numralı vatansever olurlar şaşırırsınız. saçmalama diyenler için iki örnek vereyim. birincisi bu ülkenin milliyetçi geçinen ve ultraslanın liderinin de mensubu olduğu bir parti kürsüsünden apo ya bölücübaşı asılsın diye ip atarlen bugün kendisine kurucu lider diyor. bu arada her maç free palastine asan ultrsalanın teröristle pazarlık olmaz pankartı açtığını görmedim. ikincisi mavi marmara gemisindekiler yıllarca kahraman gibi anılırken bir gece giderken bana mı sordular oluverdiler. kısaca tepkinizi kendi kantarınızı da tartıp ülkeniz için geleceğiniz için verin sosyal medyada popüler olanlar için değil. başka türkiye de yok başka galatasay da yok.
  • 107
    galatasaray’ın bu sponsorluktan kazançtan çok kaybedeceği edeceği aşikâr.

    biraz uzun bir entry olacak, fikren asla birleşemeyeceğim insanlara hak verdiğim bir kaç konudan biri olduğu için sadece vicdanımla yazacağım, o yüzden şimdiden kusura bakmayın.

    uluslararası insan hakları terminolojisinde bir kavram vardır; complicity, yani “dolaylı işbirliği” veya “suça katkı”. hukuk literatüründe küresel örneklerine denk gelebilirsiniz. çok yakın zamanda rusya-ukrayna savaşında çok fazla örneğine denk geldik, küresel rus şirketlerin nasıl sistem dışına itildiğini vs.

    neyse, konumuzdan sapmadan, birleşmiş milletler’in işgal altındaki topraklardaki ekonomik faaliyetleri izlemek için geliştirdiği şirket veri tabanı raporlama çerçevesi de tam olarak bu kavramın etrafında düzenlenmiştir. bm insan hakları yüksek komiserliği (ohchr), işgal altındaki topraklarda ekonomik faaliyetlerin devlet politikalarının sürdürülmesine nasıl katkı sağlayabileceğini tartışır.

    bu çerçevede mantık çok nettir. bir ülkede yatırım yapmak, üretim yapmak, istihdam yaratmak, vergilendirilmiş ticari faaliyet yürütmek, o devletin ekonomik altyapısını güçlendirir.

    ekonomik güç ise, devletin hem askeri kapasitesinin, hem siyasi etkisinin, hem de uyguladığı politikaları devam ettirme kudretinin temel kaynağıdır.

    dolayısıyla uluslararası hukuk açısından bile şu basit gerçek görmezden gelinmez;

    bir devlet ağır insan hakları ihlalleri işliyorsa, onunla ticaret yapan her küresel aktör dolaylı veya doğrudan o devletin kapasitesinin devamına katkıda bulunmuş olur. ama bazı devletlere yaptırım uygulanamıyor tabi, o bambaşka bir konu.

    bu çerçeve kişisel görüş değil; birleşmiş milletler’in kullandığı yapısal analiz yönteminin kendisidir. nitekim whoprofits gibi küresel kabul görmüş bağımsız araştırma kuruluşları, işgal altındaki bölgelerde faaliyet gösteren şirketleri incelerken tam olarak bu mantığı temel alır. whoprofits, coca-cola’nın israil şişeleyicisi olan central bottling company (cbc)’nin doğu kudüs’teki atarot sanayi bölgesi’ndeki dağıtım ve soğuk depo tesisleri ile işgal rejiminin ekonomik altyapısına entegre olduğunu açık biçimde listeler. yine (ohchr)’nin veritabanlarında adının geçtiği ihlalleri bulabilirsiniz.

    cbc’nin bağlı şirketi tabor winery, üzüm tedarikini batı şeria yerleşimleri ve işgal altındaki suriye golan tepeleri gibi uluslararası hukuka göre “yasadışı yerleşim” statüsünde olan bölgelerden sağlamaktadır. bu durum, bm’nin raporlama çerçevesinde “yerleşim ekonomisine ekonomik katkı” olarak değerlendirilen faaliyet türlerine yakındır.

    öte yandan coca-cola israil, binlerce çalışanı olan, geniş bir tedarik zincirine hükmeden ve büyük bir global pazar payına sahip ekonomik aktördür. israil’in gazlı içecek pazarının 2024 itibarıyla yaklaşık 1,48 milyar dolar gelir elde etmektedir. bu faaliyetler, doğal olarak devletin vergi gelirlerine, ekonomik dinamizmine ve kurumsal istikrarına, %100 vergilerle gerçekleştirlen askeri operasyonlarına doğrudan katkı sağlar.

    dolayısıyla şu sonuç ahlaki ve yapısal olarak kaçınılmazdır;

    bir devlet uluslararası hukuku ihlal eden eylemler yürütüyorsa, hastane bombalamak, çocukları, bebekleri katletmek gibi; o devletin ekonomik sisteminde faaliyet gösteren küresel şirketler ister gıda, ister teknoloji, ister perakende fiilen o sistemin sürdürülebilirliğine katkıda bulunur.

    nitekim airbnb’nin yerleşim bölgelerindeki ilanları kaldırma karşılığında çekildi. ben & jerry’s gibi bazı markalar işgal altındaki bölgelerde satış yapmayı durdurduğunu açıkladı, birkaç moda/perakende şirketi tedarik zincirlerini yeniden düzenleyerek israil bağlantılı üretimi azalttı, kimi küçük teknoloji firmaları ise kamuoyu baskısıyla israil pazarından çekildiğini duyurdu. ancak bu örnekler sınırlı, kısmi ve genellikle sembolik adımlar olup, büyük küresel şirketlerin çoğu hâlâ israil’de faaliyet göstermeye devam etmektedir.

    bu mantığın coca-cola, mcdonald’s, intel, hp, nestlé, google, amazon gibi tüm küresel markalara hatta ülkelere, yönetimlerine eşit biçimde uygulanması, çifte standardı ortadan kaldırır. keşke hepsine yapılsa. burada bahsedilen şey “suçlama” değil; bm’nin ve insan hakları araştırma ağlarının yıllardır tartıştığı ekonomik sorumluluk gerçeğidir.

    yani “bilmiyorsunuz” diye itham ettiğiniz insanlardan farklı değilsiniz. bir halt bildiğiniz olmadığı gibi, haddinizi de bilmiyorsunuz. bilmediğiniz bir konuyu politik düzlemden ele alıp ahkam kesiyorsunuz. galatasaray kimsenin babasının malı değil, her fraksiyondan insan, her fikir ve hayat tarzından bireyler gönül verip destekliyor. ben herkese ve taleplerine saygı duyuyorum. ama aşağılamalarına değil. ahlaki zeminde olan, sizinle örtüşmeyen bir duruşu siz taşımıyor olabilirsiniz, tercihinizdir. bireysel hayatınızda dilediğiniz kararı alıp yaşayabilirsiniz, tercihinizdir. ancak aksi de bir tercihtir. buna saygı duymayı, birbirimizi anlamaya çalışmayı öğrenmeliyiz. burada anlatılmak istenen, taraftarın böyle bir talebi olabilir, sonucu olacak/olmayacak. farkındalık uyandırabilecek ellerinden gelen tek şeyi kamuoyu gücünü kullanıyorlar insanlar.

    sonuçta mesele tek bir markanın sicili değil, bu markanın adı çıkmış, ve haksız değil. bundan çok daha çıplak bir gerçek var. bir devlet çocuk öldürüyorsa, onun ekonomik düzenine entegre olan her şirket, ister içecek satsın, ister mikroçip üretsin, ister turizm hizmeti versin, o devletin kapasitesinin bir parçasına dönüşür. kimisi airbnb gibi geri adım atar, kimisi ben & jerry’s gibi satış durdurur, kimisi sessizce tedarik zincirini değiştirir; ama geriye kalanların hepsi, faaliyetleriyle aynı makinenin dişlisidir.

    uluslararası hukuk buna “complicity” der; biz ise daha basit bir şey söyleriz. onu burada zikretmeye gerek yok.

    çocukların öldürüldüğü bir yerde tarafsızlık yoktur. iş yapmaya devam eden herkes, her marka, her siyasi aktör israilin katliam politikalarının görünmez paydaşıdır.
  • 109
    türkiye'de üretim yapan, doğrudan 3 bin dolaylı 30 bin çalışanı olan bir marka. israil'e direkt destek verip vermediğini bilmiyorum ama o boykot listesine girmesinin starbucks, burger king gibi siyasi olduğunu düşünüyorum. açın yazın bakın mercedes israilli bir derneğe filistin'e karşı destek için 1 milyon euro destek verdi. bir yerde gördünüz mü mercedes'e boykot? çünkü devlet erkanlarımız biniyor. bu boykot işinin ülkemizde siyasi olarak işlerine geldiği konularda olduğunu ve iki yüzlü davranıldığını düşünüyorum.
    bu yazdıklarımdan israil'i desteklediğim düşünülmesin devlet olarak zalim ve soykırımcıdırlar..
  • 110
    en sonda değil en başta söyleyeyim, sponsorluktan gerçekten vazgeçmişsek çok isabetli olmuş. israil devletine ulaşan kayıtlı ve kayıt dışı fonun büyük bölümü çok uluslu şirketlerin hissedarı olan yahudi sermayesi. bu sermaye gruplarının diğerlerinden net bir şekilde daha fazla yatırım yaptıkları coca-cola'dır. deterjan ve şampuan gibi para basan kalemlerde de ciddi yatırımları var ama coca-cola'dan her yıl on milyarlarca dolar sadece hisse gelirleri söz konusu. israil, son 30-40 yılda avrupalı sermaye grupları ve halk nezdinde pek kabul görmüyor. amerika ve avustralya'da ise israil ve yahudi lobisi çok makbul. buralardan israil'e oluk oluk akan para, dökülen kana tahvil oluyor.

    endüstrileşen futbol ortamında ne kadar gerçekçidir bilemem. belki de romantik yaklaşıyorumdur olaya ona da saygı duyuyorum. ama biz renklerimizi bile 1400'lerdeki gül baba'nın bahçesindeki renklerden alıyoruz. biz başkası gibi olmak zorunda değiliz. belki de olmadığımız için kazanıyoruzdur kazandıklarımızı.
  • 113
    filistin'in en büyük 3. işveren ve en büyük 5. yatırımcısı. 5 fabrika ve 7 dağıtım merkeziyle 1000'i aşkın kişi direkt çalışmakta.
    boykot konusunda okuduklarım duygulandırdı.
    türlü iftiralarla suçlayan kulüp başkanının holdingini boykot edelim dediğimizde dalga geçiliyordu burada. koca holdingi batacak mı zannedıyosun deniliyordu. aynen ben de sen salça almıyorsun diye batacağına inanmıştım.
    aynı şey mi diyenler de çıkacaktır illaki ama mesele boykotsa bu kola firması ne yapmış anlatın öğrenelim. sen kulübünü direkt hedef alan bir şirketi boykot etmedin bugün hassasiyet duyduğun insanları 1998'de yatırım yapan ilk global şirketi boykot ediyorsun. beni alakadar da etmez ama burada kulübün bir geliri olacaktı.
    ayrıca artık bu sponsorluk işleri ile ilgilenen her kimse teşekkür etmek gerekiyor bir öyle bir böyle olmuyor kaçıncı iptal olan sponsorluk bu.
    umarım türkiye'den israil'e direkt ihracat yapan şirketleri ve bu kolayı satan markaları da boykotluyosunuzdur.
    ayrıca suyun karşı tarafında bu kadar ses çıkmadı. allah filistin halkının yardımcıları olsun ama ucu niye bize dokunuyor anlaşılır değil.
    sponsorluk teklifi geldiğinde bu işle ilgilenen kişi kamuoyu araştırması yaptırsın demiyorum ama bu teklif gelmeden önce halkın halkı da boşver sözlüğün bile böyle bir bakış açısının olduğunu bilmiyordum. önceki senelerde bireysel tüketim tercihlerinde senin gönül verdiğin takımı terör örgütü ile ilişkilendirenlere karşı uyardığımızda dalga geçiliyordu buralarda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın