yazmak için cezaların açıklanmasını beklemekteydim. sonuç olarak açıklandı ve federasyon tarafından gerçekten ağır cezalar verildi. ne kadar sözlükte galatasaray adına taraf olsak dahi objektif bakmakta yarar var. öncelikle bu cezaların ağır olmasıyla beraber gayet yerinde olduğunu ve federasyonun hiçte taraf tutmadığını düşünmekteyim. çünkü bu 'cemal nalga skandalı' basit bir olay değildir.
cemal nalga'nın hazırlık maçlarına tufan formasıyla çıkması, insanların kandırılabileceğinin düşünülmesi, cezasının resmi evrak üzerinde çekmiş gibi gösterilmesi ve bunu bu kadar bayağı, insanları aptal yerine koyarcasına yapılması düpedüz ahlaksızlıktır.
okan çevik,
cemal nalga ya da tufan bu saçmasapan şark kurnazlığına, ahlaksızlığa dahil olurken ne düşünmektelerdir gerçekten bir empati kuramamakla beraber özellikle bu iki isim ve bir kaç yönetici
galatasaray'ın adını, onurunu ve türk basketbolunu kirletmiştir.
neresinden tutsanız elimizde kalan bu olayın tek düzgün yanı ise
yiğit şardan'ın istifa etmesidir. türkiye'de hiç rastlanmayacak bir şekilde ( tren kazalarından sonra pişkin açıklamalar yapan ulaştırma bakanları, ölen gençlerin ardından ahlaksız yorumlarda bulunan aski yöneticileri, belediye başkanları vs. gibi ) basketbol şubesinin en tepesindeki yiğit şardan ( olaylardan haberinin olmadığına emin olmakla birlikte ) galatasaray duruşuna ve onuruna yakışanı yapmış istifa etmiştir. çok değerli bir yönetici olsa dahi böyle bir büyüklük göstermesi hem türk basketbolu hemde türkiye için önemli bir örnektir.
2010 dünya basketbol şampiyonasının ülkemizde yapılacağı sezonda bu kadar skandalın patlak vermesi ise aslında hiç o turnuvaya ev sahipliği yapmayı haketmediğimize de göstermektedir.
sonuçta galatasaray, oyuncular, yöneticiler cezasını çekecek ve büyük ihtimalle galatasaray küme düşecektir. bundan sonra spor adına umudum ise insanların akıllanması ve hatalardan ders çıkarması.