resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 10230
    normalde bir oyuncuyu bitirmeye karşıyım ama bu takımdan burak denen bozguncunun, sabri denen kazmanın acilen yollanması ve yasin'in kafasına vura vura çalıştırılması lazım.

    konuyu dağıtmadan kendisine dönersek şu golden sonra samimiyetsizce denizli'ye sarılmalar*, bencilliği yüzünden sürekli takımda cıngar çıkarmalar falan yetti artık. oynasa da oynamasa da bozuyor takımı. umut da kazma ama her maç köpek gibi elinden geleni yapmaya çalışıyor. burak yerine bitirilen umut oldu. halbuki burak'a teklif varken kıçına tekme konulmalı, umutla da dostça yollar ayrılmalıydı.
  • 10231
    eren derdiyoktan tek fazlası egosudur. diğer tüm özellikleri geridir. ama lobi onu galatasaray'da tutar. acilen kurumsallaşıp galatasarayı sömüren komisyoncu ve futbolculardan kurtulmalıyız. çok zarar veriyor burak galatasaray'a. oyunu koparacağımız anlarda koparamıyor sonra oyunu zora sokuyoruz. burada forvet öne çıkıyor işte. o da bizde yok.
    (bkz: 29 kasım 2015 kasımpaşa galatasaray maçı)
  • 10237
    karaktersiz futbolcu. takimini eksik oynatmaktan imtina etmez. trip yapar. bencildir. bir kere dahi olsa hava topuna ciktigi gorulmemistir. ofsayt kralidir. en cok faul yapan oyuncular listesinde hizli bir yukselis icindedir. takimi sabote etmek onemli vazifelerindendir. biri temas etse de dussem diye bekleyendir. gittigi gun bayram yaptiracak olandir. hakan sukur gibi jardel gibi tanju gibi forvet izleyenlere zulum gelendir. tez zamanda gitmesi dilenendir. allah kurtarsindir.
  • 10240
    bu adam karaktersiz ve kötü bir insan. bunu bu şekilde yazıp yazmamayı düşündüm. neticede galatasaray futbolcusu birini galatasaray mecrasında böyle yazmak yakışık alır mı diye ama bu adama yakışıyor. net olarak hamzaoğlu'nun kuyusunu kazdı. geldiği günden beri takımı kadronun özellikle 2013 ve 2014 yıllarında çok kuvvetli olmasına rağmen iyi oyun oynamamasının önündeki en büyük engeldi. hamzaoğlu'nun kuyusunu kazmasınada gram lafım yok sevmiyorsa yollatmak isteyebilir bizim futbolcular yeteneklerine göre profesyonel bir futbolcunun alması gerekenden çok fazla para alıp aynı düzeyde aynı fazlalıkta amatörlük sergiliyorlar. prandelli yollandı gidip odasına ağlamış prandelli için o dönem basın öyle yazdı laf etmedik.prandelli denilen hoca görünümlü taytlı gönderildikten sonraki hafta sonu oynanan gaziantep maçında son dakika golü attı maçı aldı. hamzaoğlu'nun ilk maçında akhisar karşısında kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiledi. hamzaoğlu'nun son maçlarında yine benzer bir şekilde takımı sattı koşmadı mücadele etmedi yeteneksizliğini örtmesi gereken pres, adam takip işlerini yapmadı. sakatlanınca takım düzene girdi bu arkadaş gelince tekrar başa döndü. hocası hamza hamzaoğlu'na devre arasında talip çıkarsa satın talimatından sonra takımı sabote edercesine bir oyun sergiledi. hocasını sabote etti buraya kadar bir sorunum yok profesyonel değilsindir anlarım ama yine hocasını arayıp bu adam ağlamış, çok üzülmüş hamza hamzaoğlunun gidişine artık nasıl üzüldüyse yeni teknik direktör mustafa denizli'ye ilk o koştu. denizli yollatıp başkası geldiğinde yine ilk o koşacak teknik direktörüne. umarım burada yeni bir teknik direktör görecek kadar ömrün olmaz seni sevmiyorum senden hoşlanmıyorum kazandığın parada en ufak bir hakkım varsa helal etmiyorum.
  • 10241
    bugün bir gol attı.
    yeni teknik direktöre koştuğu için "karaktersiz" oldu.
    yeni teknik direktöre değil asist yapan podolski'ye koşsaydı "yeni teknik direktör gelmiş, insan gider ona koşar" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    taraftara koşsa "şov yapıyor, yaranmaya çalışıyor, bize bu numaralar sökmez burak efendi" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    selçuk'a koşsa "asist yapan podolski'ye koşmadı, takım içi gruplaşma yapıyor" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    golü eşine armağan etse "futbolcu dediğin önce taraftara koşacak, taraftar bu adamın umurunda değil ki abicim" denir, yine karaktersiz olurdu.
    gol sevincini yaşamasa "artık gole bile sevinmiyor, bunun gibiler takımdan uzaklaştırılmalı" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    golü kaçırsa "takımı sabote ediyor, mustafa hoca'yı da göndertip babası fikret yılmaz'ı takımın başına geçirmek istiyor" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    cezası sebebiyle oynamasa "bilerek ceza aldı" denir yine "karaktersiz" olurdu.
    ceza yemese oynasa "teknik direktörü sabote etmek için ceza yemedi" denir, yine "karaktersiz" olurdu.
    rica ediyorum, lütfen yapmayın bunu artık.

    şimdi ben bu satırları yazdım ve burak'ı korumuş oldum ya (çünkü sizler için hakaret etmemek fiili korumak ile eş anlamlı) ben de "karaktersiz" oldum. ama sizi temin ederim karaktersiz değilim. tanısanız çok seversiniz beni, cidden bak. iyi bir insan olduğumu söylerler genelde. bu övgüleri almak için ekstra bir şey yapmıyorum. övgü almak için bir şey de yapmıyorum. art niyet taşımamak, fesat olmamak, saygılı olmak falan yetiyor. aslında kolay şeyler.

    hani bir laf vardır "iyi düşün ki iyi olsun". burak için yorum yaparken bu metafordan yola çıkabilirsiniz, tabi eğer isterseniz.

    saygılar
  • 10242
    podolski'nin 29 kasim 2015 kasimpasa galatasaray macinda carptirarak gol attirdigi futbolcu. 6 pas icinde bombos kaleye vurdugu topu kimse bana burak atti diye anlatmasin. o golu kacirabilecek tek insan evladi umut bulut'tur heralde. burak da birkac kere vursa kacirabilir. ne top surmekten haberdar, ne pasi var, ne teknigi var, ne de pozisyon bilgisi var. alindigi gunden itibaren selcugu da bozdu ileride cilgin paslasan forvet uyumunu da bozdu. yildirim carpmis gibi yere dusmelerine girmiyorum bile. dizibox'ta dizi acarken falan bahis sitesi reklaminda şşş yapan futbolcu ayrica.
  • 10243
    adam boş kaleye nasıl olduysa gol atıyor*, boş kaleye 'al ve at kardeşim' diyen adama dönüp bir kere bile bakmayıp direkt 2 günlük teknik direktörüne koşuyor. işin komiği, o 2 günlük yeni teknik direktörü bile el-kol ve yüz mimikleriyle 'arkadaşlarınla sevin, bana gelme, golü attırına git' diyor. karkateri gerçekten çok sağlammış! takımdan ayrıldığın günü iple çekiyorum tesadüfen lisanslı başı sürekli ellerinin arasında ağzı da bi karış açık manken.
  • 10247
    santrafor48 nickli arkadaşın yazdığına hitaben söylüyorum bu ayrıntıyı. mustafa denizli o kadar cin ve zeki bir adam ki bunların olacağını bildiğinden bana koşma diye işaret etmesine rağmen burak yine de ona koşmaya devam etti. koşma bana dedi çünkü nasıl yorumlanacağını biliyordu bu olayın. bu adam her giden hocanın ardından yeni gelen teknik direktörün ilk maçında gol atıp ona koşuyor. ben başka hiç bir futbolcuda bunu görmedim malesef. bir tek geçen yıl o enkazdan sonra hamza hamzaoğlu haketmişti o koşuyu, hatta ilk koşan yine kendisiydi. ben şahsen o koşuya bir şey demem çünkü haklıydı, kendisinin stoperlerin kucağına atıldığı iğrenç bir oyun anlayışında oynuyordu.

    ama be kardeşim bu adam her yeni gelen hocaya koşu yaparsa ben onun samimiyetinden ve karakterinden de şüphe ederim, hoca kuyusu kazmakla da itham edebilirim. (buradaki ben kelimesi taraftar) mustafa denizli niye bana koşma diye o kadar uğraştı bir düşünmek gerek. ve yine bence devre arasında ilk yollayacağı adam burak olacak hocanın.

    edit: hala burak iyi niyetlidir diyenler için iki anekdot paylaşacaktım. onları yazmayı unutmuşum.

    1- burak' ın kendi ağzından çıkan ve gazetecilerin de bizzat şahit olduğu konu. forvette sayısal olarak bir eksikliğimiz var açıklamasından sonra burak hamzaoğlu' na " hocam forvet eksiği mi var takımda" diye çıkışmıştır. bu daha bu sezon olan olay bu.

    2- herkesçe malumu oluna bir diğer konu da burak' ın "hocayı biz şampiyon yaptık, şimdi bizi beğenmiyor" demesi etrafına.

    ikincisini onaylatamayız hiç bir zaman ancak birinci söylediği ve söyleyiş tarzı basın tarafından şahit olunmuş bir olay malesef.
  • 10248
    kendisinin tarzını beğenmiyorum. bir dönem hakikaten epey gol atıyordu da, işte tarzı uygun değil bence bize. yani kalinic, drogba, elmander tarzı forvetler daha bir büyük takım forveti sanki. gol olarak engellesen asist yapan tipte adamlar bunlar hep. ek olarak çok farklı silahları olur bu tip adamların. iyi-kötü, farklı silahları olur. havadan atabilirler, çalımla atabilirler, yerden atabilirler, vole ile atabilirler, duvar olmuşken dönüp atabilirler. burağın pek fazla silahı olduğunu düşünmüyorum.

    elmander'i, drogba'yı sevmemizin, kalinic'i istememizin bir nedeni vardı. adamlar öncelikle takım oyununa katkı yapıyordu. sonra pas alışverişlerine katılıyordu. eh, ileride olunca zaten bir seviyede gol atıyorsunuz. elmander sayesinde her futbolcumuz +3, +5 gol attı. elmander'li forvet hattı sonrasında ne melo, ne selçuk aynı sayıda gol atabildi, ne de emre ve engin aynı seviyede oynayabildi.

    sene başı elmander-necati tarzı bir forvet bulunabilirdi. hatta burak satılıp kalinic bile alınabilirdi. ama almadık. burak üzerine oyun planı kurma taraftarı değilim ben. elmander-necati tarzı bir forvet ile hücum aksiyonlarını sneijder'in yönlendireceği, kompakt, takım savunmasını üst düzey yapan, kilit pas atacak 3-4 ilk 11 oyuncusu, 2-3 tane de rotasyon oyuncusu olacak bir takım olabilirdik.

    kaldı ki burak üzerinden kurulacak bir oyunun 20-25 gollük bir katkısı oluyor en fazla. asist olarak çok parlamıyor burak. ama takım oyununa uygun oyuncularla oynayınca, maç başı 1.5-2.5 gol arasında gidip, az gol yiyorsunuz. haliyle şampiyonluğa daha rahat uzanıyorsunuz. ligimizin seviyesi yukarı çekildikçe, burak tarzı oynayan oyuncular başakşehir, kasımpaşa, trabzon, bursa gibi takımlarda şans bulup parlayan ve muadili yabancı lig takımlarına giden adamlara dönüşecek tahminimce.
  • 10250
    kendisinin futbol tarzına ilişkin yorumlarımı daha önceden

    (bkz: #1773533)
    (bkz: #1843331)

    yapmış olmakla birlikte, daha önceden düşündüğüm ve zaman zaman dile getirdiğim, dün akşam ise emin hale geldiğim karakterine ilişkin bir yorum yapmak istiyorum.

    kendisi 13-5 biten ve takımının kaybettiği halı saha maçında beleşte bekleyip 4 gol atan, bununla birlikte her hata yapana "bana pas versene" diye çıkışan, kendisine atılan pası tutamayınca pası atana "doğru düzgün atsana" diyen ve maç sonu "ben 4 gol attım, daha ne yapayım" diye takım arkadaşlarına çemkiren adam; lisede ön sırada oturup her soruya yağ çekmek için parmak kaldıran ama sınavda başarısız olan öğrencidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın