232
görünen o ki lincoln ve bülent korkmaz konusunda en azından bizim gurup aynı görüşte değil. olmasın da zaten, hepimiz ayrı insan ayrı beyiniz. ortak tek noktamız galatasaray bağımlısı olmamız. iflah olmaz galatasaray'lıyız hepimiz. kimimiz tribünlerde, kimimiz bulunduğumuz mekanlarda, galatasaray kazansın diye, galatasaray yücelsin diye ellerimizden geleni ardına koymayız. futbolcular konusunda değişik görüşlerimiz var. kimimize göre, sabri oynamasın, kimimize göre ümit karan. kimi sol beke volkan'ı, kimi alpaslan'ı koyar. nonda'yı bile tutanlarımız var hala. kale'ye aykut'u koymak isteyenimiz çıkar. tek bir istisnamız vardır, o da arda turan'dır. gözbebeğimizdir, arda turan'ı az sevenimiz bile yoktur. galatasaray'ın onurudur, galatasaray'lının gururu. meneceri kova kaleci ahmet bulut, her ne kadar arda'mızı bizden koparıp cebine para koymak için çırpınıyorsa da, kolay değildir arda'nın bizden ayrılması.
ben giden hocamız hakkında, adını duyduğum andan beri olumsuz yazdım. kişiliğiyle ilgili değildi sorunum. belki de dünya'nın en iyi insanıydı, ama ben kendi düşüncelerim ve yılların birikimiyle saldırdım çaylağa. galatasaray'lılıktandı bunca savaş. ancak skibbe kovulacak diye de galatasaray yenilsin hiç istemedim. hayatımda hiç bir maçta, eşşek yükü bahis oynasam bile ki-oynamam- yine de yensin isterim. istediğim ve beklediğim oldu skibbe'yi kovdular. artık adını son kez bu sütunlarda telaffuz ediyorum, bundan böyle etiketler tarihindedir kendisi. yerine bir ömürünü beraber takip ettiğim büyük kaptan'ımızı getirdiler. ilk ve son oynadığı maçtaydım. bir tek maçında bile kendisine tepki koymadım. başımızda yeri hazırdı, hangi kademede olursa olsun kapımız açıktı. gönlümüzün kapısı elbette, diğer kapıların kilitleri ne yazıkki bizde değil.
peki şimdi ne yapacağız biz. galatasaray'lı sabri için neler çektiğimiz ortadayken, bülent için tavrımız ne olacak. bu kadar basit bir işi niçin zorlaştırıyor, anlaşılır değil. seni büyük kaptan yapan, hiç bir hocaya(fatih terim dahil) yedirmeyen, 20 sene arkanda, yanında, önünde bulunan bu taraftar, sonunda getirdi seni başa. sanma ki galatasaray başkan'ı, seni layık gördü bu makamlara. adnan polat futbolu hepimizden iyi bilir, taraftarın nabızmetresini ölçen alet ondadır. hagi'nin gelişi gibi getirilmek istendin, büyük bir maçla başladın hagi gibi. 3 maç sonra değiştin, ayrıntılarla uğraştın, takım elbiseye, cekete dikkat ettin. güç gösterisi yapmana, kendini ispat etmene, taraftara kabul ettirme girişimine ihtiyacın yok.
işin çok kolay bülent korkmaz. senden önce fatih terim ve hagi'ye olduğu gibi taraftarın neticeye bakmaksızın desteği arkanda. biz ne dersek onu yapacaksın, bize profesyonellik, hele ki senin gibi bir amatörün uygulayacağı profesyonellik ters gelir. bizi bozar, taktik, teknik, tandem, sistem. eşofman giyip maça çıkacaksın, bırak şık görünmeyi, mahalle maçı hocası gibi ıslık mıslık, el kol hareketlerinı bırak. saldırın diyeceksin topçularımıza, topu kapmak için bastıracaklar, topu kaptıklarında hücum edecekler. her biri en az arda kadar koşacak, milan baros gibi formasını öpecek. gerisini bize bırak, biz hallederiz, inan ali sami yen mezarlığı nice büyük takımın leşiyle doludur. bunların çoğunda sende vardın kaptan. hatırla final maçında çıkık omuzla oynadığın da sana dayan diyen fatih terim'miydi, yoksa kale arkasına ''dağ başını duman almış''diye ağlayan bizmiydik.
biz hepimiz, galatasaray'ın biraz daha büyümesi için varız. sen bırak eski arkadaşlarını da, taraftara sığın. tribünler, senin motor gücün olsun, sesimize kulak ver. asla kaybetmeyeceksin, sahada yenilsen bile kazanacaksın. bu taraftar galatasaray'ı şampiyon olsun diye sevmiyor,