• 4002
    nasıl ki fener 2011 yılında şike ile şampiyon olup o şampiyonluğun ahını çekiyorsa beşiktaş da pandemi zamanı bilong sezonunun ahını çekecektir. o sezon bunlar şampiyon olsun diye babel'in sırtına çarpan topa var el kararı verdi el. bu ahı çekecekler. bizim ve fener'in altında kalmaları, taraftarının iki takımın yanına yaklaşamayacak kadar az olması, maddi gelirlerinin sürekli düşük kalması bunlarda eziklik psikolojisine yol açıyor. geçen gün bir akrabam necip'in sabri'den (sarıoğlu) daha iyi olduğunu iddia etti. iki vasatı karşılatırdık ve necip daha iyi dedi. neye göre diyorum, iyi daha iyi diyor. somut veri yok misal. istatistik yok, oyun şablonunda yeri yok. ancak iyi diyor. bunlardaki bu psikolojik savaş içinden çıkılamaz bir hal almaya başladı. bu sezon başı da bizi 5-0 yendiklerinden sonra çevremdeki beşiktaş'lı taraftarlara takımın hala transfere ihtiyacı var derken, şampiyonluk için en az 2 net performans verecek adam lazım derken onlar çoktan lig sonundaki şampiyonluğu kutlama havasına girmişlerdi.
    şimdi bu transfer sezonunda biz ve fener'in yanına yaklaşabilmek için yine saçma paralar vermeye kalkacaklar. işte bu olay bunları daha da kıracak. en tez zamanda batmaları görmek de beni çok mutlu edecek.
    siyasetin 2. takımı.
  • 4005
    feda sezonundan hiç ders almamış ve bugün çok daha ağır bir varoluş savaşının içine girmek üzere olan camia.

    beşiktaş camiası var olma ve yukarılara oynama çabasını kulübün uzun vadeli geleceğini ipotek etmekle çözmeye çalıştı yine. halbuki feda sezonu, takip eden sezonlar, stadyumun yapılışı ve ardından gelen kendi camiaları için tarihi başarılar sadece beşiktaş'a değil türk spor kültürüne bir örnek olmalıydı belki de. türkiye'de bizim için iyi ki dediğimiz, rakip takımlar için ise mücadele etmesi çok güç bir galatasaray gerçeği var.

    rakiplerin içerisinde yalnızca fenerbahçe, zengin başkanları ve iş adamlarının sayesinde, maddi anlamda her zaman rekabetçi olabildi bu güne kadar. fakat beşiktaş'ın ne galatasaray kadar güçlü bir kültürü ve geleneği, ne de fenerbahçe gibi zengin yönetici havuzu varken sürekli boyundan büyük işlere kalkışması yine altından kalkılamayacak bir sarmalı getirdi.

    türkiye'deki spor kültürü sabırdan yoksun, gündelik başarılar ve anlık parlamalardan ibaret. bu zinciri ve bakış açısını kırmaya yaklaşan tek takım da hep galatasaray oldu. 96-2000 arasındaki dönem ile bugün içinde bulunulan dönemleri başka kulüplerin yaşamamasının sebebi galatasaray'ın sahip olduğu ve paradan da kıymetli olan kültürü ile geleneğinden ibaret.

    beşiktaş bugün yine gazla, isimle, borçlanmayla gündelik rekabet etmek istedi fakat galatasaray'ın açtığı makasla bu şekilde mücadele edemeyeceğini anlamak için aslında bunların yaşanmasına gerek yoktu. taşıma suyla değirmenin dönmediği türkiye'nin en zengin ailelerinin direkt maddi desteğiyle her sene yüzmilyonlarca euro harcayabilen fenerbahçe'nin başarısızlığından belliydi.

    2023/24 ve 2024/25 sezonlarında €60.000.000'ya yakın bonservis harcayan beşiktaş'ın iki sezonda vermeyi taahhüt ettiği maaşlar kemiksiz €120.000.000 gibi bir rakama tekabül ediyor. iki sezonda 180 milyon euroyu havaya sıkan, yaşlı, eskimiş, son kontratını kovalayan futbolculara korkunç kontratlar dağıtan, sadece 2 sezonda neredeyse çift haneye ulaşan teknik direktör sirkulasyonuna sahip bir takımın bugün ayakta kalması bile aslında mucize.

    feda, vefa, menemen sezonları yine çok yakın. ama bu kez şartlar çok daha ağır, devir çok daha farklı ve makas çok daha açık. geçmişinden ders almayanın gelecekte başarılı olması imkansız. futbol şubelerinde rekabetçi olabilmek ve kendi yağında kavrulabilmek istiyorlar ise galatasaray'a ve fenerbahçe'ye bakarak böylesi maliyetlere girmemeleri ve geçmişte olduğu gibi düşük maliyetli, gelişmeye açık takımlarla uzun yıllar sürecek bir yapılanmanın içine girmeliler.

    beter olsunlar mı, olsunlar. salıncağın faydası 2 hafta, gerisinde baş başasın kaderinle. fakat türkiye'de futbolun topyekün halde büyümesi için beşiktaş'ın yönetiliş biçimi olumsuz bir örnek olarak okullarda ders olarak gösterilmeli. bu kadar paraya, borca, kaynağa yazık. sadece beşiktaş'ın bütçesiyle kuzey ülkelerinde koca ligler dönüyor, oyuncu yetiştirilip milli takımlar rekabetçi hale geliyor, kulüpler avrupa kupalarında yarı finaller, finaller oynuyor.
  • 4006
    mertens - icardi hamlesinin etkisiyle bir taraf tadic ve dzeko'yu getirip başarı kovaladı, tutmadı. hadi bu tarafın atımlık kurşunu bir şekilde var. çünkü finansal olarak güçlü bir destek halen mevcut. beşiktaş ise rafa silva ve immobile ile bu akıma uymak durumunda kaldı. ancak flaş bir başlangıcın ardından devamı gelmedi. rafa iyi bir transfer olsa da yalnız kaldı. immobile ise beklentilerin uzağında kaldı. yüklü kontratlar, çevirmesi daha da zorlaşan borçlarla durum daha da vahim hale geliyor.

    bu durum yalnızca bu kulüplerin başarısızlığı ile açıklanamaz. bu takımları bu hamlelere mahkum eden de biziz. taraftar ve camia baskısı gitgide büyüyor. bir şeyler yapmak zorunda olduklarını hissediyorlar. plansız ve ivedi şekilde yanıt verme güdüsüne sokarak hataya sürüklüyoruz.

    sane hamlesinin de etkisi benzer şekilde yansıyacaktır. iki tarafın da yeter ki isim sahibi bir futbolcuyu getirelim diyerek çılgın bir kontrat teklifi yapacaklarını düşünüyorum.

    beşiktaş bu yaklaşımı değiştirmezse iflas bayrağını dikmeye daha da yaklaşır. artık finansal olarak fenerbahçe ve galatasaray'ın gerisinde kaldığını objektif bir şekilde kabullenip buna göre bir strateji gütmeleri gerekir. tabiri caizse la liga'nın atletico madrid'i gibi real madrid ve barcelona'nın ikisinin birden kötü gittiği dönemleri kovalamaları onlar için en hayırlısı olacak.

    suyun diğer tarafı da bulup bulabileceği en güçlü finansal kaynağın sömürüsünü tüketmek üzere. elbette geçmişten gelen taraftar sayısına bağlı olarak halen güçlü destekçileri olacaktır. ancak etkisi koç kadar olamaz. yıldan yıla da kademeli olarak azalacaktır.

    iki tarafın da geleceği yok. geleceğin parlak zekaları, yöneticileri, iş adamları, holding sahipleri bizim olacak. belki bugün ve yakın gelecekte rekabet biraz daha devam eder. ancak son 3 yılın en büyük kazanımı ne diye sorsalar galatasaraylı bir nesilin gelişi diyebilirim. uefa kupasının kazanıldığı dönemde dahi bu kadar bariz bir fark yoktu.
App Store'dan indirin Google Play'den alın