• 3651
    hep söyledim, söyleyeceğim. sezonluk başarılar başarısızlıklar falan hikaye, bu kulüp kimliğini 20 senedir kaybediyor. sen galatasaray'a da fenerbahçe'ye de yanaşamazsın kardeşim. yanaşıyorsan, salıncaktan inmiyorsan kendine büyük kulüp deme.

    yönetiminden taraftarına kadar akıl tutulması yaşayan, hovardalığının sonucu olarak zenginliğinin zekatına talip oldukları bir kulübün himayesinde yaşayabileceğini sanan bir kulüp. buna yaşamak denirse...
  • 3652
    kendilerinden bir bok olmayacak takım. şans eseri istanbul’da kurulmuş olduğundan 3. büyük diye anılıyorlar hepsi bu. camialarındaki bu vizyon ile iyi bile gelmişler. beleş verilen şampiyonlukları olmasa trabzonspor’dan hallice olacaklar da neyse. dün bize yanlıyorlardı, bugün fenerbahçeli oldular. ama hatırlatırım fark 9 a çıktı, o da bedava şampiyonluklarla birlikte. çok geç beyler geçmiş olsun. hiçbir şey yapmasak bile 30 sene fark var aramızda. 2 senelik başarısı harici, ortada kimse yoksa arada dostlar görsün başarılarından başka elle tutulur hiçbir şeyleri yok. çapları ancak türkiye kupasıyla 1 hafta başarı kutlayacak kadardır. anlayacağınız bitmeyen eziklik bulmuşlar. son zamanlarda eski hallerine tamamen döndüler. kendilerini gizliyorlar. futbol konuşmayı bırakmışlar. fenerbahçe’nin salıncağında püfür püfür sallanıyorlar. hiç karışmayın öyle kalsınlar. gelecek sezon almaya çalışmadığımız futbolcuyu alıp sezon başı havasını atarlar yine. son zamanlarda en büyük başarıları bu zaten. iyice beter olsunlar. sürünsünler istiyorum. fazlası ile hak ettiler çünkü.
  • 3656
    insanoğlunun bazı en büyük sıkıntılarının ve de dolayısıyla mutsuzluklarının temelinde var olan potansiyelini kullanmamış olması yatar. çok daha yüksek bir konumda olacakken, sıradan bir memur ya da işçi olarak yaşadığının farkına vardığı an insan için bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz. bunu da insan çevresinde önemli zannettiği insanların gerçek yüzlerini gördüğü an anlar.

    koca koca adamların yapmış oldukları kongreye bakın: https://x.com/...k60fzFSmW-g&s=19 ben bunu ilkokuldaki öğrencilerime yaptırmam.

    ya da bu bjk camiası tıpkı şikeci ağabeyleri gibi mafyavari söylemeler ile nasıl ezik olduklarını haykırıyorlar. bunları izlerken ben utanıyorum ve kendimden nefret (!) ediyorum.
  • 3660
    kendileri farkında mı sanmam ama yeni sezon öncesinde durumu en sallantılı olan kulüptür.

    yaklaşık 8,5 milyar tl borç açıkladılar.
    özkaynakları eski, cirosu düşük yalnızca 2 milyar ciro yapabilmiş. zarar etmeye de devam ediyorlar.
    teknik olarak borca batık.
    aktiflerinin borcu kapatması mümkün görünmüyor yani.

    biz beşiktaşız gibisinden takılıyorlar ama net 2-3 siklet kaybetmiş durumdalar.
    bu yıl trabzonun durumuna bağlı olarak onların da gerisine düşebilirler.
  • 3667
    bu maliyetlerle nasıl transfer yaptıklarını anlamadığım kulüp. gelirleri kısıtlı, borçları yüksek. sponsor geliri ile ne kadarı karşılayabilir. en önemlisi bankalar birliği anlaşmasına göre yüksek bedelli transfer yapabiliyorlar mı? onun dışında transferini olumlu buluyorum. şampiyonluk yarışında ne kadar rakip olursa, bizim karşı cephelerimizin etkileri azalır.
  • 3669
    nafile bir çaba içerisinde olduklarını düşünüyorum.
    kesinlikle lig hedefleri ikinci veya üçüncülük olmalı.
    5-6 tane ciddi ve maliyetli takviye yapmadan galatasaray ve fb'nin kadro kalitesine yetişmeleri mümkün görünmüyor.
    konferans ligi ve türkiye kupası hedefi koymaları gerekiyor.
    hadi biz kendi ayağımıza sıkıp yine kadro olarak ve yönetimsel olarak gerileyebiliriz fakat kendileri bizi geçse bile fb'de bu kadar hakem ittirmesi ve kadro kalitesi varken şampiyon olmaları hayalden öteye geçmez.
    fb'yi durdurabilecek tek takım galatasaray, galatasaray durduramazsa zaten fb bu kayrılmalarla üst üste 3. şampiyonluğa gidiyor olurdu.
    rafa-musrati-muçi gibi adamlara verdikleri paralar boşa gitmesi çok muhtemel yani.
    biraz kompleks içerisinde görüyorum kendilerini, galatasaray ve fb ile kendilerini bir tutup yüklü kontratlara imza atmaları sonları olur umarım.
    zaten şampiyon oldukları yıllara bakıldığında ya galatasaray kadro kalitesi olarak yerlerde oluyor, ya fb ve bazen ikisi birden.
    meydan boş kalmadıkça genelde şampiyon olamıyorlar, şu anda ise meydanda iki tane güçlü takım varken bu uğraşa giriyorlar.
    ilginç bir kafa, bjk'ye yakışan böyle büyük kontratlarla oyuncu kovalamak değil fedalı medalı sezonlarla başarıyı zamana bırakmaktır.
  • 3673
    çok amatör yönetilen klüp. samet aybaba, feyyaz, hasan arat toplaşıp karabükü yönetseler bu kadar olmaz. her şeyi anlarım, küçüktür yapar derim ama hiç kimse mi demez ya başkan transferi acunun uçağıyla aleni yapmak doğru olmaz. kör göze parmak gibi salıncağımız daha da aleni olacak diye. bana göre çok skandal bir olaydır.

    şunları görünce iyi ki galatasaraylıyım diyorum.
  • 3674
    fenerbahçe spor kulübü başkanının ve fenerbahçe spor kulübü yönetim kurulu üyelerinin şirketleri ile beşiktaş tüzel kişiliği arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler (resmi ve gayrı resmi sponsorluklar, hibeler vs.) başka bir dünya ülkesinde yer alan ve şampiyonluklar/kupalar için rekabet eden iki takım arasında olsa idi, bu konu spor basınının fazlası ile üzerine gideceği bir konu olurdu. ingiltere'de arsenal fc ile chelsea fc arasına türkiye'de yaşanan duruma benzer bir menfaat ilişkisi düşünelim. veya almanya'da borussia dortmund ile schalke 04 arasında benzer bir durumun yaşandığını varsayalım. iki ülkede de gazeteciler bu durumun üstüne gider, bu durumu araştırır ve haber olarak gazetelerine taşırlardı. bizim ülkemizde ise fenerbahçe'yi yöneten iş adamlarının ne amaçla yaptıklarını ve elde ettikleri menfaatleri bir türlü açıklayamadıkları şekilde beşiktaş jk üzerine yaptıkları yatırımlar ve finansal kaynak aktarımları kimsenin, hiçbir gazetecinin umurunda olmuyor.

    tüpraş, arçelik, safi holding, acun ılıcalı vs. değil de örneğin galatasaraylı dursun özbek'in point otel aracılığı ile beşiktaş'ın stat sponsoru olduğunu düşünelim. veya polat holding'in ya da nef'in beşiktaş futbol takımının forma sponsoru olduğunu bir an için hayal etmeye çalışalım. cem yılmaz'ın tabiri ile "orayı yıkarlardı" ama bu kez fiziki olarak yıkarlardı, devirirlerdi kulüp binasını. en büyük tepkiyi de en başta beşiktaşlılar verirlerdi. sosyal medyada kopacak kıyametin, organize edilecek yürüyüşlerin önünü kimse kesemezdi. gazeteciler, gazeteci geçinenler, kısacası istisnasız herkes ortalığı ayağa kaldırırdı. ama bakıyorum konu fenerbahçe olunca, fenerbahçeli iş adamlar olunca, kimsenin ağzını bıçak açmıyor. beşiktaş'ın en büyük gelir kaynaklarının mevcut varlığı ve istikbali fenerbahçe spor kulübü başkanı ali koç'un iki dudağının arasında, atacağı veya atmayacağı iki imzada ama bu durumdan rahatsızlık duyan ne bir tane beşiktaşlı var ne de bir tane bu durumun altında yatan sebepleri araştırmaya yeltenen bir gazeteci var. herkes çok memnun, herkes çok mutlu. beşiktaşlıların konu galatasaray oldu mu ağızlarından düşürmedikleri "şeref", "haysiyet", "hak", "şaibe" gibi kavramların, konu fenerbahçe üzerinden elde edilen ekonomik menfaat olunca uzağından yakınından geçilmemekte. halbuki şaibenin ağababası bu mevcut ilişkide apaçık şekilde mevcut ama en başta beşiktaşlılar olmak üzere kimse bu durumdan rahatsız değil. ama biz sarı lacivert renkler ile bir kartalı ilişkilendirdiğimiz zaman, paylaşımın üzerinden bir saat geçmeden feyyaz uçar çıkar açıklama yapar, hasan arat çıkar aklı sıra racon keser. twitter'da gündem oluşturulur belirli eller vasıtası ile. galatasaray dendi mi akan sular durur ama fenerbahçe dendiği zaman alan da razıdır, satan da razıdır. herkes halinden mesuttur. ne diyelim; bu iki kulüp arasındaki kimseyi rahatsız etmeyen ilişkiden ötürü galatasaray olarak, galatasaraylılar olarak memnuniyet duymaktayız. allah mutluluklarını daim etsin...
App Store'dan indirin Google Play'den alın