5
zorla sempatik ve gariban imajı yaratılmaya çalışan antipatik ve güçlü başakşehir'in gerçek yüzünü gösteren olaylardan biri. ama bu da hasıraltı edilir haftaya yhaa başakşehir ne güseeel diye takılır medya. volkan babacan'ın da zihniyeti muslera olayında kendini yeterince belli etmişti zaten. yalçın'ı konuşmaya gerek duymuyorum. belözoğlu'nun zaten türlü türlü huyu var malum...
bu heriflerin temelini oluşturduğu takıma sempati duymak da ayrı bir komedi.
ayrıca bu olayın ismi saldırı değil haksız yere linçtir. bildiğin 2 adama falan tüm ekip saldırıyorlar.
10
haberi veren a haber spikerinin: "sebebi her ne olursa olsun, bu saldırıyı hiç kimse hak etmiyor. bu cezayı vermek kimsenin haddi değil. burası bir hukuk devleti." dediği anda kahkahayı bastım.
33
euro 2024 adaylığı tanıtım filmimizde görüntülerini kullanarak rekabette bir adım öne geçebileceğimiz olay.
7
gelecekten bir kesit sanki. sanırsın reis ölmüş de pasta için kavga ediliyor.
28
aslında her iki tarafta birbirine 4 parmaklı selamdan verseler hiç bir sorun olmayacak, tanıyamadılarsa birbirlerini.
24
fenerbahçeli avukatlar derneğinin dava açması gereken olay,hani şu riera melo kavgasında koşarak savcılığa gidenler.
35
sonucunda yalçın ve ufuk ceylan kadro dışı kalmışlardır kulüpleri tarafından.
olayın başlatan belözoğlu, devamında muhabirin boğazını sıkan volkan babacan var gördüğüm kadarıyla. orada bir sürü futbolcu var adama saldıran ama cezayı alan yedek kaleci ile yalçın.
yalandan ceza vermişler işte. beleşoğlu dokunulmaz mk.
29
ortalama bir dünya ülkesinde tüm spor basınının ayağa kalkıp iş bırakmasına falan sebep olacak türden bir olay.
türkiye için işte normalin biraz üstünde ama şaşırtmayan bir olay. üç beş gün sonra, hatta belki de bu akşam olası bir sansasyonel sonuçtan sonra sadece bir anektod...
6
emre denen ruh hastası bu saldırıyı bir maç içinde yapınca dışarıda çok mükemmel, melek gibi çocuk diyenler saldırı kendilerine dönünce mağdur olmuş. hepinize müstehak, bu canavarı siz yarattınız.
22
a spor sürekli hukuk devleti vurgusu yapıyor ya, işin en acı tarafı bu. geçen hafta 50 akp'li bir sandığı basarak genç bir bayana linç girişiminde bulunmuşlardı. hiç bir yandaş kanalda haber olmadı. ayrıca o 50 kişi aramızda dolaşmaya devam ediyorlar.
26
başakşehirli futbolcular ile beraber, şikayete rağmen onları gözaltına almayan polislerin de suç işlediği serserilik, ali kıran baş kesenlik olayı.
34
turkuaz medya vs. turkuaz spor kurumları.
bu olaya karışan emre şey değil mi ya saha dışında melek gibi olan?
14
sokakta birisine dayak atsam ve polis görse muhtemelen ters kelepçe ile polis arabasına bindirilirim, saatlerce gözaltında tutulurum ve mahkemeye çıkartırılırım, ardından da salıverilim. lakin bu kişiler başakşehir gibi günümüzün lig ikincisi tarihimizin hiçbirşeyi olan bir takımın oyuncuları ise takım otobüsüne sakin sakin binip evlerine yol alabilirler.
emre belözoğlu kadar değerim yok lan şu ülkede. her gün muz cumhuriyeti olduğumuz kanıtlanmak zorunda mı? yetti artık.
16
yandaşın yandaşa acımadığı vaka. türkiye'de ne yaparsan yap "sen değil başkaları suçlu olursun"un canlı kanıtı.
küfür eden başkası, küfrü yiyip çıldıran başkası, dayak yiyen başkası. muhtemelen bir anda kameranın ortaya çıkmasından dolayı, telleri aşıp küfredene saldıramayan kafile hıncını bu muhabirlerden almış.
sıradan bir ülkede ligler tatil olurdu, en azından gazeteciler iş bırakırdı falan. bizde işte bir kanal dışında konuşan bile yok...
20
iğrenç olan hareket. kime saldırdıkları ne sebepten saldırdıkları umrumda değil. 4-5 futbolcu bir o kadar yönetici ile 2 kişiye saldırmak acizliktir. 6222'den taraftarlar peynir ekmek ceza alırken bu efendilere en fazla 2 maç ceza verirler.
43
keşke muhabir arkadaş hukuk yollarına başvursa. şu an ben sokakta kavgaya karışsam bir gece nezarette yatar karşı tarafın durumuna göre de ceza alırım. ancak başakşehirli futbolcular önce beşer maç ceza aldılar sonradan iki maça düştü cezaları. volkan babacan ise bir maçla kurtardı. arkadaş senin tahkim kurulun hukukla uyuşmuyor dedirten olaylar.
13
iddialara göre bir taraftarın emre belözoğlu'na küfretmesi üzerine başlayan olaylar. kuvvetle muhtemel edilen küfür sonrası gerilen ortamda bir de kameraların olmasına sinirlenip muhabiri üzerine yürümüş, gürültüyü duyan takım arkadaşları da olayı anlamayıp sadece gürültüye geldikleri için küfrün muhabirden geldiğini sanıp olaya müdahil olmuşlardır. küfür bireysel mi, yoksa takıma yönelik mi şu an için muamma. daha birkaç gün önce canik belediye deplasmanında beşiktaş kadın basketbol takımının başına gelmeyen olay, yemediklei küfür kalmamıştı mesela sırf maçı kazandıkları için. düşmemek için son şanslarını harcayan rizespor taraftarından biri ya da birileri bu tarz bir küfür etmiş olabilir. emre'ye doğrudan şahıs olarak bir küfür edilmiş olabilir. daha da ilginç tarafı belki de o muhabir tarafından bir küfür edilmiş olabilir ki muhabirin kanalında bile "sebebi ne olursa olsun" diyerek olayın eleştirilmesi bu ihtimali de akıllara getiriyor.
tabi üç ihtimalde de yaşanmış olması skandal ötesi. takım otobüsü ile soyunma odası arasındaki boşluğa görevli olmayan birinin girmiş olma ihtimali kocaman bir ihmal ve organizasyon bozukluğu. bir spor muhabirinin böyle bir diyaloğa girmiş olma ihtimali kendisi adına utanç verici. bir futbol takımının bir insanı linç etmeye çalışması utanç bile değil...
tabi bir de takımın hiçbirşey olmamış gibi otobüse binip yoluna gitmesi var ki...
olayın adli yönü bir tarafa, federasyonun disiplin talimatnamesine göre bir yıl men cezası öngürülüyor olaya karışanlara.
21
"friendly fire kapalı demediniz mi olum!" olayı.
ya da çinli zannedip korelileri dövmek de olabilir.
e/ö çatışmalı soyismiyle, saha içinde hırçın, saha dışında kedi gibi efendi, çubuklu namıyla sonradan turunculu tosun lakabıyla mülakkap eniştenin olayların protagönisti olduğu söylenen olay. söylentiler doğruysa, ilk taşı bari günahsız olanınız atsaydı. ta ne zamandır diyoruz, bu adamın resen futboldan emekli edilmesi gerektiğini. şimdi yalan olmasın, vidyonun bir köşesinden yampiri yampiri gelip, baş ve orta parmağıyla tuttuğu sigarasından derin bir nefes alıp izmariti yere attıktan sonra iskarpiniyle ezerken "olay mı var, yalçın?" demesini çok bekledim ama hiçbir yerde emre b. kişisini göremedim.
yapmayın. bizi de zor durumda bırakıyorsunuz. neye muhalif olacağımı şaşırdım. her şeye muhalif olmakla, arada kaldım. bu muhabir arkadaşın, soyunma odasıyla takım otobüsü arasındaki takıma ayrılmış alanda ne işi varmış, onu da merak ediyorum. basın özgürlüğünden olsa gerek. "imtiyazlı ortaklığın sonu karakolda bitti" manşeti görmeyiz yalnız.
neyse, basın özgürlüğü, hukuk gibi kavramlarının bu kadar dillendirilmesi önemli ve duymak güzel şey doğrusu. hukukumuzda, ara buluculuk gibi müstesna bir avukatlık mefhumu vardır. birileri arayı bulur merak etmeyin. "aslında bunlar çok iyi arkadaşlar, dışarıda da görüşürler, bir yanlış anlaşılma olmuş"tur. gerçekten. kavganın dayak yediği görülen tarafı muhabir arkadaş da, haksızlığı sineye çeker büyüklerinin uygun gördüğü şekilde davranır, ifadesini de hakkaniyetle verir. yukarıda söylenmiş, durumun nasıl devam edeceğini bir kavgaya taraf olmuş olanlar bilir.