beni elimden tutup ilk kez maça götüren, ilk atkımı alan, bu yaşta yetişmek için dünya kupası kitapçığını ders çalışır gibi okurken veya 17 mayıs belgeselini pür dikkat izlerken her "bu adam kim?" "ne zaman öldü bu?" tarzı sorumu bıkmadan usanmadan cevaplayan, beni sözlükte tanıştıran, ve bütün bunlar sonucunda vardığım taraftarlık hatta holiganlık seviyesine gözlerini kocaman açarak "
aman tanrım bir canavar yarattım" diye serzenişte bulunan yazar. her şey bir yana çok galatasaraylıdır. uykusunda "
harry kewell gol attı. gol attııı" diye sayıklamışlığı,
taçsız kral'ı izlerken gizli gizli ağlamışlığı, ciddi bir kavgadan sonra suratıma bakarak derin düşüncelere dalıp "ne bakıyosun bee?!" diyince, "arda giderse kimi seveceğiz biz?" diye sormuşluğu vardır.
iyidir işte.