• 1
    bilmiyorum herkes hatırlar mı attığı en güzel golü ama ben genelde defans oynamam ve az gol atmam sebebiyle olsa gerek hatırlıyorum.

    lise birdeyken mahalledeki abilerle, arkadaşlarla okulun bahçesinde maç yapıyorduk. korner pozisyonu oldu ben geride bekliyordum, sonra dedim bu pozisyon şansımı deneyeyim. defansı boş bırakıp ileri çıktım. zekeriya abi (acayip teknik bir adamdır; amatör futbol oynamışlığı da vardır, imkanı olsa, uşak'ta değil de büyük bir şehirde yaşıyor olsa profesyonel futbolcu olabilecek kumaşı olduğuna inanırım ama sonuçta sınıf öğretmeni oldu. neyse konuyu dağıtmayayım) benim ileri çıktığımı görünce topu ideal bir hızda önüme kaldırdı. tam ceza sahası çizgisi üzerindeydim. süzülen topu görünce kafa vurmak yerine nedense gelişine patlatmak geldi içimden. bi anda yükselip sol ayağımı kullanarak güzel bir voleyle topa vurdum. füze gibi kaleye giden top, kaleci hamle bile yapamadan tam çatala çarpıp girdi. iki elimi havaya kaldırıp sevinirken bir taraftan da defansa doğru koşuyordum. malum santra yapmıyoruz her gol için ve hemen başlatırlarsa savunmada kimse yok, gol yiyeceğiz. bu da böyle bir anımdır. *
  • 2
    forvet oynamam hasebiyle attığım gol çokdur ancak yakın tarihte hatırladığım en güzel golüm bir halısaha maçında olmuştur. kısa boyum ve nispeten cılız vücut yapım nedeniyle kornerlerde ceza sahası dışında beklerim içeride tehlike yaratamam diye. yine böyle bir kornerde arkadaşım topu uzak kale direği hizasında ceza sahası dışındaki bana doğru ortaladı. top ayağıma tam oturdu. topa öyle bir geçirmişim ki maç başından beri harikalar yaratan kalecinin bakışlarında top kalecinin kapadığı köşeden içeri girdi.

    videosu birebir budur;
    http://www.youtube.com/watch?v=caDc9thJDwU
  • 4
    kısa süren futbolculuk hayatımın olmasından mütevellit çok gol atmışlığım yoktur. bir elin parmağını geçmez desem yeridir ama aralarında bir tanesi var ki anlatmadan geçemeyeceğim. 14 yaşımdayken okul takımının kaptanı olduğum zamanlarda bi' hazırlık maçımız vardı. sürekli çekişme halinde olduğumuz okulla hazırlık maçı yapacaktık. adı üstünde hazırlık maçı ama olay mahallenin en iyi okul takımı olma yolunda bir adım olunca maç hazırlık maçı olmaktan çıktı; sanki kupa maçı gibi başladı. sağ bek oynuyorum ve kaptanım. mütavazi bir kadromuz ve taraftarımız var. sadece okul değil bütün mahalle toplanmış bu maçı seyrediyor. herneyse lafı fazla uzatmayacağım.

    maç sanırım 2-1 ya da 1-1'di tam hatırlayamıyorum. rakip takım korner kullanıyordu ve ben arka direkteydim. top arka direğe doğru açıldı ve önüme düştü bizim ceza sahamız içinde. topu önüme aldığım gibi driplinge başladım. nasıl koştuğum belli değil. rakip takımın stoperi omzumdan ve formamdan çekiştiriyor ama imkanı yok düşüremez. solumda açılan forvetimiz bana pas at der gibi seslenmeye başladı ama sana da atmam hacı bu gol benim der gibi koşuyorum dur durak bilmeden.

    kafamı kaldırıp kaleciyi gördüğümde öne doğru açılmıştı. fırsat bu fırsat topun dibine gireyim dedim. sadece yürürken kullandığım sol ayağımla topun dibine girmemle kalecinin üstünden aşırmam bir oldu ve gol sesi. topa vurduktan sonra kendimi yere bırakmıştım ve topun kaleye gittiğini göremedim; ta ki tribünler gol diye bağırıncaya dek.

    uzun uzadıya yazıyorum ama o an belki de hayatımdaki en mutlu olduğum anlardan biriydi.

    dipnot: o maçta 2 gol 1 asist yapmıştım ve maçı 5-1 biz kazanmıştık.
  • 5
    dün gibi hatırlarım. 1-0 yenildiğimiz maçta ümitler tükeniyor derken attığım goldür efendim. maçı uzatmalara götürse de hiç bir işe yaramamıştır. gole gelecek olursak; atak üstüne atak yiyoruz. orta sahayı geçemiyoruz. forvet morvet kalmamış takımda herkes defans yapıyor. mübarek adamlar barca. ben o zamanlar daha orta sahaydım. baktım forvet yok insiyatif aldım bölgemi boşalttım. bana verilen eleman da boşa kaldı. yaydan kaleciye nişanladı. kaleci de beni nasıl gördüyse efendim hocanın bekle bağrışları arasında bana doğru dikti topu.

    burdan sonra şutumu ve golümü hatırlıyorum. hoca anlatıyor: bizimki topu aldığında rakip alanda tek başınaydı. rolanti de koşan 2 kişinin yanında aktif 4 kişi savunmaya dönüyor. 1-2 derken ceza sahasına girmiş. ordan vurur dedim vurmadı. allah sağ ayağına alacak derken gol olmuş. rakibin üzüntüsünü hatırlarım.

    "elimden gelen herşeyi yaptım. açısı da yoktu. bacak arasından geçip gol oluyor yaaae." bunu diyen eleman a.gücünde maddi kriz zamanı maçlara çıkıyordu. şimdi nerde bilmiyorum.

    tabi bir sonraki maç ben yedek başladım. bizim hoca biraz sertti. son dakika da olsa boşaltmamalymışım yerimi. ayrıca o kadar kişinin arasında ne işim varmış. bir de sol ayağımla neden vurmamışım. herkes eğlenirken ben sol ayak şutu çalışıyordum. cezam da buydu. ama hala kullanmıyorum. *
  • 7
    2 ay önce her sene katıldığımız ve averaj takımı olarak görüldüğümüz turnuvada bir önceki senenin tunuva 2.si olan takıma attığım goldür. orta yuvarlaktayım top önümde sekiyor dizimin üstüyle biraz önüme doğru açtım topu, yerden seker sekmez ayağımın üstüyle sol çatala. top tam 2 direğin birleştiği noktaya çarpıp kaleci abinin kafaya da temas ederek* sağ alt direğin yanında kaldı.

    işin en komik yanı; bizim takımın 2-3 taraftarı var karşı takımın da 30'a yakın taraftarı var, golden sonra saha auuuuuğğğvvv sesiyle inledi. * golden sonra kendimi tam olarak sunderland'e gol atan eric cantona gibi hissettim.

    maç sonucu mu? 9-8 kazandık. averaj takımını gördü ibneler.

    (bkz: handikap oynayın orospu çocukları)
  • 11
    iki gün önce attığım gol kesinlikle.

    forvet oynuyorum. karşı rakibin defansı fener formalı bi çocuk.

    orta sahadan bi top geliyor. topun üstünden atlayıp veriyorum fake'i , top çocuğun bacakları arasından geçiyor kaleye hala uzağım ama yapıştırıyorum sağ doksana doğru top doksanın altına çarpıp aydın'ın beşiktaş'a attığı gol gibi giriyor içeri.

    sevinmiyorum sadece fenerlinin surata bakıyorum. halı sahada bile koymak mutlu ediyor adamı.
  • 12
    lise okul takımındayken derbi denilebilecek bir maçta havadan gelen bir topa defans oyuncusuyla birlikte koşarken biraz da şans yardımıyla topuğumla önüme alıp yürümek için kullandığım sol ayağımla çok şık plase golüm vardı. ortaokuldayken irfan başaran ile aynı takımda oynardık. adamın attığı golleri gördükten sonra hepsi boş gelir gerçi.

    bir de halı sahada ceza sahası önünden rövaşata golüm vardı. şimdilerde sigara alkol tembellik vs derken götü kaldıramaz olduk.
  • 13
    attığım en güzel gol ofsayttı amk.

    o sene lisede son yılım, grup maçlarında ölüm kalım mücadelesi, rakip endüstri meslek. hayvan gibi top oynuyorlar afedersin. en iyi forvetimiz sakattı, hoca bana geç bakalım bu maç forvettesin dedi, ben de hadi bakalım dedim çıktık sahaya.

    maç başladı, kıran kırana. ilk yarı bir tane yedik. ikinci yarı başladı. çok geçmeden orta sahadaki o anlam veremediğim şık paslaşmalardan sonra burak yılmaz koşusuyla forvetin arkasına sarktım, yüksekten hızla gelen topu atlayıp havada öyle güzel kontrol ettim ki ben bile şaşırdım, zidane mısın oğlum dedim kendi kendime. sonra kaleciyi tam kaleden çıkmaya başlarken gördüm. mesafe ceza sahası çizgisinin bir iki metre dışı, hafif sağ çapraz. topun dibine bi girişim vardı, tanımayan biri görse bu çocuk hagi'nin amcaoğlu falan derdi. top süzüldü, süzüldü... ağlarla önce tanıştı, sonraki gün yemeğe çıkardı, ertesi gece sevişti yeminlen.

    tam arkamı dönüp sevinicem bir de ne göreyim. bir adet ibne yan hakem ve bir adet bayrak. bana sorarsan, çizgi halindeydik.

    geçersiz bir gol için bu kadar yazdıysam anlayın işte o goldeki estetiği. ah be ahh, nerde o gençliğim.**
  • 14
    daha 11 yaşındayken ilçemizde her yıl düzenlenen tatlıtop futbol şenliğine katılmıştım kulüple. her yaş grubuna ait kategoriler var ben tabi ki en küçüğündeyim o zamanlar. ilk maçımıza çıktık. tahmini 5 dakika sıkıcı bir maç oldu. sonra bir pozisyon gelişti top sekerek geldi ama benim boy o zamanlar da kısa olduğundan kafayla geçirdim topu ayağını kaldıran iki stoperin arasından. daha ilk sekişinde hocaların beni tanıma sebebi olan sol ayağımla vurdum topa var gücümle ama ne vurmak. katılanlar da hep arkadaşım olduğundan anlatırlar hala golün güzelliğini. oynayanlar bilir hayal meyal hatırlanır genelde bilinçsizleşir insan o anlarda. zaten gol sonrası hatırladığım tek şey babamın iki sıra aşağı atlayıp bana sarılması oldu.
  • 15
    çok daha güzel gol atmışımdır ama kendimin en çok beğendiğimi anlatacağım.

    geçen seneydi sanırım, halısahadaydık. bizim takımdaki elemanın işi çıktığından adam eksiğimiz olduğu için bir tek topa dokunmaktan aciz birini bulabilmişler. rakip deli gibi basıyor, kalıplı top çeviremiyoruz. neyse atak yaparken rakip takımdan topu kapıp bam güm ileri vurdular. topa yetişmeye çalıştım baktım kaleci de kalesinden çıkmıştı. ben daha hızlıydım ve topa yetişebilecek gibiydim ama topu kontrol etmeye çalışsam kaptıracaktım veya adamlar gelecekti. var gücümle halısahayı sınırlandıran direklerden birine doğru şut çektim. kaleci bana basmaya geldiğinde top da kaleyi doğru yöneldi ve gol oldu. ama maçı 5-3 kaybettik *
App Store'dan indirin Google Play'den alın