4
kısa süren futbolculuk hayatımın olmasından mütevellit çok gol atmışlığım yoktur. bir elin parmağını geçmez desem yeridir ama aralarında bir tanesi var ki anlatmadan geçemeyeceğim. 14 yaşımdayken okul takımının kaptanı olduğum zamanlarda bi' hazırlık maçımız vardı. sürekli çekişme halinde olduğumuz okulla hazırlık maçı yapacaktık. adı üstünde hazırlık maçı ama olay mahallenin en iyi okul takımı olma yolunda bir adım olunca maç hazırlık maçı olmaktan çıktı; sanki kupa maçı gibi başladı. sağ bek oynuyorum ve kaptanım. mütavazi bir kadromuz ve taraftarımız var. sadece okul değil bütün mahalle toplanmış bu maçı seyrediyor. herneyse lafı fazla uzatmayacağım.
maç sanırım 2-1 ya da 1-1'di tam hatırlayamıyorum. rakip takım korner kullanıyordu ve ben arka direkteydim. top arka direğe doğru açıldı ve önüme düştü bizim ceza sahamız içinde. topu önüme aldığım gibi driplinge başladım. nasıl koştuğum belli değil. rakip takımın stoperi omzumdan ve formamdan çekiştiriyor ama imkanı yok düşüremez. solumda açılan forvetimiz bana pas at der gibi seslenmeye başladı ama sana da atmam hacı bu gol benim der gibi koşuyorum dur durak bilmeden.
kafamı kaldırıp kaleciyi gördüğümde öne doğru açılmıştı. fırsat bu fırsat topun dibine gireyim dedim. sadece yürürken kullandığım sol ayağımla topun dibine girmemle kalecinin üstünden aşırmam bir oldu ve gol sesi. topa vurduktan sonra kendimi yere bırakmıştım ve topun kaleye gittiğini göremedim; ta ki tribünler gol diye bağırıncaya dek.
uzun uzadıya yazıyorum ama o an belki de hayatımdaki en mutlu olduğum anlardan biriydi.
dipnot: o maçta 2 gol 1 asist yapmıştım ve maçı 5-1 biz kazanmıştık.
maç sanırım 2-1 ya da 1-1'di tam hatırlayamıyorum. rakip takım korner kullanıyordu ve ben arka direkteydim. top arka direğe doğru açıldı ve önüme düştü bizim ceza sahamız içinde. topu önüme aldığım gibi driplinge başladım. nasıl koştuğum belli değil. rakip takımın stoperi omzumdan ve formamdan çekiştiriyor ama imkanı yok düşüremez. solumda açılan forvetimiz bana pas at der gibi seslenmeye başladı ama sana da atmam hacı bu gol benim der gibi koşuyorum dur durak bilmeden.
kafamı kaldırıp kaleciyi gördüğümde öne doğru açılmıştı. fırsat bu fırsat topun dibine gireyim dedim. sadece yürürken kullandığım sol ayağımla topun dibine girmemle kalecinin üstünden aşırmam bir oldu ve gol sesi. topa vurduktan sonra kendimi yere bırakmıştım ve topun kaleye gittiğini göremedim; ta ki tribünler gol diye bağırıncaya dek.
uzun uzadıya yazıyorum ama o an belki de hayatımdaki en mutlu olduğum anlardan biriydi.
dipnot: o maçta 2 gol 1 asist yapmıştım ve maçı 5-1 biz kazanmıştık.