26
26 şubat 2004 galatasaray villereal maçı ile ilgili bir anım var. o dönemler lise 3.sınıftaydık ve sınıftan yakın bir arkadaşımla beraber maça açık tribünde gitmiştik. bilen bilir olimpiyat stadında o dönem kapalıya geçme furyası vardı. yani stadın açık kısmından kör noktalarla kapalıya geçiş mevcuttu. biz ise kapalının o kadar uzağındaydık ki numaralı tribüne geçmeyi denemiştik. çitten tırmandık ve kendimizi o yüksekten numaralı tribünün köprü gibi bir uzantısına bıraktık. ilk atlayan bendim ve kolumun üzerine çakıldım. arkadaşım ise aşağı uçacak iken demire ayağıyla sertçe kendini iterek iniş yaptı. ben kolumdan o ise ayağından acı içinde maçı izlemeye başladık.
maçın devre arası şeref tribünü denen yere inmiştim. açılır kapanır cam bir kapı ve güzel deri koltuklar vardı. kapıdaki güvenliğin dikkatini çekmemiştim. maç dönüşü ise şirinevler üst geçidinden benim kolum, onun bacağı yaralı şekilde adeta sürüne sürüne eve gitmiştik. şimdi olsa acaba kırdım mı tribine girerdim. o acıyla maçı nasıl izledik hala aklım almıyor. çok şükür kırık çıkık yoktu tabi. gençlik...
maçın devre arası şeref tribünü denen yere inmiştim. açılır kapanır cam bir kapı ve güzel deri koltuklar vardı. kapıdaki güvenliğin dikkatini çekmemiştim. maç dönüşü ise şirinevler üst geçidinden benim kolum, onun bacağı yaralı şekilde adeta sürüne sürüne eve gitmiştik. şimdi olsa acaba kırdım mı tribine girerdim. o acıyla maçı nasıl izledik hala aklım almıyor. çok şükür kırık çıkık yoktu tabi. gençlik...