özellikle son iki yıldır karamsarlığın dibine vuran ve yapılan çoğu transferin, uygulanan çoğu taktiğin, alınan çoğu kararın
galatasaray futbol takımını daha da karanlığa sürükleyeceğini sezerek moralini bozan
şanlı galatasaray taraftarına hatırlatmak istediğim galatasaray düsturudur.
aslolan galatasaray'dır.
gecenin en karanlık olduğu an güneşin doğmasına ramak kalan andır demeyeceğim, hayat tecrübesi bulunan dostlarım gerçek hayatın bu şekilde işlemediğini bilir. tabii ki eleştirelim, moralimizin bozulduğu belli edelim, fikirlerimizi söyleyelim. fakat unutmayalım dostlar, bu insanlara
galatasaray için en iyi olanı yapmaları adına yetki veriliyor. ayrıca olayların bizim bilmediğimiz yönleri de var. sizin de dikkatinizi çekti mi, ne yapılırsa yapılsın beğenmiyoruz. toplum olarak bu huyumuz haline gelmiş.
benim derdim
galatasaray. bu entry'i yazma amacım da
galatasaray taraftarını sağduyuya davet etmek. sakin olalım. yemin ediyorum yazılanları okudukça ağlayasım geliyor, sanırsın kulübün kapısına zincir vurulmak üzere. herkes "yangın var" diye bağırıyor. sizin bu derdinizi ve karamsarlığınızı anlıyorum dostlar, ama bu kadar olumsuz yönde düşünmeye gerek var mı? bu takım bu ligi ilk 10'da bitirir.
* 3 maç kazanmamıza bakar. bunu hepiniz biliyorsunuz. biraz da bu olumsuz düşünce bu karamsarlık bizi karanlığa sürüklüyor olabilir mi? alelacele yapılan
diagne transferi, büyük bir kumar oynadığımız
falcao transferi, bunlar yakın zamanda yaşadığımız hadiseler. bizim bu hallerimiz
galatasaray yönetimini de paniğe sürüklüyor.
galatasaray'ın her daim hedefi başarıdır. başarısızlığa tahammülü yoktur. bunu da anlıyorum. fakat hayat öyle bir şey ki, başarıya gitmek için yürüdüğünüz yollarda hep başarı sergileyemiyorsunuz dostlarım. başarı bir sonuçtur. başarıya ulaşmak için bazı fedakarlıklar da gerekiyor. başarı için özellikle sabır ve sağduyu çok önemli gereklilikler. lafı biraz uzattım sanırım. ama bu karamsarlık beni çok üzüyor dostlarım. ya daha iyi olma ihtimali varsa? ya bu kararlar gelecek adına önemli dönüm noktalarıysa?
not: meşhur filmin son sahnesinde gemi batarken şarkılarını çalmaya devam eden müzisyenler gibi hissediyorum şuan kendimi. müziği duyun dostlar, biraz sakinleşelim.