arda turan

	Arda Turan
	Görev	:	Teknik Direktör
	Takım	:	Eyüpspor
	Yaş	:	37
	Uyruk	:	Türkiye

• 1976

  her takım böyle bir kaptana sahip olmak için hayal kurarken biz elimizdeki değerlerin kıymetini bilmiyoruz. adam buradaki çoğu gsuserden daha galatasaraylı. takıma verdikleri ortada. hep kalasın bizi başarılara taşıyasın kaptan.
  
  bir de şunu anlamak lazım, biz 2000 sonrası bütün şampiyonlukları takım ruhuyla kazandık. sivasa şampiyonluk maçında deplasmanda 5 golü bu ruhla attık. işte arda bu ruhun şu anda son temsilcisidir. değerini bilelim bilmeyenlere bildirelim.
• 1977

  kendisi kaptanlik yapacak mental olgunluk ve profesyonel istikrara sahip degildir. cok yetenekli bir oyuncudur ama aylar önce söyledigim gibi, eger bu kafayla devam ederse turkcell super lig dribbler'i olarak kalir, 30 yaslarina geldiginde kendi etrafinda dönerek calim bile atamamaya baslar ve bunun neticesinde kafasina bir laptop ya da cep telefonu atilarak futbolu birakir. kendisi genc ve yetenekli bir insan. eger böyle sert konusuyorsak iyiligini istedigimiz icin konusuyoruz.
• 1978

  bu sezon toplamda 51! maça çıkmış, 12 gol atıp, 29 asist yapmıştır. tamam messiyle kıyaslamıyoruz da, oha be kaptan.
• 1979

  gerçekten de elano'nun attığı gollere sevinmemektedir. bana inanmıyorsanız, bakın:
  
  http://www.youtube.com/watch?v=pNI9_159pkA
• 1980

  ve elano'ya pas da atmamaktadır. ciddiyim, buyrun:
  
  http://www.youtube.com/...EORFRlA&NR=1
• 1981

  belki elano'ya bilerek pas atmayabilir * *. belki tek top yapacagina, calimlariyla oyunu zorlastirabilir *. ama bahsettigimiz kisi arda turandir. hani sahadaki biz dedigimiz adam?
  
  tabi simdi yanlis anlamayin ardanin dokunulmazligi yoktur. simdi elano'ya bilerek pas atmayinca, bos olan arkadasi varken calimlayip pozisyonu harcarsa kizmam mi arda'ya? tabi ki kizarim (hem de cok). ama bu kizginlik uzun surmez, cunki arda beni * sevindirmesini bilir.
  
  arda belki * bu aralar fazla yalnis yapiyordur ama bu adami yanlisiyla dogrusuyla seviyorum. takimimda, galatasaray'da oldugu icin de cok mutluyum.
• 1982

  an itibari ile adnan polat ve sinem kobal ile kanalturk'de son kale programında imis. biz oyle duyduk.
• 1983

  --- alıntı ---
  keko çiçek...
  8 yaşında...
  elazığ/okçular depremi'nin sembolü o...
  27 yaşındaki annesi ayten'i ve 3 yaşındaki kardeşi emre'yi kaybetti.
  dün deniz baykal okçular'da küçük keko'yu kucağına aldı, ne istediğini sordu.
  keko, "arda gelsin" dedi.
  baykal, "arda zor olabilir, arda'yı herkes istiyor" deyip, arda imzalı galatasaray formasını gönderebileceğini söyledi.
  baykal haklı, arda'nın okçular köyü'ne gitmesi zor olabilir.
  ama...
  arda, hafta sonu oynayacakları trabzonspor maçına elini tuttuğu keko ile çıkabilir.
  böyle bir olay keko'yu nasıl mutlu etmez; acılarını nasıl az da olsa hafifletmez.
  ayrıca...
  böyle bir sahne, diyarbakırspor olayları nedeniyle gerilen süper ligi'n havasını da değiştirmez mi?
  haydi arda...
  tut keko'nun elini; bu zorlu deplasman maçına öyle çık.
  çık ki, futbolun üzerinde dolaşan şu kara bulutları dağıtıver.
  sporun kardeşlik olduğunu dosta düşmana gösteriver...
  hadi arda şaşırtma bizi...
  --- alıntı ---
  
  arda'nın cevabı
  --- alıntı ---
  elazığ'daki depremde anne ve kardeşi ölen ve onları evlerinin enkazında ararken çekilen görüntüleri medyada yer alan keko çiçek adlı çocuğun, formasını istediği hatırlatılan arda, ''benim bu konudan yeni haberim oldu. federasyondan gerekli izni alabilirsem, trabzonspor maçına keko ile birlikte çıkmaya çalışacağım. allah sabır versin, gerçekten çok zor bir şey yaşadılar. dualarımız onlarla. elimizden ne gelirse, keko için yapacağız'' ifadesini kullandı
  --- alıntı ---
  
  böyle bir kaptan herkese her takıma nasip olur mu acaba?
  
  http://www.odatv.com/...-yap-bunu-1503101200
• 1984

  kendisi aslan yüreklidir, tıpkı kaptanlığını yaptığı takım gibi.
  
  http://video.ntvmsnbc.com/...58204250250227095207
• 1985

  sahaya çıkarken kendi oğlummuş gibi okuyup üflediğim,evimde duvarda çok yakışıklı pozları olan,bazen maçta kötü oynuyorsa bağırıp çağırıp kızdığım ama nedense bu tepkinin peşinden çoğunlukla gol atan ya da attıran,arda kuzumdur benim...
• 1986

  --- alıntı ---
  zorunlu açıklama: arda turan
  
  bugün bazı basın organlarında özel bir plaka için çok yüksek bir meblağ ödediğim ya da ödemeyi teklif ettiğim hakkında çeşitli asılsız haberler yayınlanmıştır.
  
  sporseverlerden, mesnetsiz dedikodulardan üretilen ve yalnızca spekülasyon amacı taşıyan bu haberlere ve bu tarz haberciliğe itibar etmemelerini rica ederim.
  
  saygılarımla,
  
  arda turan
  galatasaray profesyonel futbol a takımı kaptanı
  --- alıntı ---
• 1987

  yaptığı her olaydan, konuştuğu her laftan sonra kaptan değilken bizim mahallenin en fırlama ufaklığı olan arda turan, kaptanlığı sonrasında galatasaray taraftarları için apayrı bir fenomene dönüşme yolunda. "efendim son 1-2 ayda iyi oynamıyordu da kewell'ın gidişiyle tekrar kendi ritmini yakaladı" şeklinde konuşmayı, teknik analiz yapmayı bir kenara bırakırsak (bu ülkede herkes her şeyin teknikeri olduğundan ben eksik kalayım. icabında sigorta da değiştirir bu ülkenin insanı, antreman programı da yazar, arabanın vantilator kayışını da kendisi takar) arda turan'ın beni büyüleyen apayrı bir özelliği var.
  
  öncelikle benim heyecan duyduğum her şeyde heyecan duymuş bu çocuk işte. hagi'nin bilboa'ya attığı golü izlemiş, kral'ın gol attıktan sonra kendi ismini göstermesini görmüş, deli hasan'ın panoları tekmelemesini alenen izlemiş.. arda ile ortak futbol geçmişimizin olması, o profesyonel oyuncu zirvalarini siktir etmeme neden oluyor. ulan adam benim kadar galatasaraylı yahu. biz takım gol atsın diye ancak ve ancak koltukta yerimizi değiştirirken, daha evvelinde yaptığımızda kazandığımız şeyleri yaparken (ağızdaki sigarayi yere düşürmek gibi) arda kalkıp da "hadi beyler hadi" diyip icabında golünü çakabiliyor. arda'nın futbol sahasında benim takımım için bulunması bana huzur veriyor açıkcası. "herkes maçı bırakır ama arda bırakmaz" dememe neden oluyor. milyonlarca fanatiğin yeşil çimdeki yansıması arda turan...
  
  seneye bu takımda kalır mı bilinmez, (gelip editleriz burayi) ama arda turan'ın şimdiden galatasaray efsanesi olduğu bir gerçek..
• 1988

  yaşı ve futbol stili nedeniyle "türkiye'nin messi"si demek yanlış bir benzetme olmaz. sonuçta an itibariyle bir ulusun çıkarmış olduğu en yetenekli ve de pahalı futbolcu. buna ek olarak kariyeri galatasaray'dan ibaret olmasına rağmen avrupa arenasında da isminden bir şekilde söz ettirmiş, bilinen ve arzu edilen bir oyuncu. fakat şöyle bir konuya dikkat çekmek istiyorum; arda turan 23 yaşında ve türkiye a milli futbol takımı forması ile 34 maça çıkıp 5 gol attı. bu gollerden ikisi euro 2008'de isviçre ve çek cumhuriyeti'ne attığı goller. buna ek olarak milli takımımızın tarihindeki en stresli maçlardan biri olan 20 haziran 2008 türkiye hırvatistan maçında ülkemiz adına seri penaltı atışlarında ilk penaltıyı kullandı ve gole çevirdi. messi arda ile aynı yıl doğmasına rağmen an itibariyle ay farkıyla 22 yaşında. arjantin milli futbol takımı forması ile 43 maça çıkıp 13 gol attı. bu gollerden biri 2006 dünya kupası, ikisi copa america ve yine ikisi 2008 olimpiyatları'da atıldı. lionel messi genç yaşına rağmen milli takımı ile bir dünya kupası*, bir copa america** ve bir olimpiyat** gördü, bu turnuvalarda oynama fırsatı elde etti. arda turan'ın milli takım ile oynama fırsatı bulduğu tek uluslararası turnuva, aynı zamanda son 10 yılda milli takımımızın da katılma fırsatı bulduğu sayılı turnuvalardan olan euro 2008. bunun dışında messi bu yıl doğumgününü kutlayacağı tarihlerde başka bir kıtada kariyerine bir dünya kupası* katılımı daha ekleyecek. ve ülkesinin umudu olacak.
  şurası hiç şüphe götürmez bir gerçek ki bu iki genç oyuncu da dünya futbolu açısından izlenesi ve değerli oyunculardır, ve katıldıkları turnuvalarda isimlerinden söz ettirmişlerdir. bu yaz arda turan'ın ve bizlerin dünya kupasını evde izleyecek olması hem bir ülkenin an itibariyle en meşhur futbolcusu olan arda için, hem de genç yeteneklerin her zaman sevgi ve beğeniyle izlendiği dünya futbolu adına büyük bir kayıptır. şahsım adına da bir üzüntüdür. çünkü "genç kaptanımız" büyüyor ve geriye giden yıllar bir daha gelmeyecek. sonlarına doğru yaklaştığı gençlik yıllarında kupa kaldırmasa bile ne kadar çok turnuva görürse yararındadır, yararımızadır. biz galatasaray taraftarları, türk halkı ve dünya futbolu için... kaptanımız arda turan'ın sosyal ve duygusal açıdan en büyük şansı, fakat sadece dünya arenasındaki yetenekli genç bir futbolcu olarak da en büyük talihsizliği uluslararası turnuvalara katılımda bir türlü istikrarı yakalayamayan milli takımımızın oyuncusu olmasıdır...
• 1989

  genç yaşta kaptanlık verilmesinin kesinlikle doğru olduğunu düşündüğüm futbolcudur. tecrübelidir değildir tartışılır ama daha bu yaşta çok da güzel başarılar yaşamıştır. dahasını da hem yaşayacak hem de yaşatacaktır. galatasarayın bağrında yetişen gerçek galatasaraylı çocuğumuzdur. çok da yeteneklidir. bazı saha içi yanlış haraketleri vardır amenna, onlar da zamanla düzelecektir.
• 1990

  idmanda yaşadığı sakatlık nedeniyle 21 mart 2010 trabzonspor galatasaray maçında oynayamama ihtimali olan futbolcumuzdur.
• 1991

  ntvspor da messi nin son 4 maçta 8 gol atması hakkında verilen haberi izlerken, "lan inşallah arda messi nin bu performansını görüp gaza gelir de önümüzdeki derbilerde çoşar" dememin akabininde, alt bantta son dakika sakatlık haberi geçerek beni üzmüş futbolcumuz.
• 1992

  http://www.youtube.com/...;amp;feature=related
  
  nereden nereye be! ergen sesi değişmedi ama kendisi olgunlaştı.
  
  reklamdaki rol arkadaşı şu an nerede bilen var mı?
• 1993

  biricik kaptanımızdır.
  
  öncelikle arda'yı ezici çoğunluğumuz gibi sevdiğimi belirtmek isterim. ama eleştirmek istediğim noktalar var arda'da. bu eleştiriler kesinlikle yok sevgilisiymiş, gezdiğiymiş tozduğuymuş değil. genç adam tabii gezecek, galatasaray kültürünün sınırlarını aşmadan dilediğini yapabilir arda. yeter ki takımımızın ismine zeval gelmesin.
  
  her neyse. benim arda da gördüğüm sıkıntı stres düzeyi yüksek maçlarda takımı elinde tutamaması ve üstüne üstlük kötü oynaması. bunu kulüp maçları adına konuşuyorum milli maçlarda hep çok iyi oynuyor arda. gerek avrupa maçları olsun gerekse derbiler olsun oyunu sürklase edecek onun yıldız olduğunu ispatlayacak bir oyun temposu yok. bir maestro gibi olamıyor şu an için saha da. tabii ki oyun zekası çok yüksek sezgileri mükemmel. bunu son beşiktaş derbisinde attığı gol ile anlattı zaten bizlere; ama benim bahsettiğim şey türk futbolunun yıllardır aç olduğu bir oyuncu profilini anlatıyor. benim arda'dan tüm beklentim büyük maçlarda büyüklüğünü her yönüyle kanıtlaması.
  
  yani bir denizli maçında bir sivas maçı falan değil ardanın iyi oyuncu olduğunu yıldızlığını kanıtlayan mecralar. bir kadıköy derbisinin gerginliği, bir ali sami yen derbisidir. bir avrupa maçıdır. arda bu tip maçlarda takım ortalamasında seyrediyor genelde. onun yıldız olduğuna inanmamız için takımın profilinden ayrılı ekstra bir şeyler koyması lazım ve bu potansiyel de var arda'da.
  
  belki tecrübe eksik belki çekingen bilemem. ama umarım bunu aşarsın arda. o zaman kendini de aşarsın, türk futbolunu da aşırırsın. yolun açık olsun. benim seni eleştireceğim bir nokta budur. ikincisi de şu takımdaki abilik düzenine bir son ver. takım içine takım olmadığına hepimizi inandır.
• 1994

  son antremandaki sakatlığıyla beraber en kritik maçlar öncesi en önemli oyuncularımızda ortaya çıkan şok sakatlık ya da kadro dışı kalma geleneğini sürdürmüş oyuncumuzdur.. ben böyle şansın..
• 1995

  sakatlığı sebebi ile 21 mart 2010 trabzonspor galatasaray karşılaşmasında görev alamayacak kaptanımızdır. her işte bir hayır var diyelim 2 haftalık forma hasretine sonra fenerbahçe maçında muhteşem bir futbolla son vermesini dileyelim.
• 1996

  mehmet topal saolsun belkide fenerbahçe derbisinde bile forma giyemeyebilir. bizim bir semboldür bir idoldür ve türk futbolunun dünya futboluna bir armağanıdır.
• 1997

  profesyonel değildir. daha o kadar olamamıştır. ben gol atıldıktan sonra bizim kadar sevinen profesyonel görmedim.
• 1998

  umarım 28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macinda sahada olur.
• 1999

  "yufka yürek"le, "insaniyetle" eş anlamlıdır kendisi. keko'nun elinden tutmuş görünce buna öyle sevindim ki sözlük ve düşündüm: bir çocuğu mutlu etmek ne kadar kolay.. ne kadar zor..
• 2000

  http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/...ustu.html?position=2
  
  ne denilebilir üstüne bilemedim.