galatasaraylıların tek meselesi galatasaray'dır.
2011 ağustosunda transferin bitmesine çok az bir zaman kala gittiğinde ilk kıvılcımı attı aslında. yerine alelacele riera alındı. kendisinden gelen para, riera'nın bonservisini ve maaşına anca yetti yetmedi. kağıt üstünde para kazandırdı ama kulübe bir faydası olmadı. barcelona'da transfer yasağı nedeniyle oynayamadığı dönemde galatasaray'ın teklifini 'komik' buldu. o teklifini komik bulduğu takım onu ''adam'' etti.
* top toplayıcı olduğu takımda kaptan oldu. kendi hayat tecrübemdir; ekmeğini yediği yere haksız yere kötülük eden kimseden iyi insan çıkmıyor. arda'yı o günden sonra istemedim takımda. iyi ki de gelmedi. gelemedi.
kendisini evladı gibi gören fatih hocaya terbiyesizlik etti. acun abilerinin, emre abilerinin peşinden gitmeyi tercih etti. barça'da istenmeyen adam oldu. büyük takım. kimler kimler gelmiş geçmiş. hiç gözünün yaşına bakmadılar defettiler başlarından. en son kimse istemeyince türkiye'ye çevirdi rotayı. adına besteler yazan, bir zamanlar kendilerinden biri olarak gördükleri arda'yı istemedi galatasaray taraftarı. belediye takımına gitti. orada da yemediği herze kalmadı. gazeteci dövmekten hakeme saldırmaya kadar her vakaya karıştı.
üstte yazdığım her şey bir kenara bırakalım. çıkarcılık, sinir, açgözlülük, şöhreti kaldıramamak, vefasızlık vs. hepsi insani hasletler. hepsi var hayatta. bunların hepsini bir yere kadar affedebilir insanlar. ama gidip bir kadına,üstelik evli bir kadına terbiyesizlik yaparsan bunun izahı yok. başta sinirleniyordum görünce. artık acıyorum. zavallı halde, oradan oraya sürükleniyor. bize de ders olsun. kimseyi gözümüzde büyütmeye gerek yok. öyle kolay değil metin olabilmek.
neyse; aslolan galatasaray.